• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 04.12.2022, 00:00

Gemi seyahatimizde ilk durağımız Fas'ın Kazablanka şehri oldu. Şehir, aynı ismi taşıyan meşhur film dolayısıyla sadece popüler olmakla kalmamış, orijinal ismi de değişmiş. Kazablanka (Casa Blanca), beyaz ev anlamına geliyor ki bölgenin mimari dokusunu tarif ediyor. Krallıkla yönetilen Fas, modern görüşlü kralı sayesinde yeniliklere çabuk adapte olmuş.

Başkenti Rabat olsa da Kazablanka en büyük şehri. Yine de en pahalı ve lüks şehrinin Marakeş olduğunu belirtmeli. Şehir, beni son derece şaşırttı, diyebilirim. Aynı duyguyu Mısır'da da yaşamıştım. Özellikle dönem filmleri ve batının doğuya bakışındaki oryantalist yaklaşım, bu hayretimizin temelini oluşturuyor. Kazablanka'da o tipik Arap şehri görüntüsü hemen hiç yok. Şehirde en çok dikkatimi çeken, kürelleşmenin girdiği tüm bölgelerde görülen şey oldu. Kazablanka'da da hemen arka sokaklarda, benzerini çok az görebileceğiniz bir sefalet burnunuzun direğini sızlatırken, diğer yanda da müthiş bir zenginlik hüküm sürüyor.

FAS DEGIL ABD SANKI!
Orta kesimin bir cephesi nefis resimlerle süslenmiş, getto görünümdeki 'aile' apartmanları, bu tabloda gözümüze en sıradan görüneni. Sahile çıktığınızda durum bambaşka. Pandemi öncesinde yüzüne bakılmaz halde olan sahil, bu dönemin bitimine yenilenmiş olarak çıkmış. Mağrip ülkelerinden biri olan Fas'ın, Atlantik Okyanusu'ndan Cebelitarık Boğazı'nı çevreleyip Akdeniz'de son bulan uzun bir sahil şeridi var. Yani okyanusa komşu olması, denizi soğuk kılıyor. Hem suyun ısısı hem de dev dalgalar yüzünden dalga sörfçüleri dışında yüzen yok. Burada beach club adı altında, havuzlu lüks tesisler sıralanmış. Kıyıda şık kafeler, biraz ötede lüks otomobil markalarının satış noktaları... Hani biraz zorlasam, Kazablanka sahilini Amerika'nın Los Angeles sahillerine benzeteceğim, o derece! Dolayısıyla fiyatlar da Avrupa ile eşit hale gelmiş. Bir meşrubat burada da bizim paramızla 70 lira.

SANAT ESERİ GİBİCAMİ
Kazablanka, tüm limanlar arasında en geç döndüğümüz ve gecesine de şahit olduğumuz tek şehir oldu. Bu yüzden geminin ekstra tur programında (100 euro) akşam yemeği de dahildi. Akşam yemeğinde, turistik lokantalardan birinde geleneksel yemekleri tajini tattık. Bu yemeği, bir tür baharatla kaplanmış sebzeli dana eti olarak tarif edebiliriz. Damak tadımıza uygun ve yumuşaktı. Beğendik.
Kazablanka'da mutlaka görülmesi gereken yer ise Hasan 2 Camii... Fransız mimar Michel Pinseau tarafından tasarlanan cami, aynı anda 25 bin kişinin içeride, 80 bin kişinin ise avluda namaz kılmasına olanak verecek büyüklükte. Minaresi, 210 metrelik uzunluğu ile dünya rekorunu elinde bulunduruyor. Geleneksel olarak cami mimarisinde güç ve huzur duyguları bulunsa da gösteriş olarak kiliselere göre daha sade yapılardır. Hasan 2 Cami, Endülüs uygarlığı döneminde, İslamın iddiasını dünyaya haykıran bir eser olduğu için daha süslemeli yapılmış. Bu bağlamda değerlendirildiği zaman klasik camilerden ayrılıyor ve daha çok bir sanat eseri gözüyle incelenmeyi hak ediyor. Bu eseri görmeden Kazablanka'dan ayrılmayın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA