Seçimlerden bu yana İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ile ilgili bir şey yazmıyorum. Aslında yazmak da istemiyorum ama son attıkları mesaj beni yazmaya mecbur bıraktı. O karanlık gecenin üzerinden ne kadar zaman geçtiğini biliyorsunuz.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi, yasak savmak istercesine laf ola beri gele bir açıklama yaptı.
Ancak Konak Meydanı'ndaki demokrasi nöbetinde birçok sivil toplum örgütü, dernek ve kurumların temsilcilerini gördük.
Nedense İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden birilerini göremedik.
Ama söz konusu CHP olunca bizim İzmir Gazeteciler Cemiyeti, hemen ortaya çıktı.
İGC Yönetimi bugün CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi"ni destekleyeceğini ilan etti.
İGC tarafından üyelerine gönderilen mesajda;
4 Ağustos 2016 Perşembe günü saat 19.30'da Alsancak Gündoğdu Meydan'ında Cumhuriyet ve Demokrasi mitingi düzenlenecektir. İGC olarak, darbeye karşı demokrasiyi savunmak adına Gündoğdu Meydanı'nda olacağız" deniliyor.
Peki, şimdi sormak istiyorum 15 Temmuz'dan bu yana Konak Meydanı'ndaki, demokrasi nöbetinde neden yoktunuz?
İnsanların inançlarıyla alay etmeyin
15 Temmuz darbe girişiminin ardından insanların demokrasi nöbeti tutması sanırım bir takım CHP'lileri rahatsız etmiş. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birlik ve beraberlik mesajı vere dursun, İzmir'de CHP'liler insanların dini inançlarıyla bile alay etmeye devam ediyor.
Alın size bir örnek...
Hüseyin Mumcuoğlu, CHP'de çeşitli kademelerde görev yapmış, İzmir İl Genel Meclisi'nde CHP'yi temsil etmiş, sanırım bir ara da CHP'den Karşıyaka Belediye Başkan aday adayı olmuş bir isim. Mumcuoğlu, sosyal medya hesabından öyle bir paylaşım yapmış ki insanların dini inançlarıyla düpedüz dalga geçiyor.
İşte CHP'li Mumcuoğlu'nun paylaştığı demokrasi nöbeti tutan Müslümanlarla dalga geçtiği o mesaj;
"Diyanet İşleri Başkanlığı Bir defaya mahsus olmak üzere Darbe nöbeti tutan herkesin Günahlarının silineceğini açıkladı!"
MHP'ye yakıştıramadım
FETÖ'cü askerlerin hain darbe kalkışmasının yaşandığı gece demokrasinin ve iktidarın yanında olduğunu söyleyerek ilk desteği veren MHP lideri Devlet Bahçeli'nin siyasi olarak net ve güçlü bir tavır sergilemesi tüm Türkiye tarafından büyük takdir topladı.
Ama aynı heyecanı nedense MHP İzmir İl Teşkilatı'nda göremedim.
Neden göremediğimi daha sonra daha net anladım.
Baksanıza MHP İzmir teşkilatı, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar'ın oğlunun sünnet merasimine neden davet edilmediklerini günlerdir tartışıp duruyor.
Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkan Yardımcısı Serdar Seçgin, sosyal medya üzerinden Başkan Acar'ın kendilerini neden sünnet törenine çağırmadığını sorgularken, Görevden alınan Buca MHP İlçe Başkanı Ali Karakuş ve arkadaşlarına tehdite varan mesajlar yazdı. Seçgin, kendisini eleştirenlere sosyal medya hesabı üzerinden "İster düğün salonu, ister meydan" diyerek bir nevi meydan okudu önce ama daha sonra gelen eleştiriler üzerine bu paylaşımı kaldırdı.
Benim anlayamadığım nokta, ülke yangın yerine dönmüşken MHP İzmir İl Teşkilatı, bir sünnet olayını kamuoyu önünde tartışacak seviyeye mi düştü?