Faiz Lobisi'nin kur tezgahı

Dolar dün 2.60 TL ile rekor kırarken, temel amaçlarından biri TL'yi korumak olan Merkez Bankası, elindeki hiçbir imkanı kullanmadı

Türkiye'de başlayan faiz indirim sürecini kesmek ve ekonomi üzerinden kriz algısı yaratmak için başlatılan dolar operasyonu devam ediyor. Dolar dün 2.60 TL ile tarihi rekorunu kırarken, temel amaçlarından biri TL'yi korumak olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, kılını kıpırdatmıyor. TL'yi savunmak için elinde çok sayıda silah bulunmasına rağmen, dolardaki yükselişe seyirci kalan Merkez Bankası, Türkiye adeta geçen yılın Ocak ayındaki rekor faiz artırım sürecine sürüklemek isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
Değer kaybediyor
Dolar, TL karşısında 14 Ocak'tan bu yana yüzde 14.5 değer kazandı. Yılbaşından bugüne dolar endeksi yaklaşık yüzde 6 değer kazanırken TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı ise yüzde 9.5'i aştı ve Brezilya reali ile birlikte en çok değer kaybeden para birimlerinin başında yer aldı. TL'ye karşı açık bir saldırı yapılan bu dönemde, Merkez Bankası ise adeta üç maymunu oynadı: Görmedim, duymadım, bilmiyorum... Geçmiş dönemlerde, yurtdışında bile olsa, sürekli açıklamalarda bulunan Başçı bu kez sesini bile çıkarmıyor. Başçı'nın yanı sıra, 13 yıldır ekonominin kaptan köşkünde oturan Ali Babacan da piyasaları yatıştırmak için üzerine düşeni yapmıyor.
Piyasalarda tansiyonun yükseldiği ve doların rekor kırdığı son dönemde Merkez Bankası, kullanabileceği ilk ve en basit aracı bile kullanmadı. Merkez Bankası, piyasaya sağladığı likiditeyi kısıp, gecelik repo oranlarını yukarı çekerek, spekülatif TL talebinin önünü kesebilirdi. Bu operasyon, doları yukarı çekmek için, ihtiyacı olmadığı halde döviz alanların maliyetini artırarak yükselişin kısmen frenleyebilirdi. Fakat bunu yapmayan Merkez Bankası, piyasaya ihtiyacı kadar likidite sağlamaya devam ederken, fonlama maliyetini de düşürdü. Fonlama maliyeti artarken, fonlama kompozisyonu değiştirilerek maliyetin artması ile dövizde spekülatif hareketin önü kesilebilirdi.
Dövizdeki talebin reel sektör kaynaklı olmadığının en açık göstergesi, Merkez Bankası'nın döviz satım ihalelerine gelen talebin düşük olması. Merkez Bankası, burada da piyasaya gücünü gösterecek aksiyonlar almıyor. Döviz satım ihalelerinde maksimum 60 milyon dolar satan Merkez Bankası, ihalelerde tutarı düşük tutarak dövize gerçekten ihtiyacı olanların da bir anlamda yüksek fiyattan dolar almalarına neden oluyor.

Yine gecikti
Geçen yılın Ocak ayında dolara müdahalede gecikerek 5.5 puanlık faiz artırımına gider Merkez Bankası bu yıl da ders almamış görünüyor. Merkez Bankası, dövize müdahalelerini genellikle sağlıklı fiyat oluşmaması ile oynaklığın artması gerekçesine dayandırıyor. Dolarda gün içinde yüzde 2-3 arasında değişimler gözlenirken, Merkez Bankası'nın bu durumu oynaklık olarak değerlendirmemesi akıllarda soru işareti bırakıyor. Merkez Bankası 23 Ocak 2014'te 3.1 milyar dolarlık doğrudan satış müdahalesinde bulunmuştu. Fakat, geç kalmış müdahale dövizde tansiyonu düşürmemiş, bunun üzerine 28 Ocak 2014'te olağanüstü toplanan Para Politikası Kurulu, faizi 5.5 puan artırmıştı. Faiz artırımın ardından düşüşe geçen dolar 2.33 liradan 2.06 TL'ye kadar gerilemişti.

