Giriş Tarihi :
TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLDÜ
13 Eylül 1991 günü, sabah saat 4.15 sularında, Boğaziçi Köprüsü çıkışında geçirdiği trafik kazasından sonra kaldırıldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde vefat etti. Otomobili takla atan Oktay'ın çenesinin kırıldığı, sol kolunda kırıklar olduğu ve dalağının parçalanması sonucu iç kanama geçirerek hayatını kaybettiği belirlendi.
Cenazesi Ali Sami Yen Stadyumu ile Milliyet gazetesinin binasının önünde düzenlenen törenlerin ve Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Topkapı'daki Kozlu Mezarlığı'na defnedildi. Metin Oktay'ın adı, vefatı sonrası Galatasaray'ın Florya'daki tesislerine verildi. 55 yaşındayken aramızdan ayrılan efsane isim, hiçbir zaman unutulmadı ve hem doğum hem de ölüm tarihlerinde hala özlemle anılıyor.
15. SILA TÜRKOĞLU: YAŞAYAN EN GÜZEL KADIN
İzmir'de 18 Nisan 1999'da doğan Sıla Türkoğlu oyunculuğa 19 yaşında başlamıştır. Bornova Hatice Güzelcan Anadolu Lisesi mezunu olan Sıla Türkoğlu, lise döneminde eş zamanlı olarak oyunculuk eğitimi almaya başlamış ve henüz lise öğrencisiyken setlerde yer almaya başlamıştır.
16. ÇAĞAN IRMAK: TÜRK SİNEMASININ BÜYÜLEYİCİ YÖNETMENİ
İzmirli olan ünlü yönetmen ve senarist Çağan Irmak, 4 Nisan 1970'te Seferihisar ilçesinde doğdu. Çocukluğu Seferihisar'da geçti. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden mezun oldu. Denizi, ağaçları, sinemayı, müziği ve edebiyatı çok sevdi.
Şimdiye kadar birçok senaryo yazıp filme çekti. Farklı ve çarpıcı sinema diliyle izleyiciyi etkilemeyi başaran Çağan Irmak, 'Babam ve Oğlum' filminin sokak sahnelerinin tamamını kendi memleketi olan İzmir Seferihisar'da çekmiştir. İzlenme rekorları kıran filmleriyle çok sayıda ödül kazanmıştır.
BAŞARILI TV DİZİLERİ DE ÇEKTİ
"Asmalı Konak" adlı televizyon dizisiyle ismini bütün Türkiye'ye duyurdu. Sonra hem 1980'li yılların karışık, gergin ve politik hâlini hem de 2000'li yıllardaki bir sonraki kuşağın yaşadıklarını anlatan "Çemberimde Gül Oya" dizisini yazdı ve yönetti.
Çağan Irmak birçok projesinde aynı isimlere yer vermiştir. Birden fazla projede birlikte çalıştığı oyuncular arasında Fikret Kuşkan, Çetin Tekindor, Melisa Sözen, Hümeyra, Yetkin Dikinciler, Özge Özberk, Goncagül Sunar, Şerif Sezer, Farah Zeynep Abdullah, Zuhal Gencer ve Nejat İşler dikkat çeken isimlerdir.
'SİNEMA İZLEYEREK ÖĞRENİLİR'
Sinema diliyle izleyicileri büyüleyen, ödüllü filmlerin yönetmeni Çağan Irmak, sinema eğitimi ile film çekimindeki uygulamalar arasındaki farka değinerek, "Sinema okulda öğretilmez. Sinema, izleyerek öğrenilir" dedi. Ünlü yönetmen, sinema eğitimi ile film çekimindeki uygulamalar arasındaki farka değinerek, "Sinema okulda öğretilmez. Sinema, izleyerek öğrenilir" demiştir. Yönetmenliği "doğru noktaları birleştirmek" olarak tanımlayan Irmak, "Doğru müzisyeni, doğru kalemi, doğru şeyleri bulup onları birleştirmektir" ifadesini kullandı.
