• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Teröre karşı ortak tavır

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Eylül 2015, 21:37
Niye ülkemizi bölmeye çalışan teröre karşı çıkarken bile "birlik" olamıyor, tek ses çıkaramıyoruz? Niye tepkimizi dile getirirken, yıkıp yakmaktan başka bir çözüm üretemiyoruz? Bu kadar zor bir şey mi hep birlikte terörü lanetlemek? Evet, "Kahrolsun PKK" ama plakası güneydoğu iline ait diye arabalara zarar vermenin, Kürt diye insanları linç etmeye kalkışmanın amacı ne? Evet "Şehitler ölmez vatan bölünmez" ama anlamadan dinlemeden birbirimizi boğazlamaya kalkışırken terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş olmuyor muyuz? Zaman birlik zamanı. Kardeşlik zamanı. Kenetlenme zamanı. Bu topraklar bizim. Gidecek bir yerimiz yok. Gitmeye de niyetimiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi hep birlikte yaşayacağız. Evet, birbirimize kızacağız, elbette ki aynı görüşte olmayacağız, tartışacağız, hepimiz kendi görüşümüzün doğru olduğunu savunacağız ama ortak akılda buluşacağız. Görüşlerimizden dolayı birbirimizi yok etmeye kalkışmadan ortak bir çözüm bulacağız.

ÜÇ BÜYÜK KULÜBÜN TAVRI

Üç büyük kulüplerin tavrı örnek bir davranış bence. Önce ortak bir bildiriyle teröre karşı tavır aldılar. Resmi internet sitelerinden aynı görselle ve "Teröre karşı birlikteyiz" diyerek tepkilerini dile getirdiler. Ardından da aynı tişörtle sahaya çıkma kararı aldılar. Futbolcular ısınmak için sahaya çıktılarında siyah renkli ve üzerinde bayrağımızın yer aldığı ve "teröre karşı birlikteyiz" sloganının yer aldığı tişörtü giyecekler. Ve bu tişörtler kulüp mağazalarında satışa çıkarılacak. Sağlanacak gelir de şehit ailelerine ulaştırılacak. Öfkesini içine atarak sessizce, hiçbir slogan atmadan veya "ortak bir sloganla" başlayan bir yürüyüşe sağduyuya sahip herkes katılır. Ama öfkesini kontrol edemeyen ve "terör" diliyle bağırıp çağıran ve etrafına korku salanların başlattığı bir yürüyüş ise katılımsız olarak devam eder. Üç büyük kulübün başlattığı ortak tavır sürmeli bence. Başka kurumlar, STK'lar da benzer bir eylem gerçekleştirebilirler. Ortak akla, sese, tavra ve birleştirici güce ihtiyacımız var zira.

MÜGE ANLI'NIN TAVRI

Terörü lanetlerken şiddetin her türünü lanetlememiz gerekiyor. Özellikle de evdeki şiddeti. Yani kadın ve çocuklara yönelik şiddeti. Bu konuda da örnek bir adım, en çok izlenen televizyon programına imza atan Müge Anlı'dan geldi. Yeni yayın dönemine başlayan sevgili Müge, "hiçbir kadının, hiç kimsenin dayağı hak etmediğinin" altını çizdi programında. Çok önemliydi bu yaptığı, çünkü genelde kadın programlarında "şiddet" eleştirilir gibi yapılırken, kadının da "uslu durması/ söz dinlemesi" gerektiği gibi hususların altı çiziliyor. Yani "dayak iyi bir şey değil ama kadınların da dayak yememek için çaba göstermesi gerekir" teması işleniyor. Müge Anlı'nın dayak yedikleri için evden kaçan gelin/görümcenin eve dönmesini isteyen, kendisinin de kocasından dayak yediğini belirterek, kızının ve gelininin dayağı hak ettiğini söylemeye çalışan annenin sözlerini geçiştirmedi ve üzerine gitti. "Bir kadın ne yaparak dayağı hak eder?" diyerek kadını ve ekran başındaki tüm kadınları ve erkekleri bu konu üzerinde düşünmeye itti. Dayağın hak edilen bir şey olmadığını ve hiç kimsenin ne yaparsa yapsın dayak yememesi gerektiğini dile getirdi. Bunu her fırsata söylememiz lazım. Hiç bıkmadan usanmadan hem de. O yüzden Müge'den ricam, her programda bu konuyu dile getirmesi. Yoksa sözler uçup gidiyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.