ZAMANLAMA MANİDAR
Merkez Bankası, geçen yılın Ocak ayında 5.5 puan artırarak yüzde 10'a çıkardığı politika faizini, aradan geçen 13 ay içinde sadece 2.5 puan düşürdü. Fakat, gerek çekirdek enflasyondaki gerileme, gerek küresel faiz oranlarının düşüklüğü Türkiye'de de faiz indirim sürecini başlatmıştı. Nitekim Merkez Bankası da enflasyonun düşüş trendine girdiğini belirterek, faiz indirimlerinin önümüzdeki dönemde de sürebileceği mesajını vermişti. Erdem Başçı, Ocak'ta enflasyonun 1 puan düşmesi durumunda gerekirse Para Kurulu'nu olağanüstü toplayarak faiz indirimine gideceğini açıklamış, fakat enflasyondaki düşüşün 0.93 puanda kalması üzerine, lobinin dolar tehditiyle geri adım atmıştı. 21 ülkenin merkez bankasının faiz indirdiği son süreçte, Türkiye'nin bu rüzgara katılımını geciktirmek ve en azından faiz indirimlerinin boyutunu düşürmek için dolarda yapılan operasyona, Merkez Bankası da seyirci kalıyor.

İtiraf ettiler
Dolarda yaşanan yükselişin, Türkiye'yi faiz tuzağına düşürme amaçlı olduğunun en belirgin işareti, İngiliz haber ajansı Reuters'a yapılan isimsiz yorumlar oldu. İsminin açıklanmasını istemeyen 'üst düzey' bir bankacının kurla ilgili değerlendirmesi aynen şöyle: Merkez Bankası faiz indirmeyeceğini açıklamalı. Bu ay koridorun üst bandında yapılan faiz indirimi, Türkiye piyasaları bozdu. Burada faiz indirimi olmasaydı, dolar böyle yükselmezdi...

Citibank'ı kullandılar
Türkiye'yi kur oyunuyla faiz artırım sürecine sokmak isteyenlerin tutunduğu son gelişme Citibank'ın Akbank'taki hisselerini satması oldu. Citibank Akbank'taki yüzde 9.9 hissesini yaklaşık 1.2 milyar dolara satarken, bu durumu 'Türkiye'den kaçış var' algısı yaratmak için kullandılar. Fakat unutttukları ve dile getirmedikleri şey, bu hisseleri yine yabancıların aldığıydı.

İŞTE MERKEZ BANKASI'NIN KULLANMADIĞI SİLAHLARI:
- Piyasaya sağladığı likiditeyi azaltıp, gecelik repo oranlarını yukarı çekebilir ve böylece spekülatif TL talebinin önünü kesebilirdi. Bunu yapmayan Merkez Bankası, aksine piyasaya ihtiyacı kadar likidite sağlamaya devam ederken, fonlama maliyetini de düşürdü.
- Merkez Bankası'nın atabileceği ikinci adım döviz satım ihalelerinde miktarı artırmak. Merkez Bankası, burada da miktarı sadece yüzde 50 artırarak en fazla 60 milyon dolarlık satış yaptı. Dövize gerçekten ihtiyacı olanlar açısından etkili olabilecek bu yöntem de kullanılmadı.
- Kullanılabilecek en etkili yöntem, döviz piyasasına doğrudan satış müdahalesi. Fakat Merkez Bankası, burada da gecen yılın ocak ayında yaptığı hatayı tekrarladı. Geçen yıl geç kalan 3.1 milyar dolarlık müdahele yeterli olmamıştı. Bu kez de dolar yüzde 15 yükselmesine rağmen seyirci kalındı.
FATURA TÜM TÜRKİYE'YE ÇIKTI
- Kurdaki artış reel sektöre 14 Ocak'tan bu yana 60.5 milyar liralık kur farkı zararına maloldu.
- Kurdaki artışın kalıcı olması durumunda enflasyona da geçişkenliği olacak. Bu durum enflasyonu en az 1 puan artırabilir.
- Kurdaki artışın Türkiye'nin milli gelirini dolar bazında azaltıcak. Kişi başı gelir ilk çeyrekte 10 bin doların altına inecek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.