Filmlerdeki her detayın arkasında bir mesaj aranmasının doğru olmadığını vurgulayan Irmak, "Bazen yönetmenler söylemedikleri şeyleri mesaj ve mecazla sahnelerin içine gizler ama bu bize kötü bir miras olarak kaldı. Her detayın arkasında bir mesaj arar olduk. Bazen kapıyı açmak sadece kapıyı açıp girmektir, bunun altında bir şey yoktur" sözleriyle her ayrıntının mutlaka bir mesaj içermeyeceğini vurguladı.
17. RİTA ABACİ (ABATZİ): İZMİR'DE DOĞDU ATİNA'DA ŞARKICI OLDU
Türk Halk Müziği ve Yunan Halk Müziği sanatçısı olan Rita Abaci (Yunanca adı Rita Abatzi), Osmanlı İmparatorluğu'nun Aydın vilayetine bağlı İzmir'de 1914 yılında doğdu. 1922 yılının savaş koşullarında babasını kaybeden Rita, annesi ve kız kardeşi ile birlikte Yunanistan'a göç etmiştir.
DÖNEMİN ÜNLÜ BİR MÜZİSYENİYDİ
1940'lara kadar Yunanistan'ın en başarılı seslerinden birisi olmuştur. Döneminin bütün önemli yapımcıları ile çalışmıştır. Kısa sürede şöhret olan Rita Abaci, döneminin en ünlü müzisyenleriyle sahne aldı. Rita Abaci'nin 1936 yılında söylediği (Trava Spango) şarkısını Nazan Öncel "Boncuk" olarak Türkçe sözlerle söylemiştir.
Rita Abaci'nin 'Trava Spango' adlı şarkısını Nazan Öncel 'Boncuk' olarak Türkçe sözlerle söyledi.
18. HÜSNÜ ŞENLENDİRİCİ: ÜSTÜN YETENEKLİ KLARNET VİRTÜÖZÜ
Hüsnü Şenlendirici Türkiye'de geniş kitlelerce tanınan, dünya çapında kayda değer işler yapmış Roman asıllı Türk klarnet sanatçısıdır. Virtüöz seviyesindeki sanatı ve performanslarıyla özellikle son yıllarda klarnet ve müzik dünyasında kendisinden sıkça bahsedilen bir isim haline geldi.
Klarnet ustası Hüsnü Şenlendirici, 12 Temmuz 1976'da İzmir'in Bergama ilçesinde dünyaya geldi. Müzisyen bir ailede yetişti. Dedesi Hüsnü Şenlendirici klarnet ve trompet müzisyeniydi. Annesinin babası Fahrettin Köfteci klarnet, babası Ergün Şenlendirici ise trompet çalıyordu. Böyle bir aile ortamında klarnet sesi Hüsnü Şenlendirici için çok tanıdık bir sesti. Kendisi de 5 yaşında klarnet çalmaya başladı.
Bu dönemde Ege ve Anadolu'nun çeşitli müzikal birikimlerinden etkilendi. Klarnet müzikleri onun için adeta bir tutku haline geldi. 1988 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Çalgı Eğitimi Bölümü'nde eğitim gördü. 4 yıl sonra okuldan ayrıldı.
Vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz ile birlikte çalışmaya başladı. Katıldığı turnelerde klarnet resitali ile dinleyicileri kendisine hayran bıraktı. Turnelerin yanı sıra uluslararası festivallerde de solo klarnet şovları ile adından sıkça söz ettirdi. Güçlü parmak hakimiyeti sayesinde klarnet taksimlerine adeta kendi imzasını attı. Hüsnü Şenlendirici'nin profesyonel müzik kariyeri bu şekilde yüzlerce festivalle devam etti.
