• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSNÜ UÇAR

EŞCİNSELLİK

husnu.ucar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.10.2014, 00:00
İlkönce bu konudaki terimleri tanımlamak istiyorum.
Eşcinsellik (homoseksüalite); aynı cinsten cinsel eş seçimi
Heteroseksüalite; karşı cinsiyetten eş seçimi
Biseksüalite; her iki cinsiyetten de eş seçimi
Transeksüalite; karşı cinsiyetten birisi gibi yaşamak.
Genel hekimlik uygulamasında eşcinsellik tedavi edilmesi zorunlu bir hastalık olarak ele alınmaz.
Geçmişte eşcinselliği bir hastalık yani düzeltilmesi gereken bir anormallik olarak değerlendiren birçok kişi vardı. Günümüzde de hala eşcinselliği bir sapıklık olarak kabul edenler olabilir. Ama Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren eşcinselliği "Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICDIO)"dan çıkarmıştır.
Eşcinsellik biyolojik (hormonal, genetik) nedenlere bağlı olarak doğuştan mı gelmektedir? Veya anne-baba-çocuk ilişkilerindeki eğitimsel uygulama yanlışlıklarına bağlı olarak gelişebilir mi? Mevcut bilimsel veriler bu sorulara kesinlik taşıyan bir yanıt verilmesine yeterli değildir. Genel kanı bazı eşcinsellerde belki de biyolojik nedenin ve bazılarında da çocukluk çağı ilişki sorunlarının olabileceğidir.
Genellikle insanlar hemen birçok şeyi normal veya anormal diye sınıflandırmak ister. Eşcinsellik ile ilgili en önemli sorun da buradan kaynaklanır. Cinsel seçimlerinde normal veya anormal olarak tanımlanması istenir. Oysa yaşamda her zaman tam normaller veya anormaller yoktur. Aşırı uçta olanlar da vardır. Ama çoğumuz beyaz ya da siyah olmaktan çok griyiz. Bu bakımdan birkaç eşcinsel ilişkisi oldu diye insanların hemen eşcinsel diye tanımlanmaması gerekir. Hiç eşcinsel ilişkisi olmayan yani hemcinslerine ilgi duymayan kişiler olduğu gibi sadece eşcinsel ilişkileri olan kişiler de vardır. Ancak bu durum her zaman bu kadar basit değildir. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından uyarılabilen birçok kişi vardır. Böylesi durumları değerlendirirken esnek davranmak en doğrusudur.
Her ne kadar eşcinsellik bir hastalık veya sapıklık olarak tanımlanmasa da hemen hemen bütün annebabalar oğullarının veya kızlarının eşcinsel olmasını istemezler. Ancak, çocuklar cinsel kimliğin gelişmesinde çok önem taşıyan 3-6 yaşlar arasında OEDİPAL DÖNEM denen bir aşamadan geçerler. İşte bu dönemde anne ve babaların çeşitlli hataları çocukların cinsel yaşamında farklılıklara neden olabiliyor. Örneğin boşanmış bir ailede anne-anneanne ve teyzeler ile kalan erkek çocuğu babadan nefret ettirilebiliyor. Daha sonra da bu erkek çocuğu baba gibi olmamaya yönelebiliyor. Veya psikopat ve dayak atan bir ezik ve zavallı bir annenin ilişkisini düşünelim. Böyle bir ortamda büyüyen bir kız çocuğu kendisine örnek alınacak rol modeli anneyi tercih etmeyebilir. Yani annesi gibi bir kadın olmak yerine erkek gibi olmayı tercih edebilir. Bazen de ergenlik döneminde utangaçlık ve çekingenlik sonucu karşı cinsle ilişki yerine eşcinsel ilişkiler kurulabilir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI