Bir yaz daha denizini, güneşini toplayıp üstümüze üstümüze yaklaşırken;
"Yandık bittik mahvolduk" diye dert yanan turizmciler...
Hadi gün sizin gününüz, bizi kazanın!
"Beni beni beni Bihter'ini!
(Bihter Ziyagil'in kulakları çınlasın! Bakınız Aşk-ı Memnu) Ben kim miyim?
Cevap veriyorum: Yerli turist!
Yıllardır gözünüz; Rus, Alman derken hiçbirimizi görmedi...
Gelen yabancı turistlerin yollarına güller dökerken, resmen yerli turisti elinizin tersiyle ittiniz...
Onların üçe kaldığı yerde, biz beşe konakladık...
"Elinizin altından" hiçbir yere gitmeyecek yerli turisti resmen harcadınız...
Yüzümüze bakmadınız yahu!
Bak yine "Rus turist gelmiyor" diye kara tasalardaydınız...
Ben tam, "Dön de kaybettiğin yerli turiste bir bak" demeye hazırlanırken, nihayet birilerinin aklına geldik!
Bingo! Yerli turisti kazanmak için kampanyalar başlatılıyor...
Ne diyelim...
Hiçbir şey için geç değil...
Bir deneyin bakalım şansınızı...
Bu memleketin insanı tatil sever...
Biz, kamyon lastiği ile Uludağ'da kayak yapan; denizde yüzen insanlarız yahu...
Bu halkı, "Acaba tatile gider mi?" diye sınamayın...
Tatilin kitabını yazar yurdum insanı...
Hadi ama siz şimdi "snop" moda geçin turizmciler ve beğenmeyin Türk turisti...
Bize gelen Ruslar da zaten Kremlin Sarayı'nda büyümüştü değil mi?
Sabah kahvaltısında et yiyen, sonra da onu ekmek arası yapıp tekne turunda yanında götüren, son ses konuşan, kaldığı otelden adım dışarı çıkmayıp havuz kenarında pinekleyen turistler muhteşemdi!
Neyse...
Hadi geçmişi unutalım ve yeni bir başlagıç yapalım...
Bu sezon sizi zor günler bekliyor...
Bizim de fena halde tatilimiz geldi...
Siz yerli turiste yönelerek krizi fırsata çevirin; biz de kamyon lastiklerini tozlanmış raflardan çıkaralım!
Şaka şaka!
Tamam, yüzmeye ördek simitlerimizle geleceğiz üzülmeyin!
En son modelinden bikini, mayo, plaj giysimizi bile alırız sizin için...
Yeter ki bizi beğenin!
Mesela, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş'ın, "4 gece konaklayan turisten, 3 gecelik ücret alınması" önerisi süper..
Bu pası, gole çevirmeye hazırlanan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği de, Demirtaş'ın önerisini uygulayacaklarını söyledi.
Yalnız ETİK, ibreyi "yerli turist" olarak İstanbul'a çeviriyor sanırım. "Haydi İzmir'e Gel" gibi bir sloganla yola çıkıyorlar...
Ama şimdi beni İzmirli olarak bir korku sardı!
Biz yine kendi memleketimizde ortada kalmayız değil mi?
Ne bileyim, Rus turiste uygulanan indirimler, avantajlar bu kez İstanbullunun önüne serilir; bize de "Hadi canım sen git Kordon'da denizi uzaktan seyret" denirse...
Yapmayın bak öyle...
İzmirliye de İzmir'de ucuz tatil fırsatı sunun!
Sonra, "Yok mu İzmirli turist isteyen" diye çıkarız ortaya, Antalya'nın Muğla'nın elinde kalırız valla...
"Tatili gelmiş" İzmirlileri kaybetmeyin!
Erken rezervasyon bünyeye ters!
Tabii burada "erken rezervasyon" seçeneği gündeme geliyor.
Turizmciler diyecek ki, "Yabancı turist erken rezervasyon yaptırıyor. Yerli turist de yapsın kazansın" Canım yaa...
Yapabilecek olsak, seni mi kıracağız?
Türkiye'nin gerek çalışma koşullarından, gerekse Türk insanının genlerine işlemiş "son dakikacı"lığından kaynaklanan nedenlerle, bizde bu iş mümkün değil...
Bizim hangi işimiz planlı programlı ki, aylar öncesinden tatil planımızı yapalım?
Değil mi ama?