BİRÇOK ÜNLÜ SANATÇIYA EŞLİK ETTİ
Yıllarca başta Türk Müziğinin çeşitli dallarındaki sanatçılar olmak üzere, Türk Pop ve cazının önemli sanatçılarına sahne, TV ve albüm kayıtlarında eşlik etti. Bunlardan bazıları Özdemir Erdoğan, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, Kibariye, Fatih Kısaparmak, Zara, Kubat, Kayahan, Seda Sayan, Emel Sayın, Adnan Şenses, Zerrin Özer, Cengiz Kurtoğlu, Candan Erçetin, Fatih Erkoç, Serdar Ortaç, Athena, İzel, Ayna, Hande Yener, Hasan Cihat Örter, İlhan Erşahin, Mercan Dede...
YURT DIŞINDA DA ADINI DUYURDU
İlk solo albümünü 2000 yılında Doublemoon etiketiyle Bergama Gaydası adıyla çıkardı. Bu albümle birlikte Hüsnü Şenlendirici klarnet taksim ve sahne performanslarında yeni bir sayfa açtı. Albümün ülkemizde gördüğü başarı uluslararası müzik şirketlerinin de dikkatini çekti. Etnik müzik plak şirketlerinden Traditional Crossroads albümün yurt dışında satış işlerini üstlendi. Böylelikle dünya çapında daha büyük başarılara imza atmaya başladı. Yurt içi konserlerinin yanı sıra yurt dışı konserleri de müzik dünyasında ses getiren çalışmalar haline geldi.
HEP TELEVİZYON EKRANLARINDA OLDU
2000'li yıllarda Türk müziği ve klarnet şarkıları alanında birbirinden önemli pek çok başarıyı yakaladı. Bir taraftan yurt dışı konserlerinde Türk müziğini geniş kitlelere sevdirdi. Bir taraftan da sol klarnetin müzik dünyasında ilgi görmesini sağladı. Enstrüman tercihi daima sol klarnetti. Bu klarnet çeşidinin Türk müziğine uygun ses yapısını kendine özgü yorumlarıyla birleştirdi. Sol klarnetle sergilediği müzik performansı ile adından söz ettirmeyi ve albümleriyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Bu dönemde Hüsnü Şenlendirici'nin hayatı müzik dünyasının dışında farklı kulvarlarda da önemli değişimlere sahne oldu. Televizyon ekranlarında çeşitli dizi, film ve reklam müziği çalışmalarında performans sergiledi. 2006 yazında Brooklyn Jazz Essentials ile tekrar bir araya geldi. Birlikte pek çok konsere imza attılar.
SOL KLARNETLE DİNLEYİCİLERİ BÜYÜLEDİ
2010 yılında Hüsnü Şenlendirici, Hindistan'da verdiği konserle adından yine sıkça söz ettirdi. Konserin ardından, New York Gypsy All Stars grubuyla turneye çıkarak Amerika'daki birçok eyalette konserler verdi. 2011 yılında Türkiye'ye gelen New York Gypsy All Stars grubuyla İstanbul Babylon ve İzmir Arena'da yeniden konserler verdi. Bu konserler, Hüsnü Şenlendirici'nin hayatı ve müzik kariyerindeki en önemli başarılar arasında yerini aldı.
Pop müziğin yanı sıra caz müzik alanında da önemli çalışmalara imza atan ünlü klarnet ustası, gerçekleştirdiği her performansta kendine özgü klarnet stilini korudu.
KONSERLERİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Usta sanatçı Hüsnü Şenlendirici'nin hayatı içinde bugüne kadar 10 albüm çıkarmıştır. Bu albümleriyle sadece ülkemizde değil, Avrupa ve Ortadoğu'da da büyük ilgi gördü. Sol klarnet alanında ülkemizin dünyaca ünlü virtüözlerinden biri olarak adını duyurdu. Albümleri Avrupa'da, Ortadoğu coğrafyasında, Kuzey Afrika'da ve Amerika'da büyük ilgi gördü. Konserleri hep yüksek katılımla gerçekleşti. Öyle ki konser biletleri günler öncesinden bitti. Yoğun istek üzerine aynı gün içinde ikinci konser düzenlemek durumunda bile kaldı.
