SİNAN DOĞAN (HABER MERKEZİ)
İzmir'den doğup dünyaya açılan marka sayısı ne yazık ki çok fazla değil. Alfemo, bugün İzmir'in uluslararası markası. Bugün Türkiye'de 130 mağazası olan, 60 ülkeye mobilya ihraç eden Alfemo'nun bu başarısının arkasında yorulmak bilmez bir çalışma ve örnek bir aile şirketi modeli var. Firmanın Torbalı'daki tesislerinde sohbet ettiğimiz Alfemo Genel Müdürü ve aynı zamanda İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Davulcuoğlu, mobilyada 3 büyük oyuncu arasında yer alacaklarını belirtiyor. 3 yıl önce girip Türkiye'nin en büyük çiftliklerinden birini kurdukları hayvancılıkta da büyüyeceklerini dile getiren Davulcuoğlu, "Bana 'nerede yaşamak istersiniz' diye sorsalar, yine İzmir derim" diyor.
Markalar değerleniyor - İZKA'da neler yapmayı planlıyorsunuz?
- Kalkınma ajanslarının temel görevi bölgenin ve ilin kalkınması ile ilgili makro hedefleri belirleyip bu doğrultuda sektörlere ve firmalara destek vermek. Yatırım, istihdam, yeni markaların oluşturulması temel hedefler arasında. Zaten kuruluşun iyi bir yürütmesi, yaptığı bir dolu proje var. Yeni projelere de çıkılacak. İş aleminden gelen dinamizmi buraya yansıtacağız. İlimize yeni yatırımların İZKA kanalıyla gelmesi noktasında mutlaka gayretlerimiz, taleplerimiz olacak.
- Siz Türk mobilya sektörünün mahalle aralarından doğup büyümesine şahit oldunuz. Sektör bugün hangi noktada?
- Artık tasarım öncelikli çalışıyoruz. Türk sanayicisinin, mobilyacısının, insanının emeğini ucuza satmaktan çıkıyoruz. Eskiden daha ekonomik ürünler üreten, daha hacim yapan ama birim satış değeri düşük bir sektörken, şimdi daha konsept mağazacılığa, güçlü markalara doğru ilerliyoruz. Türkiye, geniş bir coğrafyanın mobilyada yıldız ülkesi oldu. Türk markaları da yıldız markalar olmaya başladı. Türk mobilya ihracatı her yıl yüzde 15-20 büyüyor. Geçen yılı 1.7 milyar dolar ile kapattık. Bu yılın ilk 6 aylık verileri yüzde 15 büyüdüğümüzü gösteriyor. 2 milyar dolar rakamını yakalama şansımız görünüyor.
- Alfemo'da hedefleriniz neler?
- 2012'den beri yeni bir konsept ortaya koyduk. Ürün, dış cephe, iç dekorasyon, bayilik yapısı, ihracat ağındaki parametreleri gözden geçirdik. Kritik noktalarda yeni bayilikler kurduk. Mevcut bayileri yeniliyoruz. İzmir'de Çiğli, Gaziemir, Şirinyer, Forum Bornova, Karabağlar mağazaları yenilendi ve açıldı. 130 mağazamızdan 60'ı yenilendi. Tüketici geldiğinde ürünü rahatlıkla buluyor. İyi tasarımlı, makul, ulaşılabilir fiyatlı ürünler sunuyoruz. İtalya'dan, Amerika'dan tasarım satın alıyoruz. Dünyanın bir numaralı tasarımcısı bize çalışıyor. Tesislerimiz Avrupa'nın en iyi tesisleri. Geçen yıl Avrupa Kalite Ödülü'nü aldık. Disney çocuk, genç odalarının 25 ülkedeki lisansı bizde. Şimdi Planes filmi geliyor. O filmin de mobilyası yapıldı. Eylül başında lansmanı yapılacak. Alfemo fevkalade iyi gidiyor. Her hafta yeni mağaza açarak ilerliyoruz.
AFRİKA'YA AÇILDIK - Yurtdışında mağazalaşma konusunda neredesiniz?
- 60'ı aşkın ülkeye ihracat yapıyoruz. Yenilenmeyi dışarı da taşıdık. 30 mağazayı yeniledik. Nijerya'da 3, Libya'da 4 mağaza açtık. Mağaza açtığımız ülkeler arasında Dubai, Danimarka var. Irak'ta birçok noktadayız. Ürdün'de mağaza açıyoruz. Kenya'da, Tunus'ta, Cezayir'de, Senegal'deyiz. Afrika'da bugünlerde daha da güçleniyoruz. Toplam ciromuz 100 milyon doları geçiyor. 20 milyon dolar civarında ihracatımız var. Bu yıl ciroyu yüzde 20 artırma hedefimiz var. İlk 6 ay hedefimize uyduk, yürüyoruz.
- Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri sizi olumsuz etkilemiyor mu?
