Artık ne söylenecek söz, ne ifade edilecek duygu kaldı.
İnsanlıktan, insan olmaktan, yaşamaktan utanır bir haldeyiz.
Düğünde eğlenmeye gelen çocukları paramparça edecek kadar gözleri dönmüş bir saldırıyla karşı karşıyayız.
Ve düğüne atılan bu bombayla insanlığın bittiği yerdeyiz.
Düğünü cenazeye çevirenler, insanla beraber insanlığı da katlediyorlar.
50 insanımızı, 50 canımızı kaybettik. İnsanlığımızı ise çok önceden kaybetmiştik.
İnsanların en güzel gününü felakete çevirmek. Düğünlerde gülünür, kahkaha atılır. Bomba atılmaz. Bu neyin öfkesi, neyin kinidir.
"Şerefini kaybedenlerin kaybedecekleri başka bir şey yoktur" demiş filozof Arthur Schopenhauer.
Alçaklığın da dibe vurduğu aşağılık bir saldırı bu.
Toprak utandı şehitleri bağrına basarken. Bir tek insanoğlu utanmadı insanları şehit ederken.
KIŞKIRTICILARA DİKKAT
Peki, ne yapacağız?
"Başka gezegenlerde hayat var mı diye merak ederiz.
Sanki bu gezegende yaşamayı becermişiz gibi" diyor A.Huxley haklı olarak.
Ölenlerin mezhebi, ırkı neymiş diye soranlar oldukça biz ölmeye devam ederiz.
Ya da PKK, Van'da sivilleri katlederken tek kelime etmeyenler, İŞID katliam yaptığında barbarlıktan bahsederse bunun adı "İkiyüzlülük" olur.
Barbarlardan alınacak en iyi intikam ülkeyi barışa götürmektir.
Çünkü Gaziantep'teki saldırının amacı iç savaştır. Din ayrımı, ırk ayrımı yapanlar, ötekileştirenler iç savaş kışkırtıcısıdır.
Ülkemizi iç savaşa götüren hiçbir tezgahta olmamamız gerekiyor.
Güvenlik uzmanı Metin Gürcan, Afganistan'da 2007 -2010 yılları arasında Taliban'ın hedefinin bu olduğunu söylüyor ve böylece toplumun bölündüğüne dikkat çekerek, "Düğün saldırıları yerelde kan davalarına dönüşür. Bu sayede terör bir taşla iki kuş vurmuş olur. Yerelde halk birleşmemek üzere bölünür" uyarısında bulunuyor.
Ama bu topraklarda yüzyıllardır barış ve kardeşlik içinde yaşayan bizlerin, bu oyuna gelmeyeceğine inanıyorum.
HÜKÜMETE AÇIK ÇEK
Herkes kınıyor. Düğün yerine bombalı saldırı düzenleyecek kadar insanlığa düşman, hain ve alçaklıkta sınır tanımayanlar lanetleniyor.
Ama yetmez. Teröre karşı geliştirdiğimiz yegane çözüm, lanetlemek olmamalı.
Evet, zor bir dönemden geçiyoruz. Olağanüstü bir dönem. Birden fazla terör grubuyla mücadele ediyoruz.
Ama ülkece kaynaştığımız da bir dönemdeyiz.
Eskiden herkes birbirini suçlardı.
15 Temmuz'dan beri ise birlik içindeyiz. İktidar partisine oy verenler de vermeyenler de bu terör belasının bitmesini isteyerek hükümete açık çek veriyor.
Ana Muhalefet partisinin lideri de "Ne istiyorsanız vermeye hazırız" dedi.
Türkü, Kürdü, Müslümanı, Musevisi, Sünnisi, Alevisi, muhafazakarı, moderni herkes ama herkes barıştan yana. Ve bu ülkenin birliğinden. Gidecek başka ülkemiz yok.
Ülkemizi bölmeye çalışanlar ne derse desinler, ne yaparsa yapsınlar, sonunda o barış bu ülkeye gelecek. Ve o barış bu ülkeye gelene kadar, biz hiçbir yere gitmeyeceğiz, gitmiyoruz.
Buradayız ve korkmuyoruz.
Not: Bütün cümleler Twitter'da açılan "terörü lanetliyoruz" etiketinden alınmıştır.