Güzeller güzeli Bademli, İzmir'e 120, Ödemiş'e 19 km uzaklıkta. Doğusunda Beydağ, batısında Ovakent, kuzeyinde Kaymakçı, güneyinde ise Aydın ilinin Köşk ve Sultanhisar ilçeleri yer alıyor. Coğrafi güzellikleri ile adeta Karadeniz bölgesini çağrıştırıyor. Bademli, her mevsim ziyaretçilerine kapısını ardına kadar açıyor. Tarihi dokusuyla da görenleri kendine hayran bırakıyor. Tarihi Salih Efendi, Çapanoğlu ve Apbaş Mescitleri ile Abdülbaki, Hayrettin Efendi, Kılcı Mehmet Ağa ve Derviş Ağa camileri zengin kültür varlıkları olarak hemen gözünüze çarpıyor.
AKARSULARIN BİRLEŞTİĞİ MERKEZ
Çeşit bitkinin yetiştiği yeşil Bademli, Aydın dağlarından gelen küçüklü büyüklü pınarların son derece zengin kaynak suları ile besleniyor. Cenneti andıran yaylalarında ise kestane, ceviz, elma gibi meyveler ile barbunya ve fasulye gibi sebzeler yetiştiriliyor. Son yıllarda da göz alıcı kirazı ile ünlü. Bademli, zengin bir kültürel dokuya da sahip.
YÜKSELEN TREND
Kadınlarının işlediği iğne oyası, dantel oyası, boncuk oyası ve kanaviçe tarzı el işleri en gözde olanları. Bunun yanında, Çaputçul dokuma, Peştamal, Pembezar dokuma ve keçecilik hala yaşayan meslekler. Bademli, son yıllarda dağcılık ve doğa yürüyüşü kulüplerinin de ilgisini çekiyor. Yamaç paraşütü ise adrenalin tutkunlarının yükselen trendi olmaya devam ediyor.
FİDANCILIĞIN BAŞKENTİ
Bademli'de, iklimin ve bölgesel farklılığın getirmiş olduğu rutubet ormanı ve ağacı kendiliğinden yaratmıştır. Doğanın bu imkanını kullanan Bademli halkı, tohumdan ve çubuktan meyve fidanlarını yıllar önce üreterek bugün dünya çapında ünü duyulan kooperatifin temelini atmışlardır. Ata mesleği olan fidancılık zaman içinde küçük arazilerde yoğun emek verilerek ailelerin geçim kaynağına dönüşmüştür. Bugün yüzlerce üretici kontrollü ve sertifikalı fidan üretimi yapmaktadır.
TARİHE YOLCULUK
Bademli adını tarihi kayıtlarda ilk kez 1327 yılında, Aydınoğulları Beyliği'nden İbrahim Bahadır'ın, Bodamya Beyi olarak anılmasıyla görüyoruz. Bademli adının 'ırmak yurdu' anlamındaki 'Potamia'dan kaynaklandığına ilişkin görüşler, bir tarlada bulunan ve üzerinde 'Potamia' yazısının bulunduğu toprak bir tablete dayanıyor. "Potamia" adı zaman içinde 'Bodamya', 'Badomya' gibi değişiklikle Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde 'Bademye' şekline gelmiş. 'Bademye' ismi, 1965 yılında 'Bademli' olarak değiştirilmiştir. Eski Türk mimarisinin güzelliklerini yansıtan Bademli evlerin benzerlerini ise ancak Birgi'de görebilirsiniz. Bademlinin evleri Safranbolu evleri gibi özelliğini korumayı başarmış yapılardır. "Hanay" biçimi inşa edilmiş iki katlı evlerin, yan yana yapılmış odalarının önünde ise iç avluya bakan "çardak" bulunur. 'Potomia' kalesini mutlaka görün. Bademli'nin parkları ve mesire yerleri sizlere doğayla baş başa kalabileceğiniz eşsiz bir ortam yaratacak. Tarihe yolculuk etmek isteyenlere ise işte seçenekler...
POTOMİA KALESİ: XIII. Yüzyılda, Bizanslılar ya da Cenevizliler eliyle yapılmış olduğunu sandığımız kale, Pazaryeri köprüsünün doğusunda Selvi çayı ile Aktaş deresinin arasında ve her iki akarsuyun birleştiği noktaya yakın olup, Aktaş denilen yerdedir. Koruma kalesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir.
ÇEŞME: Aşıklaroba mahallesinde, yukarı Kabaşlar denilen yerde, Şeyh İbrahimlerin evinin batı duvarında 1852 yılında yapılmış bir hayrattır. Bugün suyu akmadığı için kullanılmamaktadır. Taş kitabesi ise yıllar önce sökülüp, götürülmüştür.
TÜRBE: Halkın, "Evliyabaşı" dediği yerde 5 mezar bulunmaktadır. Mezarın üstünde ise herhangi bir yapı bulunmamaktadır. Söylenceye göre mezarların yaklaşık 690 yıl önce 'Potamia' Bizanslıların ya da Cenevizlilerin elindeyken buraya fetih için gelen Türk birliğine ait askerlere ait olduğu sanılmaktadır.
HAYRETTİN EFENDİ CAMİ: Halk arasındaki söylenceye göre, Beydağ'ın 'Korga' yöresinden Bademli'ye "Arapbaş" adında bir oymak gelir. Oymağın beldeye yerleştiği yere günümüzde Akçalı Mahallesi adı verilir. Arapbaş oymağı önderlerinin torunlarından Hacı Haliloğlu Hayrettin Efendi tarafından XIII. Yüzyılda çarşının içine yaptırılan bu cami günümüzde tüm heybetiyle ayaktadır.
KILCI CAMİ: Bademli'nin en önemli yapıları arasında gösterilir. Aşıkoba Mahallesi'ndeki bu eşsiz cami iç süslemeleri ve duvar resimleriyle ile adeta göz kamaştırıyor. Camide, restorasyon çalışmaları ise halen devam ediyor.
ABDÜLBAKİ CAMİ: 1853'de Yakaçelebi Mahallesinde Bakioğulları tarafından yaptırılmıştır.
ANTİK ÇAĞLARDAN BU YANA BADEMLİ
Küçük Menderes (antik çağlardaki adı Kaystros) ırmağının aktığı ova, her çağda verimliliğin ve bolluğun göstergesi olmuştur. Antik çağ yazarları bu topraklardan övgüyle bahsederler. Küçük Menderes'in adına ilk kez M.Ö. lX yüzyıl ozanı Homeros'un 'İliada' destanındaki dizelerinde rastlıyoruz. XlX yüzyılın ilk yarısında, yukarı Küçük Menderes havzasına gelen Fransız gezgini Charles Felix Marie Texier, "Description de L' Asie Minor" adlı yapıtında ise şu bilgileri veriyor. "Lydia arazisi son derece mümbit ve mahsuldardır. Tarımın içinde bulunduğu olumsuzluklara rağmen, bu ünü halen geçerlidir.... Lydia'nın başlıca silsilesini oluşturan Tmolos ( Bozdağ) bu konuda bir ayrıntı oluşturuyordu. Bahçeleriyle ünlüydü. Bağları, makbul şarapları hasıl ediyordu.... Kamışlarla örtülmüş küçük ırmak Cayster (Küçükmenderes) idi. Eskiler bu yere "Cilbiane" adını verirlerdi.