- Tabi ki gelişmelerden zarar görüyoruz. Suriye'de mağaza sayımız 11-12'ye çıkmıştı, cirolarımız milyon dolara yükselmişti. Mısır'da 4 mağazamız vardı, ülkenin en değerli yerlerinde 6 mağaza daha açıyorduk. Ancak son olaylardan sonra bir bekleme dönemine girdik. Kaybı Afrika kanalıyla telafi ediyoruz. Avrupa'da konsept mağazacılık doğrultusunda Danimarka'da konsept mağazacılığa başladık. Hollanda ve Almanya'dan ciddi talepler var. - Türkiye dışında yeni bir üretim noktası düşünüyor musunuz?
- Bizim ürünlerimizin navlunları yüksek. Yerinde üretim yüzde 15-20 avantaj getiriyor. Bir iki ülkede denemelerimiz oldu. İtalya'dan bir marka satın alacağız. Görüşmeler bir aşamaya geldi.
- Demir-çelik ve hayvancılık alanında da faaliyet gösterdiğinizi biliyoruz...
- Bizi hep mobilyacı olarak bilirler. Sektörün ilk 3 oyuncusundan biri olma iddiasıyla çalışıyoruz ama 25 yılı aşkındır demir-çelikteyiz. Simya Metal firmamız Torbalı, İzmir ve Manisa'da 3 tesise sahip. Lazer kesimde çok büyük kapasite yakaladık. Hayvancılığa da uzun araştırmalar sonucunda 3 yıl önce girdik.
HAYVANCILIK BÜYÜYECEK - Süt hayvancılığını gıda sektörüne taşıma düşünceniz var mı?
- Hayvancılığa 50 milyon liradan fazla yatırım yaptık. Tire'de 2 bin 200 büyükbaşlık çiftliğimiz var. Günlük 30 ton sütü üretip Pınar'a veriyoruz. Bayındır'daki çiftliğimizde Saanen keçisi var. 4 bin başlık bir tesis. Sütü Kay firmasına veriyoruz. İki tesisimiz de Türkiye'nin en büyükleri. Bu yatırımı mutlaka büyüteceğiz. Küçükbaşta 8 bin başa ulaşacağız. Hayvancılığın gıdaya entegrasyonu için de hazırız. Fizibilitesini yaptık.
- Biraz da tatillerinizi konuşalım. Çeşme'de tatil yapıyor musunuz?
- 15 yıl önce 10 dönümün içinde güzel yerler yaptık. Fakat öyle bir alışkanlık edinirsek işlerden kopma tehlikesi olur diye düşündük. Evlerin hepsini sattık. Kaynaklar'da mütevazı bir yerimiz var. İşe de yakın. Orada kışın şömine, yazın havuz, bağ bahçe hazır. Yazlık kültüründen ziyade hepimizin beğendiği farklı yerlerde tatil yapıyoruz. Yılda bir kere tüm aile bir yerde buluşuyor. İzmirli arkadaşların garibine gidebilir ama Kuşadası'ndan, Çeşme'den kaçıyoruz.
- Peki ya İzmir...
- İzmir'de yaşamak bir şans... İzmir'in geri kaldığı, kentlinin yeterince üretmediği görüşlerine karşıyım. Biz İzmir'de olmaktan fevkalade mutluyuz. İzmir yaşanılası bir yer. Dünyada gitmediğimiz ülke kalmadı ama bana 'nerede yaşardın?' deseler yine İzmir derim. İzmir'de marka, başarılı firma çıkmaz diye bir şey de yok. Çok iyi insan kaynağı var. Her türlü yatırım açısından fırsatımız çok. Yeter ki potansiyeli kullanmayı bilelim. Öz disiplinimizi ortaya koyabilelim. Bugün Anadolu'da her firma daha başarılı olanı örnek alıyor. Bizim de örnekleri çoğaltmamız gerekiyor. Biri başardığı zaman diğeri de ona bakıp başarmaya odaklanmalıdır.
"Abim, patrondur" - Alfemo'nun büyümesinin sırrı sanıyorum aile işbölümünde...
- Danışmanlık alıp aile anayasamızı yazdık. 4 kardeşiz. Kızkardeşim hissedar ama yönetimde değil. Abim Ali Davulcuoğlu patronumuz. Babamız sayılır. Son sözü söyler. Tüm işlerde ana stratejimiz Ali Bey'in onayı ile belirlenir. Finans işleri, hayvancılık onun alanında. Ben daha çok mobilyada odaklandım. Şaban Davulcuoğlu perakende ve küçükbaş çiftliği odaklı çalışıyor. Demir-çelikte amca oğlumuz Mesut Bey var. 3 sektörün başında da ailenin bireyleri bulunuyor. Tabi profesyonellerle çalışıyoruz. Kurumsallaşma adına sürekli yatırım yapıyoruz.
