Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Taksim'de bir cami yapılması tarih boyunca mücadele halini almış, Islahat Fermanı'nın ilanının sonrasında tarihte "93 Harbi" olarak bilinen büyük savaşta Rusların zaferinden iki yıl sonra Taksim Meydanı'ndan gözüken Aya Triada adlı kilisenin inşasının bitmiş, bu kilise Ruslar tarafından yaptırılmıştı.
Mevlana ailesinden gelen tıp profesörü Feridun Nafiz Uzluk'un başkanlığındaki Anıtlar Derneği, İstanbul başta olmak üzere çok sayıda şehirde camiler yaptırmış bir dernekti. 1955 yılında derneğe, İstanbul Belediyesi'nin Taksim Cami için gerekli arsayı ayırdığı haberleri çıktı ama proje gerçekleşmedi.
İkinci girişim ise 1960'ların ortasında yapıldı. Girişimin öncüleri ise iş adamları oldu ve cami maket olarak hazır hale getirildi. 1965 yılında dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Taksim'de Ziraat Bankası ve Hazine'ye ait arazinin cami yapılması şartıyla Vakıflar Müdürlüğü'ne satılması kararı aldı.
1983 yılında ANAP iktidarıyla beraber Taksim'e cami yapma niyet ve gayreti tekrar gündeme geldi. Bugün, Taksim Camisi'ni inşa ederek vakfeden Z. Altan Elmas ve kardeşlerinin (Cem Hakan Elmas, Ufuk Elmaş, Atilla Elmas) İstanbul milletvekilleri olan babaları rahmetli Elaattin Elmas ve amcaları Hayrettin Elmasın dönemin Başbakanı Turgut Özal'a müracaat ederek Taksim'e cami yapma isteklerini dile getirdi.
Taksim'e cami projesi 1991 yılında iş adamı İbrahim Arslan başkanlığında kurulan Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı ile yeniden gündeme geldi. 86 kişilik vakıf meclisinde Recep Tayyip Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker, Sakıp Sabancı, Semiha Şakir, Şarık Tara, Osman Boyner, Ekmeleddin İhsanoğlu, Kemal Ilıcak, Asım Kocabıyık, Prof. Dr. Esat Coşan, İbrahim Cevahir, Tayyar Altıkulaç, Ahmet Kabaklı, Taha Akyol, Fuat Bol, Necati Özfatura bulunuyordu
Taş ve prekast kaplama cepheleri ile titanyum çinko alaşım kaplı kubbeleri ile Taksim cami, cephelerinin tamamından giriş imkanı sunuyor. Bu sayede Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı üçgeninde bir odak noktası oluşturabildiğine dikkati çekilen projede, mühendislik olarak camide Türkiye'de ve dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı.
Caminin geleneksel cami formlarının modern çizgiler ve malzemelerle yorumlanarak 19. yüzyıl Beyoğlu mimarisinden esinlenen özgün bir tasarımla inşa edildiği, kültür ve sanatla açısında bir çok vatandaşın bir araya geleceği, dijital kütüphanesinden yararlanıp kitap okuyacağı, dinleneceği, sergilerin yapılacağı bir kültür merkezine sahip olduğu ifade edildi.
Projenin kubbe kaplamalarında kullanılan titanyum-çinko alışımı özel olarak getirtildi. Projede, 3 bin metrekare titanyum çinko alaşımı ile kubbe ve çatı kaplaması yapılırken, cephelerde kullanılan mermerler ise Bursa ocaklarından seçilmiş olan Emparador Light ve Antalya Demre ocaklarından seçilmiş olan Aero Cream taşlarından oluştu.
İç tezyinatlarında ve hat sanatı uygulamalarında "naht" tekniği kullanılan cami de mihrap, mimber ve kürsü tasarımı yine geleneksel formun modern bir yorumu olarak bizzat Mimar Altan Elmas tarafından tasarlandı. Mihrap tasarımında Esmaü'l Hüsna hattat Davut Bektaş telifi ile "istif yazı" ile yazıldı.