Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Bu zirve bizim için son derece önemli bir zirveydi. Zirvenin yoğun gündeminde, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında Afrika'nın gerçeklerine değinmek gerçekten çok önemliydi. Afrika iklim değişikliğinden en çok etkilenecek coğrafyaların başında geliyor. Bildiğiniz gibi, iklim mültecisi terimi, bu yüzyılda hayatımıza giren ve hepimize endişe vermesi gereken bir terim. İnsanlar artık yalnızca ekonomik ya da siyasi nedenlerle değil, coğrafyaların yaşanamaz hale gelmesi sebebiyle göç ediyorlar. Bir örnek vermek gerekirse, Dünya Bankasının verilerine göre, Afrika'da iklim değişikliğine bağlı sebeplerle, 2050'ye kadar 86 milyon insanının göç edebileceği söyleniyor. Nijer, Nijerya ve Senegal'in bu tarihe kadar en yüksek iç iklim göçmenine sahip ülkeler olacağı da tahminler arasında. Su kıtlığı, düşük mahsul, yüksek sıcak dalgaları ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi nedenler bu göçleri başlatacak.
Bu gerçekten çok acı bir durum. İnsanlığın ortak sorunları ortak sorumluluklar almayı gerektirir. Batılı ülkelerin mülteci meselesine korku ve red politikası ile değil, sorumlulukla yaklaşması gerekir.
Her ne kadar, iklim değişikliğinin getirilerinden tüm dünya etkileniyor olsa da, Afrika'nın ödediği ve gelecekte ödeyeceği bedel herkesten farklı. Mesela, dünyadaki karbondioksit emisyonunun sorumlularına baktığımızda Afrika'nın payının son derece az olduğunu görüyoruz. Ama bedel ödeme söz konusu olduğunda, Afrika, kıtlıklarla, doğal afetlerle ve bunlarla mücadele edebilecek altyapı eksiklikleriyle büyük bedeller ödüyor. İklim mültecisi konumuna düşen insanlar, bu emisyonun ana kaynağı olan batılı ülkelerce kabul edilmiyorlar.
İklim değişikliğinin getirileri hiçbir ülkeyi teğet geçmeyecek ve her coğrafya kendine has bedeller ödeyecek. Ancak, elbette iklim değişikliğine adaptasyonda gelişmiş ülkeler avantajlı olacaklar. Yani, her afette olduğu gibi, iklim değişikliğinin olumsuz tablolarından yine yoksul ülkeler ve kırılgan gruplar orantısız şekilde etkilenecekler. Bu panel ana hatlarıyla bu gerçeğin altını çizdi ve geçtiğimiz günlerde, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin yayınladığı son raporun alarm niteliğindeki uyarılarına da bir atıf yapmış oldu. Uluslararası toplumun bu mücadeleyi koordineli ve iyi biçimde yürütmesi için tüm ülkelerin dayanışma halinde olması gerekiyor. Bu hususta güçlü bir çağrı yaptığımıza inanıyorum. Umuyorum sonuçları güzel olur.