Tarımda Avrupa’yı sollayacağız

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli “Türkiye çok yakın zamanda tarımda mucizelere şahit olacak. Özellikle tarım sanayiindeki atılımlarla ülkemiz Avrupa tarımını sollayacak ve daha ileri bir noktaya gelecek” diye konuştu

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ilk özel röportajını Yeni Asır'a verdi. Yeni Asır Yazarı Gonca Elibol'un sorularını yanıtlayan Bakan Pakdemirli, çarpıcı açıklamalar yaptı. Gıda, teknoloji ve otomotiv alanında serbest girişimcilik yapan Bakan Pakdemirli, "Türkiye çok yakın zamanda tarımda mucizelere şahit olacak. Özellikle tarım sanayiindeki atılımlarla ülkemiz Avrupa tarımını sollayacak ve daha ileri bir noktaya gelecek" dedi. Bakan Bekir Pakdemirli, ayrıca tohum, gıda güvenliği, modern su sistemleri, kooperatifleşme, katma değeri yüksek ürünler, gelir getirici modeller konusunda atılım yapacaklarını vurguladı. Manisa ve İzmir topraklarında büyüyen, çiftçilik geçmişiyle toprağı bilen ve üreticinin beklentilerinin farkında olan Bakan Pakdemirli, su ve toprağı yani bereketi iyi bilen bir Tarım ve Orman Bakanı profili çiziyor. Devlet teşvikleriyle halkın ve çiftçinin tüm beklentilerinin reform niteliğindeki projelerle karşılanacağı müjdesini de veren Pakdemirli, kanser hastalığının arttığı günümüzde gıda güvenliğine de dikkat çekti.

KEŞKE BABAM GÖRSEYDİ

Öncelikle yeni görevinizde başarılar dileriz. İlk röportajı Yeni Asır'a verdiğiniz için teşekkür ederiz. Tarım ve Orman Bakanı olmak size ne hissettirdi?

Tarım Bakanı olduğumu öğrendiğimde biraz şaşırmakla beraber sonra hemen adapte oldum. Sayın Cumhurbaşkanımız ailemizin çiftçi olduğunu bilmiyormuş. Benim özellikle gıda sektöründeki faaliyetlerimden dolayı gıda güvenliği, gıda enflasyonu ve tarımla ilgili yöneticilik kabiliyetimi üstüne koyup böyle bir görevi uygun görmüş. Tabi ne uygun görülürse bizim kabulümüzdür. Canla başla çalışmaya hazırız. Sizlerin vasıtasıyla tekrar Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. Bu görev bizim için çok büyük bir onur, ailemizde artık ikinci defa bir Bakanlık görevi oluyor biliyorsunuz.
Ailemizin ikinci defa kamuya ve milletimize hizmet etme fırsatı oldu. Keşke rahmetli babam da bu günleri görseydi.

Tarımda Türkiye açısından özellikle kayıt dışı ve aracı sorunu gibi temel sorunlar var. Ürün vatandaşla buluşana kadar çok fazla aracı oluyor. Örneğin tarladaki domates, 25 kuruşken vatandaş 6-7 liradan tüketiyor. Belki de bunların çözümü üretici birlikleri ve kooperatifleşmeyle olacak. Bu temel sorunlar konusunda ilk hamleniz ne olacak?

ARACI SORUNU ÇÖZÜLECEK

Gıda fiyatlarının ucuzlaması ile ilgili regülasyon yani devlet kısıtlamalarının azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması gerekiyorsa bunların üzerinde çalışacağız. Ben regülasyondan çok serbest piyasada bunların oturması ve tohumdan çatala kadar olan süreçte "from seed the fork" denir buna eğer zincirin parçalarını doğru tamamlayabilirseniz en ucuz fiyatla tüketiciye ulaşabilir.

Kooperatifleşme konusunda neler yapacaksınız?

Kooperatifleşme önemli. Türkiye'de bunun iyi örnekleri var. Türkiye bir üreticinin yoğurdunu tüketiyor. Oraya sütünü veren üretici çok memnun.
Örneğin sütü 1,5 liraya satacakken 2 misline satıyor. O kooperatifler de direkt marketlerle çalışabiliyorlar. Bir de kaliteyi yakalamışlar. Avrupa'da çok daha iyi örneklerini görüyorsunuz.

TÜRKİYE KENDİNE YETER

Sektörün temel sorunlarına değinecek olursak ilk sırada neler var?

