• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Stres senden korkmuyorum! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Stres senden korkmuyorum!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.02.2010, 00:00
İş yükü, yönetici baskısı, geçim derdi, ailevi problemler, sınav kaygısı, sağlık problemleri... Stres 7'den 70'e herkesi bir şekilde buluyor. Stresle uzun süre yaşamak insanı tükenmişliğe götürebiliyor. Bununla birlikte uzmanların "stres yönetimi" dediği yöntemle düşmanı tanımak ve baş etmek de mümkün

Yaşamda çeşitli durum ve olayların üzerimizde oluşturduğu baskıya "stres" deniyor. Uykusuzluk, kötü beslenme, ekonomik sorunlar, iş sorunları, aile sorunları, kişilik yapısı, sosyal desteğin olmaması, hareketsizlik ve sağlık sorunları da bir yandan daha çabuk strese girmemize neden olurken, diğer yandan stresin olumsuz etkilerini artırıyor.
İnsanı zorlayan her durum, yaşantı ve koşulun stres anlamına geldiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi'nden Uzman Psikolog Sevil Usanmaz,
"Bu bakış açısı doğrultusunda küçük, büyük, genç, yaşlı, kadın, erkek herkesin stres altında olduğunu söyleyebiliriz. Çevrede stresle ilgili birçok etken varken, stresin hayattan sökülüp atılması mümkün değil.
Stres kimi zaman insanı güçlü de kılabilir. Önemli olan stresle baş etmeyi öğrenmektir" diyor.

SAVAŞ YA DA KAÇ!
Psikolog Sevil Usanmaz, "Stres karşısında bütün canlılar, stresi yaratan durumla ya mücadele ederler veya bu durumdan uzaklaşırlar. Buna 'Savaş veya kaç' ilkesi denir. Stres karşısında organizmanın bütünlüğü tehdit altındadır ve denge bozulur. Bozulan dengenin yeniden sağlanması gerekir. Denge, bu durumla savaşarak veya kaçarak yeniden oluşturulur. Ancak stresle sürekli ama etkisiz mücadele tükenmişliğe yol açar" diye konuşuyor. Bir miktar stresin başarı için faydalı olabileceğine de işaret eden Psikolog Sevil Usanmaz, yetişecek bir iş için çalışma hızının ve süresinin artırılması buna iyi bir örnektir diyor.

DOĞRU NEFES ALIN

Usanmaz, stresle başa çıkmanın en etkili yolunun gevşeme olduğunu, gevşemenin ilk adımının da solunumu kontrol etmek olduğu söylüyor:
"Stresle başa çıkmak için doğru nefes almamız gerekir. Doğru nefes; derin, ağır ve sessiz olmalıdır. İyi nefes almak, iyi nefes vermekle olur. Aldığımız nefesi ağzımızdan yavaşça ve iyice verirsek gevşeriz. Kısa nefes alıp verme gevşemeyi sağlamayacağı için stresle başa çıkmada iyi bir yöntem olmayacaktır. Ayrıca, stresle başa çıkabilmek için öfke kontrolünü ve zaman yönetimini öğrenin. Kendinizi daha çok sevin ve daha fazla güvenin. Kendinizi ödüllendirin, olumlu düşünün. Değişime açık olun" diye konuşuyor.

TÜKENME BELİRTİLER
İ
Uzun süre stres altında yaşamak, stresten daha çabuk etkilenmeye açık bir bireysel yapı, stres yaratan etkenlerden uzaklaşamamak, stresle etkin baş etme yollarını uygulayamamak, çevre desteğinden yoksun olmak
gibi etkenler bir süre sonra kişide "tükenmişlik sendromu"na yol açabiliyor. Tükenme, uzun süren yoğun çalışmadan sonraki psikolojik çöküntü olarak tanımlanıyor. Belirtileri işe şunlar:
* Sürekli yorgun, bitkin ve halsiz hissetmek,
* Talepte bulunanlara kızmak,
* İsteklere boyun eğdiği için kendini eleştirmek,
* Asabi, şüpheci ve kötümser bir tutum sergilemek,
* Her yönden kuşatılmış gibi hissetmek,
* Önemsiz gözüken şeylere gereksiz yere patlamak,
* Sık sık başağrısı ve barsak problemleri yaşamak,
* Fark edilir miktarda kilo kaybı veya alımı,
* Uykusuzluk ve depresyon,
* Nefes darlığı,
* Çaresiz hissetmek,
* Eskisine göre daha fazla risk almak

Zamanı değil kendinizi yönetin!
En sık karşılaşılan stres etkeni, işleri yetiştirme telaşı. Hemen herkes işlerin yoğunluğundan ve yetmeyen zamandan şikayetçi. Zaman yönetiminde yapılan en büyük hata; insanların ne kadar çok vakit kaybettiklerini farketmemeleri. Aslında zaman yönetimi kavramı bir bakıma yanlış. Zamanı değil kendimizi yönetebiliriz.
-Zamanı etkin değerlendirmenin önündeki engeller:
* Organizasyon eksikliği
* Belirsiz hedefler
* Gereksiz telefon görüşmeleri
* Kopuk işlemler
* İş programı yapmamak
* Zayıf planlama
* Erteleme
* Odaklanma güçlüğü
* Eğitim eksikliği
Program hazırlarken olabildiğince buna uymaya çalışmalı ama aynı zamanda esnekliğinizi de korumalısınız. Çünkü esneme payı bırakmamak, en küçük bir aksaklıkta yine stres yaşamanıza yol açacaktır.

Ev ve işi keskin sınırlarla ayırın
Çalışan bireylerde sosyal hayatla iş hayatı arasındaki dengeyi sağlamak da stresi önemli ölçüde azaltır. Öncelikle sınırlarınızı belirleyin. İşiniz hayatınızın neresinde? İş dışında kalan zamanınızı ne kadar verimli değerlendirebiliyorsunuz? Hayatınızı anlamlı, coşkulu ve mutlu kılmak için yapabileceğiniz küçük değişiklikler neler? Kendiniz için bir öncelik listesi belirleyin. Eğer neyin sizin için önce geldiğine karar verirseniz, seçim yapmak ve sınırlarınızı belirlemek kolaylaşacaktır. İş ve özel hayatınızı birbirinden kesin çizgilerle ayırmaya çalışın. İşyeri koşullarınız veya göreviniz gereği bunu yapamayacağınızı düşünüyor olabilirsiniz. Yapabildiğiniz kadarını gerçekleştirmek bile hayatınızda anlamlı bir fark yaratacaktır. Unutmayın; bir sıfırdan daima büyüktür. Eve iş getirmemek, işyerindeki sorunları evde düşünmeye devam etmemek, işyerindeyken de özel sorunları bir süreliğine askıya almak ve yapılan işe konsantre olmak hayatınızın her iki alanında da tam anlamıyla var olmanızı sağlayacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA