Anneler günde 35 bin, babalar ise 15 bin karar alıyor. Her seçim annenin beynini, stres altında hücre ölümü ile bağlantılı nörotransmitter olan glutamatla dolduruyor Annenin bu durumu sadece psikolojik değil nörolojik bir aşırı yüklenmedir. Son yıllarda yapılan manyetik rezonans (MRG) çalışmaları, annelerin beyinlerindeki belirli bölgelerde özellikle hafıza ve kimlikle ilişkili gri madde bölgelerinde hızlı ve belirgin bir azalma yaşandığını ortaya koydu. Gri madde, beynin sinir hücrelerinin yoğun olduğu ve bilgi işlemden sorumlu olan alanları kapsar. Bu tür bir azalmanın, beynin bilişsel işlevleri üzerinde olumsuz etkileri olabileceği bilim insanları tarafından vurgulanıyor. Nörobilim uzmanları, bu zihinsel aşırı yüklenmenin sadece annelerin zihinsel enerjisini tüketmekle kalmayıp, aynı zamanda beynin yapısal olarak yeniden şekillenmesine neden olduğunu belirtiyor. Bu yeniden şekillenmenin annelerin yaşadığı yüksek stres, sürekli dikkat ve planlama gerektiren görevler nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor. Beynin adaptif bir organ olması nedeniyle, bu süreç anne beyni olarak adlandırılan yeni bir nörolojik duruma işaret edebilir.

RİSKLERİ ARTIRIYOR
Beyindeki bu değişimlerin annelerin psikolojik sağlığı üzerinde de etkileri olabilir. Yüksek zihinsel yük ve stres, depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunların riskini artırırken, aynı zamanda bilişsel performansta da dalgalanmalara yol açabilir. Ancak uzmanlar, bu değişimlerin tamamen olumsuz olmadığını da belirtiyor; bazı araştırmalar, annelik deneyiminin belirli beyin bölgelerinde pozitif gelişmelere ve artan empati ile duygusal zekaya da katkı sağladığını ortaya koyuyor. Daminger'ın çalışması, anneliğin sadece sosyal ve kültürel bir fenomen olmadığını, aynı zamanda biyolojik ve nörolojik boyutları olan karmaşık bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor. Araştırma, aile içi iş bölümü ve zihinsel yükün dengelenmesi konusunda daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğine işaret ediyor. Bu sayede annelerin üzerindeki zihinsel yükün azaltılması ve beyin sağlığını
korunması hedeflenebilir. Sonuç olarak, annelik sürecinde yaşanan zihinsel aşırı yüklenmenin beyinde gözlemlenen yapısal değişimlerle doğrudan bağlantılı olduğu bilimsel olarak destekleniyor.

