ANADOLU'NUN ORTAÇAĞ DÖNEMİ AHŞAP HİPOSTİL CAMİLERİ (2023)
Camiler UNESCO'nun listesinde henüz yeni olsalar da oldukça eski. 13. ve 14. yüzyıl arasında yapılmış olan bu camilerin dünyada başka bir örneği yok. Ahşap Hipostil Camileri bu kadar özel ve nadir kılan özellik ise tamamen ahşaptan yapılmış olmaları. Bu sistemle yapılan camiler ise Ankara'da bulunan Arslanhane Cami, Afyon'da bulunan Ulu Cami, Eskişehir'de bulunan Sivrihisar Cami, Kastamonu'da bulunan Mahmut Bey Cami ve Konya'da bulunan Eşrefoğlu Cami'dir.
MALATYA - ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ (2021)
Höğünü'nün ilk kuruluş dönemleri günümüzden 6 bin yıl önceye dayanıyor. Fırat Nehri'nin 12 km güneybatısında bulunan bu alanda geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar dayanan bir süreçte ortaya çıkmış tarihsel öğeleri içeriyor.
ŞANLIURFA - GÖBEKLİTEPE (2018)
Şu an hala bütün gizemi çözülmemiş olan bu lokasyon için tarihin başladığı yer desek yanlış sayılmaz. Şanlıurfa'ya 15 km uzaklıkta bulunan Göbeklitepe'nin oluşumunun yaklaşık 12 bin yıl önceye dayandığı düşünülüyor. Burada bulunan üstü açık şekilde inşa edilmiş dini yapılar, insanlığın inşa ettiği ilk dini yapılara en güzel örneklerden. Bölgede bulunan 20 adet tapınağın yanı sıra 6 metre uzunluğundaki dikilitaş da burada bulunuyor.
KARS - ANİ ARKEOLOJİK ALANI (2016)
Pek çok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış Ani Antik Kenti, İpek Yolu üzerinde olmasından dolayı eskiden oldukça önemli bir bölgedeymiş. Şu an ise Kars'ın 48 km uzağında ve Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay nehri kıyısında bulunuyor.
DİYARBAKIR - DİYARBAKIR KALESİ VE HEVSEL BAHÇELERİ KÜLTÜREL PEYZAJI (2015)
Diyarbakır Kalesi, ayrıntılı kabartmaları ve kitabeleri ile tarihte çok uzun yıllardır bulunuyor ve daha uzun yıllar da bulunacak gibi duruyor. Farklı kitabelerin de bulunduğu bu görkemli yapının yanı sıra Diyarbakır'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren bir başka yer daha var. Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, 8 bin yıllık bir geçmişi var. 30'dan fazla uygarlık gören bu bahçeler yıllar içinde değerini koruyarak günümüze kadar gelmiş.
İSTANBUL - TARİHİ ALANLAR (1985)
İstanbul tek başına bile tarihin çok büyük bir kısmını kaplıyor. Bu listede, Ayasofya, Hipodrom, Küçük Ayasofya Camii, Aya İrini, Süleymaniye Camii, Topkapı Sarayı ve Arkeoloji Müzesi, Zeyrek Koruma Alanı, Tarihi Surlar Koruma Alanı ve Süleymaniye Koruma Alanı gibi önemli tarihi yerler bulunuyor.
SİVAS - DİVRİĞİ ULU CAMİİ VE DARÜŞŞİFASI
1228-1243 tarihleri arasında Mengücek Hükümdarı olan Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından yaptırılan iki kubbeli camii ve bitişiğinde bulunan darüşşifa, Anadolu'nun geleneksel taş işçiliğinin en eski ve en güzel örneklerinden bir tanesidir.
DENİZLİ - HİEROPOLİS PAMUKKALE (1988)
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Hieropolis Pamukkale'nin en etkileyici yerlerinden bir tanesi. Hieropolis Antik Kenti'nin ilk kurulması geç Helenistik döneme denk geliyor. Erken Hıristiyanlık döneminde içine alarak kökleri günümüze kadar uzanan bu antik kent, adını da ününü de bugün Pamukkale'nin çok ünlü olmasını sağlayan özelliğinden alıyor.