Tarım ve Orman Bakanlığı geneline bakarsak bana göre gıda güvenliği ve tohum diyebiliriz. Türkiye'nin kendine yetiyor olması lazım. Etinde sütünde yağlı tohumunda artık ithalatçı konumda olmamamız lazım. Tabi ki bir diğer taraftan da işin sulama kısmı var. Sulamayı mutlaka kapalı sulamaya çevirmemiz lazım.

SU İSRAFI ÖNLENECEK

Damlama sulama şeklinde mi olacak?

Tabi ki. Suda yüzde 60-70 oranında israfımız var. Bu israfı engelleyebilirsek su kaynaklarımız yetiyor. Damlama suya mutlaka geçiyor olmamız lazım.

Dünyada genelde tarımda önde olan ülkelere baktığınızda Hollanda örneği var. Hollanda'nın yüzölçümünü kıyasladığımız zaman Konya kadar. Hollanda toprağın çok fakir olduğu bir ülke. Dün burası denizdi diyor, toprakla doldurulmuş ondan sonra tarım yapılıyor.
Zor şartlar altında tarım yapıyorlar ama bunu beceriyorlar yani Türkiye bu kadar toprağı varken ondan sonra bizim bazı konularda fakirlik çekmememiz gerekiyor diye düşünüyorum. Biz bu sorunların üstesinden gelerek daha iyisini yapacağız. Gelir yaratırken de çok güzel gelir modeli koymak lazım. Katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz lazım.

VATANI İÇİN ÇALIŞANIN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR

Kamu personellerinin içinde çok kalifiye, lider ruhlu, çok başarılı olup maalesef genel kamu sisteminde işe küsmeler var, bazı personellerin sırtını devlete dayayıp "bana bir şey olmaz düşüncesi" var. Siz bir Bakan olarak nasıl bir personel profili görmek istiyorsunuz?
Çalışanlarınıza mesajınız ne olur?

Bu yeni sistemle birlikte çalışanların da sisteme adapte olmaları daha hızlı çalışmaları ve çok iş üretmeleri gerekiyor. Bundan sonra koşturan, vatanı milleti için terleyen her çalışanın başımızın üstünde yeri var. Orman ve Tarım Bakanlığı'nda çok kıymetli bir teşkilatımız var. İkisini bir araya getirdik bundan çok güzel bir sinerji çıkacaktır. Çünkü su ile toprağın birleşiminden bereket doğar. İyi işler olacak. Tarihte de büyük işler büyük takımlarla yönetiliyor ve gerçekten büyük takımımız var. Biz tabi takım lideri olarak takımı motive etmenin yollarını arayacağız. Onları önemsediğimizi göstereceğiz. Onların yanında olacağız. İnşallah güzel işlere imza atacağız. Yeni sistemde özel sektörden yönetici atayabiliyoruz.
O yüzden özel sektörden de böyle taze kanlarla belli aşılar yaparak meyveyi az veren ağaçlardan, daha çok meyve veren ağaç haline getirmek te mümkün olacak.

KANSERE KARŞI GIDA GÜVENLİĞİ

Gıda güvenliği sorunu ile karşı karşıyayız. Zirai ilaç için çiftçiye mesajınız nedir?

Bakanlığımız bu konuda çok hassas. Gerekli bütün regülasyonlar yerli yerinde hatta zaman zaman Avrupa Birliği müktesebatının ilerisinde. Bu konu Cumhurbaşkanımızın gündeminde ve odağında olan bir konu. Özellikle GDO'lu ürün konusuna devlet aşırı dikkat ediyor. Biz de Bakanlık olarak gıda güvenliği konusunda ne gerekiyorsa yapacağız. Her şeyin doğalına kaçmak biraz daha organiğini yapmak güzel. Bu anlamda organik pazarları da geliştirmemiz lazım.

Zirai ilaçlama konusunda ne düşünüyorsunuz?

Mesela eskiden haşere zararlılarına karşı domates ekerlermiş. sarımsak suyu atarlarmış. İlaç atma konusunda cimri davranmak eski reçetelere dönmek gerekiyor.

Evet ürünlere ısırgan otu suyu, kül dökerlerdi..

Tabi ki böyle eski reçeteler var. Artık daha fazla tüketim söz konusu. Herkesi köylere geriye çekebilirsek ufak çiftçilik bu yönde bir miktar ilerleme kaydeder.

GONCA ELİBOL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.