İZMİR'DE KLARNET KAMPI KURDU
2016'da Hüsnü Şenlendirici'nin hayatı önemli bir başka dönüm noktasına sahne oldu. İzmir'de satın aldığı çiftlikte klarnet kampı düzenleyerek klarnet ve müzik meraklılarını aynı çatı altında buluşturdu. Türk klarnet dünyasının iyi tanıdığı isimlerin yanı sıra dünyaca ünlü klarnet sanatçıları da kampa katıldı. Böylelikle Şenlendirici hünerlerini katılımcılarla paylaştılar. Sanatçı, kamp projesiyle müzik dünyasında oldukça ses getiren işlere imza attı.
Bergama Klarnet Kampı Şenlendirici'nin müzik kariyerinde bu bakımdan önemli bir dönüm noktasıydı. Kamp hakkında "Burası benim gezegenim" açıklaması yapan usta sanatçı, yılda 250 klarnetçiyle paylaştığı kamp deneyiminden her zaman mutluluk duydu. Klarnet kampı ayrıca İzmir ve çevresinin, Kınık ve Bergama'nın tanıtımına da katkı sağladı.
Hüsnü Şenlendirici ismi kamuoyunun gündemine son olarak sağlık problemiyle geldi. Yakalandığı bağırsak kanserinin ardından ameliyat geçiren usta sanatçının bağırsaklarından 11 cm alındı. Bu zor dönemi doktor gözetiminde ve sevenlerinin desteğiyle geçiren usta sanatçının sağlığı şimdilerde iyi durumda.
19. FERDİ ÖZBEĞEN: TAVERNA MÜZİĞİNİN UNUTULMAZ PİYANİST ŞANTÖRÜ
Ünlü piyanist Ferdi Özbeğen 17 Ağustos 1941 tarihinde İzmir'de doğdu. 11 yaşındayken ortaokulla birlikte özel müzik eğitimine başladı. 1960 yılında Özel İzmir Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da İktisat Fakültesi'ni kazandı fakat 1963 yılında babasının vefat etmesi üzerine eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Bu andan itibaren, ilgi alanı olan müziğe yöneldi.
Ferdi Özbeğen, sanat yaşamında genellikle, daha önce başka sanatçıların seslendirdiği şarkıları ve popüler yabancı şarkıların Türkçe aranjmanlarını seslendirdi. Kariyerine orkestra müzisyenliği ile başladı. 70'li yılların ikinci yarısından itibaren tanındığı müzik tarzıyla, sonraki yıllarda da "piyanist şantörlük" olarak anılacak Türk müzik akımının öncüsü olarak görüldü.
GREV YÜZÜNDEN ORKESTRASI DAĞILDI
1965 yılında Ferdi Özbeğen Orkestrası ile Altın Mikrofon Yarışması'na katıldı. İki şarkı seslendirdiği yarışmadan sonra orkestra 1967'de Okay Temiz'i, 1968'de de Esin Engin'i bünyesinde bulundurdu. 1974 yılına kadar orkestrası ile çeşitli lokal ve eğlence merkezlerinde konserler verdi. Ancak en son çalıştığı Çınar Oteli'nin greve gitmesiyle orkestrası dağıldı, Özbeğen de Şefik Uyguner'in orkestrasında çalışmaya başladı.
ÜÇ ALBÜMÜ DE ÖDÜL KAZANDI
1977 yılında ilk uzunçaları olan Ferdi Özbeğen'le 45 Dakika'yı çıkardı. 'Acaba tutar mı' endişesiyle yapılan bu albüm, kısa sürede büyük bir satış rakamına ulaştı. 1978 yılında Orhan Gencebay'ın plak şirketi Kervan Plak'a geçerek Ferdi Özbeğen'le Sohbet, 1979 yılında Teşekkürler ve 1980 yılında da Mutluluklar albümlerini piyasaya sürdü. Sohbet albümüyle Altın Plak Ödülünü kazanan Özbeğen, Mutluluklar albümüyle de Platin Plak ve Altın Piyano Ödüllerini kazandı.