'HAYVANCILIKTA BU BÖLGEYİ TERK ETTİM'
Yeni Bağarası Mahallesi'nde 10 yaşından beri çiftçilik yaptığını belirten Saadettin Tokgöz (56) ise "Şu anki Gediz'in haline ağlayasım geliyor. Buradan su içiyorduk. Ama şu anki durum hiç iç açıcı değil. Kirlilik arttığında sulama yapamıyorum. Gediz'in durumu yüzünden hayvancılıkta bu bölgeyi terk ettim. Çünkü sulama alanım yok. Şu an traktörümle, tankerle su çekiyorum. Eskiden Gediz'de sadece balıkçılıkla geçimimizi sağlıyorduk. Hayvanlara da hiç dokunmuyorduk, kendileri suyunu içiyordu, yayılımını yapıyordu. Ama şimdi o imkanlar maalesef sıfıra düştü. Suyu kendi imkanlarımızla yaratıyoruz, yer altından alıyoruz. Tankeri doldurup getirip, hayvanlara veriyorum. Temiz olsa hayvanlar suyu buradan içecekler" dedi.
'İZMİR KÖRFEZİ'NİN DE KİRLENMESİNE NEDEN OLUYOR'
Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu Sözcüsü Ramiz Sağlam da "Kirlilik ne burada başlıyor ne burada bitiyor. Kütahya'dan başlayan ve o bölgeden buraya kadar gelen sanayi atıklarından oluşan bir kirlilik söz konusu. Manisa'daki yapılan organize sanayi bölgelerinin arıtmasız bir şekilde Gediz'e aktarılması kirliliği buraya kadar getiriyor. Burası, Ege Bölgesi'nin en önemli tarım arazilerinin olduğu bölgelerden biri. Sadece İzmir'in ve Gediz'in kirliliği değil, buradaki üretilen bütün tarım ve hayvancılığın tamamen yok edilmesi anlamına geliyor. Geçen yıl yaz aylarında körfez kirliliği vardı. Körfezin şu anda müsilaj ve kirlilik nedeniyle öldüğü söyleniyor. Bu Gediz'in kirliliğiyle bağlantılı. Buradan akan su denize ulaşıyor ve İzmir Körfezi'nin de kirlenmesine neden oluyor. Sanayi bölgelerinde arıtmaların çalışması ve bunun denetlenmesi gerekiyor. Gediz ölüyor, bu ölümü bir an önce durdurmamız gerekiyor" diye konuştu.