Giriş Tarihi :
"TALİMATLARI CEZAEVİNE DE GELİYORDU"
Oktar'ın şu anda da bunu sürdürdüğünü vurgulayan Pars, "Şimdi de 'Çok yakında hepimiz çıkacağız, Adnan Oktar da başa gelecek, hepimiz bir ülkenin yönetimine getirileceğiz' diyerek hayali bir dünya içinde yaşıyorlar. Zannediyorlar ki Adnan Oktar'ı içeriden çıkartıp mehdi olarak başa getirecekler." dedi.
Pars, cezaevinde koğuşlarda iki kişi kaldığına işaret ederek, "Avukatlar aracılığıyla bize haber geliyordu. Kişilerin ailelerinden medet ummaması için herkese para gönderiliyordu. Koğuşlara televizyon alınıyordu. Herkese ihtiyaçları soruluyordu. Oktar'dan motivasyonu aktif tutacak haber getiriliyordu sürekli. Avukatlar aracılığıyla 'Şunu yiyin, şunu yemeyin'e kadar müdahalesi oluyordu." ifadelerini kullandı.
"OKTAR'IN İSTEDİĞİ BELLİ BİR KADIN MODELİ VAR"
Oktar'ın tercih ettiği bir kadın modeli olduğunu anlatan Pars, "O bayanlara çeşitli kozmetik uygulamalar yaptırıyordu. Bazılarının yüzlerine estetik müdahale yapıldı. Adnan Oktar'ın istediği belli bir model var, o modele gelene kadar botoks gibi takviyelerle bu hale getiriliyordu. Diğerlerini yanında tutmuyordu." dedi.
Ayça Pars, Oktar'a "herkesin aşık olduğu kişi" imajının verilmeye çalışıldığını dile getirerek, "Bir liste çıkarılıyordu, Adnan Oktar'la fotoğrafı olmayan kadınların mutlaka fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmaları gerekiyordu. Herkesin mutlaka Adnan Oktar'ı ne kadar sevdiğiyle ilgili bir paylaşım yapması zorunluydu. Bu paylaşımı yapmayanlara ceza veriliyordu. Ayrılanlar aleyhine paylaşım yapılması isteniyordu." diye konuştu.
Dışarıdan görünenle içerideki durumun çok farklı olduğunu belirten Pars, kendisi gibi düşünen birçok kişinin bulunduğunu, bunların da örgütle ilgili bildiklerini korkmadan söylemelerini istedi.
"KADINLARA İMAM NİKAHI KIYIYORDU"
Pars, Oktar'dan ayrılanların genellikle en yakınındakilerden oluştuğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Yapılan sapkınlıkları, Adnan Oktar'ın sapkın felsefesini görüyorlar ve 'ben burada duramam' diyorlar. Dolayısıyla ne kadar yakınlaşırsanız o kadar da gitmek istersiniz ama buna cesaret göstermek zor olsa da bunu yapmak gerekiyor. Çemberin en uzak halkası hiçbir şey bilmediği için bağlıdır, en yakın halkası ise çok şey bildiği için gitmek ister ama çok şeyle bağlıdır ona cesaret edemezler."