Pembe rüyalarla süslenen bir sabaha uyananlar!
Size "kötü" bir haberim olacak...
"14 Şubat Hayal Kırıklığı Günü" ne hazırlanın!
Yahu, kadınlar ve erkekler, bakış açılarını değiştirmezse, bugünün öyle mutluluktan yüzümüzde güller açtıracak bir gün olarak geçmesi mümkün değil.
Niye?
Kadınların ve erkeklerin kimyası, bu özel gün işlerinde hepten tutmuyor da ondan...
Erkekler romantik değil. Biz istiyoruz diye romantiği oynuyorlar!
Siz, elinde çiçekle yolda rahat yürüyen bir erkek gördünüz mü?
Adama o yol bitmiyor!
Bak sor, "Elinde çiçek ve kalp tutan ayıcıkla Alsancak'ta dolaşmak mı; Everest'te tırmanmak mı" diye, "Birader, Everest'e nereden gidiliyordu" derler!
Erkeklerin önemli bölümü bugün depresyonda anlayacağınız.
"Yine ne yapsam yaranamayacağım.
En iyisi kendimi hiç yormayıp, bir şey yapmasam mı; yoksa sinir olmayı göze alıp çiçek falan almayı mı bir denesem" diye düşünüyorlar...
Hep romantik komedi filmleri yüzünden...
Şaşkın senaristlerin hayal dünyasındaki erkekleri, gerçek sanıyor kadınlar...
Film o film!
Ey kadınlar!
Yollarınıza saçılan güller...
Evin her tarafında süslü balonlar...
Gittiğiniz restoranda birden mantar gibi olduğu yerde bitip, keman çalmaya başlayan adamlar...
Evin önünde kırmızı kurdeleyle süslenmiş araba falan, senaristlerin uçuk hayalleri!
O nedenle;
Sevgilinizden, adamcağızın yapamayacağı "romantik" talepleri yerine getirmesini beklemeyin...
Yapamadıkları gibi; yarım yamalak yaparak daha çok ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar...
Öyle olunca daha çok kızıyorsunuz...
Bir şeyi yanlış yapmak, hiç yapmamaktan daha kötüdür!
Yani "romantik bir şey yapmazsa", "Hindistan'da yaşasan çok kutsal bir erkek olurdun sevgilim" diyebilirsiniz gülümseyerek...
Önce algılamayacaktır...
Sonra "o kutsal hayvanın ne olduğunu anlayıp" size kızarsa "Tamam tamam benzetmemi geri aldım. Ama zor adamsın" deyin... İkisi de aynı kapıya çıkıyor ama niyeyse zor adam lafını seviyorlar...
Bak gördünüz mü, hem istediğiniz lafı söylemeye devam ederek kendinizi rahatlatacak hem de iyi bir laf duyduğunu sanan zavallıcığı mutlu edeceksiniz...
Tamam biliyorum, hemen tırnaklarınızı çıkarıp, istediğiniz armağanın, çiçeklerin falan da gelmemesinin etkisiyle "Niye ben onu mutlu ediyorum" diyeceksiniz!
Cevap veriyorum...
Bugün, "14 Şubat. Erkek Sevgililerin, Kadınları Mutlu Etme Günü" değil de ondan!
Bakınız:
"Sevgililer Günü"...
Bizim de onlar için jest yapmamız gerekiyor!
Onlar sevgili değil mi?
Sevgiliyse biz niye onlara bir armağan almıyoruz?
Erkekler bugün niye sevgililerine "Beni maça niye götürmedin" diye trip yapmıyor!
O halde bugünün mutluluk formülünü açıklıyorum sevgili kadınlar...
Beklentiyi minimum tutun!
İNTİKAM İSTEYENLERE
Bakıyorum mutlu olmayanlar çıktı aranızda...
Peki...
Yazının geri kalanı 'romantizm" hayali gerçekleşmeyen ve intikam almak isteyen kadın okurlar içindir...
Romantizmin dibinde bir film seçin... O filmi elini tutarak ve bir saniye bile bırakmayarak izleyin. Her romantik sahnede ağlama krizine girip "Beni seviyor musun" diye sorun...
Filmin ortasında, en yakın erkek arkadaşıyla görüşmezse çok mutlu olacağınızı çünkü o adamdan hoşlanmadığınızı söyleyin. Saçmaladığınızı iddia ederse, "Ben mi o mu" diye rest çekin... Aklı karman çorman olmuşken, gülümseyerek ona armağanını verin... Açtığı paketin içinden, üzerinizde fotoğrafınızın basılı olduğu bir tişört çıksın! Giymeyi kabul etmezse, "Sen beni sevmiyorsun" diye ağlayın!
Tüm bunları yaptıktan sonra ertesi sabah güne hiçbir şey olmamış gibi en masum halinizle devam edin...
Bakın gördünüz mü? Rolleri değiştiniz. Şimdi o düşünüyor.
Bu nasıl bir Sevgililer Günü'ydü diye...