Oterbiyesizce manşetle sözüm ona misilleme yaptılar! Sözcü gazetesi, bugüne dek attığı provakatif manşetlere bir yenisini ekledi ve kötücüllüğünün altını yeniden çizdi. 'AK Parti'nin yarım kadınları' diyerek lafı bir kez daha insanları gaza getirmek adına eğip büktü ve aslında kendine yakışanı yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) yeni hizmet binasının açılış töreninde bir konuşma yaptı; kadının iş hayatındaki konumunu, anneliğini asla geriye atmaması gerektiğini anlattı. Çok açık ve net olarak şunları söyledi: "Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyor demektir.
Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun, eksiktir, yarımdır. İnsanlığın yarısını oluşturan kadın, anneliğiyle, evinin ve çocuklarının üzerindeki etkinliğiyle, zarafetiyle, estetiğiyle, iç güdüleriyle, sahip olduğu farklılıklarla kadındır. Bu gerçeği bir kenara bırakıp erkekle kadını birbirlerine hasım olarak rakip olarak gören anlayışı kesinlikle reddediyoruz..."
CÜMLE KURMAKTAN ACİZLER
Ben Cumhurbaşkanı'nın ne demek istediğini anlıyorum, anlayamayanlara hayret ediyorum. Çocuğu olmayan bir kadın olarak bu cümleleri üzerime alınmıyorum ve kendisine hak veriyorum.
Açık, gayet açık olan şu; Recep Tayyip Erdoğan ne derse desin yanlış anlayacaklar, anlamamak için direnecekler, sonuna dek savaşacaklar. Onlar aklı başında ve başlı başına bir anlam ifade edecek cümleleri kurmaktan acizler çünkü.
NEDEN BU TEPKİ?
Kadınların anneliğe teşvik edlmeleri için çeşitli düzenlemeler yapıldığını anlatan Tayyip Erdoğan, bu ifadesiyle neden bu denli tepki çekti? Dedim ya, zaten hali hazırda, aportta bekleyen bir grup var. AK Parti kökenli biri hayatın anlamını açıklasa, onlar itiraz edecek; karşı çıkacak. Hayata mana katmaya değil, hayatın manasından çalmaya meyilliler, belli ki. Cumhurbaşkanı şöyle diyor: "Üretmek, hayatın her alanında var olmak kesinlikle anneliğe engel değildir. Özellikle çalışan kadınların anneliğini teşvik için çok önemli düzenlemeler yaptık.
Teknolojik imkanlar, kadınlarımızın pek çok işi evinden, çocuklarının yanından yürütebilmesine fırsat veriyor. Velhasıl, iş hayatının anneliğin alternatifi haline getirilmesini kesinlikle kabul etmiyorum..."
'TAMAMLANMAMAK'
Bunu anlatmak lazım, aileye, anneliğe övgüde bulunmak lazım, kadını yücelten, toplumdaki yerini sağlamlaştıran bu fikrin neresinden kavga çıkarıyorsunuz.
Bir tercih olarak evlenmemiş, hayat şartlarının getirdiği noktada anneliği tadamamış çok kadın biliyorum, kendini yarım hisseden. Şimdi 'yarım kalmak' deyimini de açmak lazım, Cumhurbaşkanı 'tamamlanmamaktan' bahsediyor. Kadın, genetiği, yapısı, yaradılışı gereği doğuruyor kaç bin yıldır. Biz, bir şekilde tercih ederek veya etmeyerek evlenmeyen ve anne olmayan kadınlar zaten, bu zinciri bozuyoruz; hayata karşı geliyoruz.
HER CÜMLEDEN PAY ÇIKARIYOR
Uyanık Ahmet Hakan, "Erkekler de baba olmuyor, onlara da mı yarım diyorsun" diyerek topa girdi; gerçek bir 'dahi' çünkü. Her cümleden pay çıkarıyor, çıkaramayınca çıldırıyor;
Erdoğan kendisini muhatap alsın diye çırpınıyor, yazık aslında... Her bozuk saatin günde iki kez doğruyu gösterebildiği gibi, Ahmoş da doğru bir tespitte bulundu aslında, baba olmayan erkek de yarımdır. Söyleneni algılayamamak da yarım kalmaktır, art niyetli olmak çok kötüdür, tedavisi de yoktur ne yazık...
Kadın yarım kalmışlığını tamamlar bir şekilde ama erkek için yapacak şey yok, biriniz Ahmoş'a söyleyiverin...