• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bu romanda erkeklerin adı yok!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.06.2016, 00:00
Yorgun Heykel, kişisel gelişim kitapları ve televizyon programları ile tanıdığımız Üstün Dökmen'in yeni kitabı. Balkanlar'da hayali bir kasaba olan Sergen'i ve Sergenlileri anlatıyor. Her etnik kökenden ve dinden insanlar yaşıyor bu kasabada.
Ama yazarın kitapta da belirttiği gibi, "istisnalar bir yana, çevre kasabalarda rastlanmayan bir şekilde etle kemik gibi kaynaşmıştı, etnik denen şey ete kemiğe dönüşmüştü." Barış içinde yaşayan kasabanın huzuru meydana bir heykel yapılmasına karar verildikten sonra bozulur. Ya da değişir diyelim. Önce kahraman bir dede ararlar heykelinin yapılması için. Ne de olsa başka yerdeki heykellerin hepsi bir erkektir. Ama kimin dedesinin heykeli olması gerektiğine karar veremezler.
Derken elinde silah olan bir kahraman dede yerine elinde kitap olan bir nine heykeli yapmaya karar verirler. Kasabanın tek romancısı Narlı Nine'nin heykeli meydana dikilir. Gel gelelim kısa bir sonra heykel çalınır. Çok üzülen kasaba halkı çözümü her gün birinin bir saat heykel gibi durmasında bulurlar.

GÜLBEYAZ'IN KOCASI

Bu minvalde gelişen romanın sonunu öğrenmeyi size bırakarak benim ilgimi çeken konuya gelmek istiyorum.
Remzi Kitabevi'nden çıkan roman aslında barışı anlatıyor.
Aynı zamanda kadınları... Kadınların gücüne ve önemine dikkat çekmek istiyor Üstün Dökmen kitaplarında ve eğitimlerinde hep üzerinde durduğu gibi.
Romanın en dikkat çeken kısmı kitapta hiçbir erkek adına yer verilmemesi. Sadece kadınların adı var. Erkeklerden söz edilirken de "Anya Ana'nın veya Mercedes Hanım'ın veya Gülbeyaz'ın kocası" türünden ifadeler yer alıyor.
Nedenini şöyle açıklıyor yazar: "Ülkemizde pek çok yerde, 'Müdür Bey'in karısı', 'Doktor Bey'in hanımı" denir; bu kadının Ayşe mi, Fatma mı olduğunu bilemeyiz. Bence bu kadınlara yapılan bir haksızlıktır.
Bu haksızlığa dikkati çekmek için bende romanımda tam tersini yapmaya çalıştım." Şunları söylüyor Üstün Dökmen:
"Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olduğu söylenir. Ben bunu kabul etmiyorum. Ben eşimi arkamda değil yanımda isterim. Arkamdaki kadınla konuşacak sözüm olmaz. Ha bire arkaya dönemem.
Boynum ağrır. Sıkılırım."

YANLIŞ ALGI VE SÖYLEMLER

Kadına gereken saygı ve önemin verilmesi gerektiğine inanıyor. "Kadına saygı da saygısızlık da ailede öğrenilir" diyerek toplumdaki bazı "algı"ların da yanlış olduğunu dile getiriyor.
Örneğin kadınların kışkırtıcı olduğu algısı. Kadınların çok azının kışkırtıcı olduğunu belirterek, kadınları kışkırtmaya itenlerin erkekler olduğunu söylüyor Üstün Dökmen.
Peki, karısına şiddet uygulayan erkeği kim yetiştiriyor? Anneler değil mi?
O zaman bu kadının suçu değil mi?
Bu algının da yanlış olduğunu söylüyor:
"Bu erkekleri anneler yetiştirmiyor.
Feodal düzenin erkekleri yetiştiriyor." Bir beylik söylem de "Madem kadınlar erkeklerle eşit. Öyleyse niye hiç kadın Şekspir (Shakespare) , Mozart veya Da Vinci'ler yok?"tur.
Buna da yanıtı şöyle:
"Şekspir ne yapmıştır?" Konuşma özürlü çocuğunu karısıyla baş başa bırakıp evden ayrılıp, 20 yıl evine uğramayıp, geride bıraktıklarını arayıp sormayarak kendini tiyatroya ve edebiyata adamıştır.
Hiç kimse bu yüzden onu yargılamamıştır.
Peki, ya bunu bayan Şekspir yapmış olsaydı! Konuşma özürlü çocuğunu bırakıp, "Ben oyun yazmak istiyorum" diyerek evini terk etseydi, ne olurdu?" Erkeklere gösterilen anlayışın onda birini kadınlara gösterdiğimizde pek çok şey değişecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI