Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Mustafa Kemal Atatürk, Ruşen Eşref (Ünaydın) ile 1918 yılında yaptığı röportajda Çanakkale Muharebeleri Conkbayırı Cephesi'nde 9-10 Ağustos 1915 günlerinde yaşananları şöyle anlatıyor: "Muharebe meydanında cereyan eden hali temaşa ederken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimde bulunan saati parça parça etti. Vücuduma nüfuz edemedi. Yalnız kalınca, derin bir kan lekesi bıraktı. Bu saat enkazını bilâhare, bugünün hatırası olmak üzere, Liman (Von Sanders) Paşa'ya verdim. O da aile asalet armasını hâvi, kendi saatini bana verdi."
Son Posta gazetesinin, 16 Ocak 1939 tarihli nüshasında, "Çanakkale'de Atatürk'ün hayatını kurtaran saatini, bir saat fabrikası 250 bin franga almak istiyor. İsviçre'deki maruf saat fabrikası, İzmir'deki mümessiline gönderdiği bir telgrafnamede, Conkbayırı'nda Atatürk'ün hayatını kurtaran saatin aslının veya fotoğrafının kimde bulunduğunu bildirene 1000 İsviçre Frankı vereceğini, saati de 250 bin franga satın alacağını bildirmiştir" haberi yayınlanıyor.
ÇALINDI MI SATILDI MI?
Conkbayırı'nda iki komutan arasında saatlerin değişimine de şahitlik eden Çanakkale muharebeleri komutanlarından Albay Haydar Mehmet Alganer, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Münih Konsolosluğu görevindeyken görüştüğü General Sanders'in saati çok kıymetli bir hatıra olarak sakladığını aktarıyor.
Atatürk'ün hayatını kurtaran saat olması halinde nasıl bir işlem yapılacağını da sordu. Başbakanlığın 27 Mart 1939 tarih 1469 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı'na yazdığı yazıda, "Keyfiyetin tetkik ile bu saatin mübayası hakkındaki mütalaalarının ve satın alınması istenirse karşılığının vekaletinizce temininin mümkün olup olamayacağının bildirilmesi" istendi.