İZMİR - BERGAMA ÇOK KATMANLI KÜLTÜREL PEYZAJ ALANI (2014)
Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı gibi önemli ve büyük medeniyetlere ait kalıntıların bulunduğu Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı, 2014'te UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmış. Bu antik alan tam olarak 9 katmandan oluşuyor. Oldukça detaylı bir alan olan Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı, Alan Pergamon (çok katmanlı kent), Kibele Kutsal Alanı, İlyas Tepe, Yığma Tepe, İkili, Tavşan Tepe, X Tepe, A Tepe ve Maltepe Tümülüsleri gibi alanları bünyesinde barındırıyor.
AYDIN - APHRODİSİAS (2017)
Aphrodisias'ın tarihi, M.Ö. önce 500'lü yıllara dayanıyor. İsmini Yunan Tanrıçası Afrodit'ten alan bu yer Yunan- Roma dönemi mimarisine dair harika örnekler bulunduruyor. Dönemin kent düzenine de harika bir örnek oluşturan kentin 2017 yılına kadar kendiliğinden korunarak gelmesi ise oldukça şaşırtıcı.
ÇORUM HATTUŞAŞ: HİTİT BAŞKENTİ (1986)
Bin Tanrılı Şehir olarak bilinen ve Hitit kültürünün merkezi olan Hattuşaş bugünkü Çorum'da bulunuyor. Hattuşaş şehrinin kurulması çok eskilere dayansa da M.Ö. 13 yüzyılda yeniden restore edildiği biliniyor. Çorum'un Boğazkale bölgesinde bulunan Hattuşaş'a ise bin tanrılı şehir ismini veren özelliğini ise şehirde bulunan çok sayıda tapınaktan alıyor.
MUĞLA - XANTHOS ANTALYA- LETOON (1988)
Her ne kadar iki farklı yer olsalar da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne birlikte dahil edilen bu iki önemli yer 1988 yılından beri Dünya Mirası Listesi'nin bir parçası. Fethiye'de bulunan Xanthos Antik Kenti, Lykia bölgesinin önemli din merkezlerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Farklı uygarlıkların izlerini taşıyan bu yer Roma, Helen, Pers ve Bizans gibi farklı devletlerin yönetimleri ile yönetilmiş. Antalya'da bulunan Letoon kenti, Xanthos'tan sadece 5 km uzaklıkta. Xanthos Antik Kenti'nin kutsal alanı olarak önemli bir görev üstlenmiş.
ÇANAKKALE -TROİA ANTİK KENTİ (1998)
Günümüzde Tevfikiye Köyü'nde bulunan Troia Antik Kenti, oldukça stratejik ve önemli bir konumu olduğu için, yüzyıllarca farklı savaşlara ve maalesef yıkımlara maruz kalmış. Pek çok şey görüp geçirmiş olan bu antik şehir bilindiği kadarıyla 9 kez yıkılarak yeniden inşa edilmiş. Bu yüzden yapılan kazı çalışmalarında her defasında farklı bir katman bulunarak tarihin farklı dönemi ortaya çıkarılıyor.
ANADOLU'NUN ORTAÇAĞ DÖNEMİ AHŞAP HİPOSTİL CAMİLERİ (2023)
Camiler UNESCO'nun listesinde henüz yeni olsalar da oldukça eski. 13. ve 14. yüzyıl arasında yapılmış olan bu camilerin dünyada başka bir örneği yok. Ahşap Hipostil Camileri bu kadar özel ve nadir kılan özellik ise tamamen ahşaptan yapılmış olmaları. Bu sistemle yapılan camiler ise Ankara'da bulunan Arslanhane Cami, Afyon'da bulunan Ulu Cami, Eskişehir'de bulunan Sivrihisar Cami, Kastamonu'da bulunan Mahmut Bey Cami ve Konya'da bulunan Eşrefoğlu Cami'dir.
EDİRNE - EDİRNE SELİMİYE CAMİİ VE KÜLLİYESİ (2011)
Mimar Sinan'ın "Ustalık Eserim" diyerek bahsettiği Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmiş. 16. yüzyılda Sultan II. Selim için yaptırılan bu cami oldukça estetik duran bir mimariye sahip olmasının yanı sıra, teknik işçilik bakımından da kusursuz.
