Enerjide tam bağımsızlık hedefiyle attığı adımlardan taviz vermeyen Türkiye, nükleer enerji serüveninde kararlılıkla ilerliyor.
ENERJİDE KARTLARI YENİDEN DAĞITACAK HAMLE
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın öncülüğünde ilk adımların atıldığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'nde sona gelindi. Türkiye, ilk nükleer güç santralinin birinci ünitesini devreye alacak ve uluslararası enerji sektöründe küresel bir güç olma yolunda büyük bir adımı daha geride bırakacak.
Dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak enerji bağımsızlığı yolunda Türkiye'nin nükleer enerjide atacağı adımların tohumlarını bu sözlerle başlattı:
"Nükleer enerji gerek kapasite, gerekse de verimlilik yönünden Türkiye'nin arz güvenliği açısından çok önemli bir rol oynayacak. Nükleer santraller sayesinde iklim ve mevsim şartlarına bağlı kalmadan 7 gün 24 saat kesintisiz elektrik üreteceğiz."
AKKUYU TEK BAŞINA TÜRKİYE'NİN YÜZDE 10 ELEKTRİK İHTİYACINI KARŞILAYACAK
Dünyada 32 ülkede 441 nükleer reaktör işletmede olup, 17 ülkede 53 nükleer reaktör de inşa halinde. Akkuyu da bunlardan biri. Nükleer santrallerde üretilen elektrik, dünya elektrik arzının yaklaşık %10'una denk gelirken, Akkuyu da Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak.
Türkiye'nin enerjide bağımsızlığının önünü açan kritik hamleleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Hazine ve Maliye Bakanlığı görevlerinde bulunan Berat Albayrak'ın kaleme aldığı "Burası Çok Önemli" adlı kitapta çarpıcı anlatımlarla yer buldu.
Kitabın, "65 Yıllık Rüya: Nükleer Enerji" ara başlıklı bölümünde Bakan Albayrak, nükleer enerjideki kararlı duruşunu açıkça belirtmiş, nükleer enerjinin verimliliğini vurgulamıştı.
İşte o dikkat çeken ifadeler:
1. Türkiye'nin rahmetli Adnan Menderes ile 1956 yılında başlayan nükleer yolculuğu hep engellendi, ertelendi. Ciddi bir direnç ile karşılaştı. 70 yıldır tüm dünya bu projeleri yapıyor. Yıllardır herkese 'helal' olan bir teknoloji Türkiye'ye 'haram' deniliyorsa, orada bir yanlışlık var demektir ve bu konuda durup düşünmek gerekir.
2. Güvenlik endişesini öne sürerek eylemler organize eden ve ortalığı ayağa kaldıranlar, 1977 yılında yapılan eski nesil teknolojisiyle teknik ömrünü 2005 yılında tamamlamasına rağmen hâlâ faal olan, sınırımızdan sadece 16 kilometre uzaklıktaki Ermenistan Metzamor santralinin bölgemiz ve dünya için oluşturduğu büyük tehdide karşı neden eylem yapmazlar.
3. Farklı lobiler ne söylerse söylesin, Türkiye'nin nükleere sahip olması şarttır. Bakanlığım döneminde bu konuda hiç taviz vermeden projelerin önünü açtık ve çok şükür bugün Akkuyu'da yükselen inşaatı gururla izliyoruz. İnşallah 2023 yılında da elektrik üretimi başlayacak.
4. Fransa bugün elektriğinin yüzde 80'ine yakınını nükleerden elde ediyor. Bunları göz ardı ederek, ülkemizi popülist söylemlerle, böylesine önemli bir teknolojide sadece izleyici konumuna düşüremeyiz.
5. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi 70'lerde gündeme gelmiş bir proje fakat birçok engel dolayısıyla askıda kalmış ve yapılamamıştı. 1974 yılında Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu arazisinin nükleer santral için uygunluğu kabul edilmiş. Uzun yıllar sonra santralin inşası için 2010 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalar atıldı.
6. Biz mevzuat ve organizasyonel altyapıyı oluşturup süreci hızlandırdık. Hukuki hazırlıkları, gerekli onayları ve bürokratik süreçleri ivedilikle bitirdik. Haziran 2017'de elektrik üretim lisansının verilmesi ve Ekim 2017'de inşaat izninin çıkarılması ile bakanlığım döneminde çok önemli aşamalar kaydedilmiş oldu. Bu adımlar ile projenin önü açıldı ve inşaatın başlamasının önünde onlarca yıldır duran engeller kaldırıldı. Nisan 2018'de iki ülke devlet başkanlarının katılımıyla Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin birinci güç ünitesinin temel atma töreni yapıldı. 65 yıllık rüya gerçeğe dönüştü.
7. Santral 4.800 MW kurulu güç kapasitesinde olacak. Yılda 35 milyar kWh elektrik üretimi ile ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde onunu tek başına karşılayacak. Proje, 20 milyar dolarlık yatırım bedeli ile Cumhuriyet tarihimiz boyunca bugüne kadar gerçekleştirilmiş en büyük proje olacak. Yani, ekonomisi ve sanayisi her yıl hızla büyüyen ülkemiz için çok büyük ve çok önemli bir yatırım… Yalnız bizlerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi değil gelecek nesillerimizin de enerji ihtiyacını karşılayacak.