Bayılıyorum okulunu, işini dondurup, yeni başlangıçlara yelken açan insanlara. Nasıl da özeniyorum sırtında çantası, kısıtlı bir parayla seyahate çıkan maceraperestlere. Yerlerinde olmak için can atıyorum bir anda karar verip hemen harekete geçen gezgin ruhların..
Mesela Çağla ve Cenk. İkisi de doktor ve devlet memuru. Yıllardır hayalini kurdukları dünya turuna, iş hayatlarına 'bir yıllık ara' vererek başlıyorlar. Ben onlarla ilgili röportajı okuduğumda Uzakdoğu'daydılar ve sekiz ülkeyi geride bırakmışlardı.
Bir yıl sürmüş seyahatin hazırlıkları. Yanlarına ne alacaklarından, ailelerini ikna etme, diğer gezginlerle temasa geçme, rota çizme, vize gerektiren ülkelerden vize alma, aşı olma ve tabii para biriktirme ve en önemlisi işten bir yıl izin alabilme...
Şimdi yollardalar. Geziyorlar. Üstelik bunun için de bir servet harcamıyorlar. Masrafları günde 100 TL'yi geçmiyor. Yaşadıklarını sosyal medyadan paylaşıyorlar.
AİLECEK DÜNYA SEYAHATİ
İnci ve Soner ise öğretmen bir çift. Üniversite yıllarından beri arkadaş olan ve o yıllarda dağcılık sporuna merak saran çift, 2007'de radikal bir karar alarak, yaz tatillerini bisikletli seyahatler üzerine programlıyorlar. İlk seyahatleri, Akdeniz turuyla başlıyor. Daha sonra dünyaya açılıyorlar. 2009'da oğulları Tibet Çınar'ın doğumu bile yolculuklarına engel olmuyor. Tibet, 22 aylıkken, onu da yanlarına alarak gezmeye devam ediyorlar. Ve yedi yıldır ailecek geziyorlar.
Özcan ve İsmail de sürekli hayalini kurdukları dünyayı gezme fikrini sonunda gerçeğe dönüştürmeyi başaran iki arkadaş.
İlk yıllık izinlerinde sırt çantalarını alıp Avrupa'yı trenle geziyorlar. Daha sonra Güney Amerika'ya gidiyorlar. Okyanus aşıp Güney Amerika'nın güney ucundaki "dünyanın sonu" Ushuaia'ya ulaşınca "Dünya turu" hayali ayyuka çıkıyor. 2010 yılında işlerinden ayrılıp 13 aylık dünya turu gerçekleştiriyorlar. Gezdikleri ve gördükleri yerleri bloglarında paylaşıyorlar.
GEZGİN RUHLAR
Kadın gezginler de çok. Mesela Sevil. Burdur doğumlu, üniversite sırasında çalışmaya başlıyor. Bankacılık, sigorta şirketi, satış pazarlama derken halen çalışıyor ve hep geziyor.
Avrupa, Kafkaslar, Uzakdoğu, Balkanlar, Afrika, Güney Amerika ve Ortadoğu'da 40'dan fazla ülkeyi gezmiş.
Dünyaya baktığı pencereyi şöyle tanımlıyor Sevil: "Öğrenmenin sonu yok, yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, yeni bilgilere ulaşmak, araştırmak, kendini geliştirmek hiç bitmeyecek bir yolculuk, ben de bu yolculukta bir garip seyyah..."
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde okuyan Eda ise, bir internet sitesi aracılığıyla tanıştığı kişilerin ülkelerine seyahat eden bir başka gezgin ruh. Eda, site aracılığıyla görüştüğü kişilerin ülkelerine giderek konaklama ve yiyecek gibi birçok masrafı, ücretsiz olarak ortadan kaldırıyor.
Şimdiye kadar 20'den fazla ülkeyi ve insanlarını bu şekilde ziyaret etmiş. Hedefi Çin, Moğolistan ve Hindistan'ın da aralarında yer aldığı 16 ülkeyi daha gezmek.
Hayat çok kısa ve zaman çok çabuk geçiyor. Rutinleşen hayatımıza bir renk getirmek için biraz cesaret gerekiyor ve harekete geçmek.
Havalar ısındı ve doğa da bizi çağırıyor aslında. Sıkıntılı gündemden ve mutsuz ruh halinden sıyrılmak için de bir fırsat.