ADIYAMAN- NEMRUT DAĞI (1987)
2 bin 206 metre olan yüksekliği ile "Zeus'un göklerdeki tahtına en yakın yer" olarak adlandırılan Nemrut Dağı'nın yüksekliğinin yanında bu kadar özel olmasının sebebi ise Kommagene Kralı I. Antiochos'un bütün dinlerdeki tanrıların bu dağın üstünde toplama isteği. I. Antiochos, Nemrut Dağı'na farklı kültürlerin tanrılarının kabartma ve heykellerini yaptırmış. Günümüzde ziyaret edebileceğiniz açık hava müzesi Nemrut Dağı, bu heykelleri ve kabartmaları ile günümüze kadar gelmiş. Ayrıca Nemrut Dağı'nın bir başka etkileyici güzelliği ise manzarası.
ANKARA-GORDİON (2023)
Tarihte M.Ö. 2500 yıllarında ilk kez yerleşimin başladığı Gordion şehrinin M.Ö. 1500 yıllarında şehirleşmeye başladığı biliniyor. Friglerin başkenti olan bu yer günümüzde Ankara'nın Polatlı ilçesinde bulunuyor. Gordion'da ilk yerleşmelerin başladığı dönemden kalan mimari örnekleri, tümülüsleri, seramik örneklerini, yazıları ve mezarları görmek mümkün.
KONYA - ÇATALHÖYÜK NEOLİTİK ALANI (2012)
Eski dönemlerde bu alanda yaklaşık 10.000 kişinin yaşadığı düşünülüyor. 2012'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren neolitik alanda eski dönemdeki toplumsal yaşamın başlangıç dönemine ve tarım toplumuna geçiş sürecine dair ipuçları veriyor. Çatalhöyük Neolitik Alanı incelendiğinde, o dönemde var olan pek çok yerleşim alanına kıyasla daha fazla insanın yaşağını söyleyebiliriz.
KARABÜK - SAFRANBOLU ŞEHRİ
Konumu bu derece önemli olan Safranbolu şehri ise 18. yüzyılda Asya ve Avrupa tarafından ticaret yolu olarak kullanılmaya başlanmış. Farklı yönetimlerin uygarlığı altında değişik dönemler yaşamış olan Safranbolu sırasıyla Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Devleti hakimiyeti ile yönetilmiş.
NEVŞEHİR - GÖREME MİLLî PARKI VE KAPADOKYA (1985)
Çok uzun yıllardır yerleşim yeri olan Kapadokya eskiden aktif yanardağ olan Erciyes dağı ve Hasan Dağı'ndan çıkan lavların donması ve zaman içinde erozyona uğraması sonucu bugünkü harika şekillerini almışlar. Pers, Bizans ve Selçuklu gibi uygarlıkların hüküm sürdüğü bu topraklardan her bir uygarlıktan farklı izler bulmak mümkün.
BURSA - CUMALIKIZIK
700 yıllık bir geçmişi olan Cumalıkızık, Osmanlı Dönemi kırsal yaşantısına dair fikir veriyor. Uludağ'ın eteklerine kurulan bu alan, eski dönemlerden günümüze kadar kültürel bir miras getiriyor. Osmanlı Dönemi sivil yaşantının ve mimarinin çok iyi bir örnek olan Cumalıkızık, evlerinin yapısı ve kullanılan malzemelerden dolayı evlerin 700 yıldır var olmaları ise oldukça etkileyici.
İZMİR - EFES ANTİK KENTİ (2015)
Dünya üzerinde kazılan en büyük Grekoromen olan şehir hem Yunan medeniyetinin hem de Roma'nın en önemli lokasyonlarından bir tanesi. Küçük Asya olarak adlandırılan Efes, o dönemki Anadolu eyaletinin başkenti olarak da tarihte yerini almış. İki önemli medeniyete ev sahipliği yapan bu alanda ise Roma ve Yunan medeniyetlerinden izler bulmak mümkün.