'AFET YÖNETİMİNİN EN ÖNEMLİ UNSURU AFETTEN ÖNCE GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINMASI'
Doç. Dr. Özçelik, "2011'de Japonya'nın Tohoku depremi sonrasında Tokyo Üniversitesi bünyesinde tsunamik etkilerin nerede gözükebileceği yönünde araştırmalar yapmıştık. Biz, bu noktada afet öncesinde bu çalışmayı yapabilmiş olmamız bakımından biraz daha şanlıyız. Afet yönetimin en önemli unsuru afetten önce yapılan çalışmalar ve gerekli tedbirlerin alınmasıdır" diye konuştu.
Doç. Dr. Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ege kıyılarını değerlendirsek Foça'dan başlayarak Bayraklı, İzmir ve Urla Yarımadası etrafından 10 metrelik ve 20 metrelik risk zonları geniş alanlar kaplıyor. İleriye gittiğimiz zaman Kuşadası, Latmos Körfezi, karşısında Sisam Adası, aşağıya indimiz zaman Didim, Güllük Körfezi, Gümüşlük, Turgutreis, Bodrum, Akyaka, Ören, Turgut, Marmaris, Köyceğiz, Sarıgerme ile Fethiye'nin 5 ve 10 metrelik deniz taşkınları risk bölgesinde yer aldığı görülüyor. Bu alanların birçoğu şu anda meydana gelen sismik aktivitelerin oluşturacağı tsunamik etkiden azadedir. İzmir Körfezi tamamen Urla Yarımadası ile kapatılmış durumda. Kuşadası'nın olduğu bölge oldukça korunaklı. Doğrudan tsunamik etkileri alabilecek bölge adalar arasındaki denizsel alanlardan ilerleyen dalga hareketlerine maruz kalabilecek bölgelerdir. Bunların başında Marmaris Körfezi yer alıyor. Datça Yarımadası'nın uç noktaları da bulunuyor. Yunan adaları Girit, Rodos ve Mora Yarımadası tsunamik etkilere maruz kalacak bölgelerdir."
Uygulamasını İndirmek İçin Tıklayınız