Kanada'daki Oak Adası'nda bulunan gizemli çukur 221 yıldır kazılmasına rağmen hala dibine ulaşılamadı. 1795 yılında keşfedilen çukur, gizemini hala koruyor. İşte Oak Adası'nın gizemli çukuru...
Giriş Tarihi: 24.02.2020 16:29 Güncelleme Tarihi: 24.02.2020 16:29
YILLAR SONRA BİR KEZ DAHA DENEDİLER
Üçlü, bekledikleri yardımı tam 9 yıl sonra 30 yaşında hali vakti yerinde biri olan Simeon Lynds'den alabildi. Lynds, Anthony Vaughn'ın kendisine anlattığı öyküden etkilenmişti. Üç gençle araştırmalarına yardımcı olmak için bir ortaklık kurdu. Bu arada John Smith de kazdıkları yeri çevreleyen arazinin bir kısmını satın almıştı. Daha sonraki 30 yıl süresince kalan kısmı da parça parça satın almayı başardı. Sonunda adanın tüm Doğu yanı, onun mülkiyetine geçecekti. Grup 1804 yılında esrarengiz Oak Adası'na böyle çıktılar.
ÇUKUR NE KADAR KAZILIRSA KAZILSIN, SONU GELMİYORDU
Aradan geçen yıllar boyunca kimse buraya el sürmemişti. ilk aşamada 27 metreye ulaşıldı ve her üç metrede bir aynı meşe kütüklerinin bulunduğu anlaşıldı. 12 metreden sonra kütüklerin üstünde bir kömür tabakası vardı, 15 metrede bir kat cam macunu, 18 metrede ise bir kat hindistan cevizi lifi bulundu. Ve 27 metreye gelindiğinde en garip şey keşfedildi, burada üzerinde bilinmeyen garip bir yazının bulunduğu bir taş vardı. Taşı çıkardılar, ancak kuyuya yoğun şekilde su dolunca çalışmalar yine yarım kaldı.
GİZEMLİ TAŞIN SIRRI MAALESEF ÇÖZÜLEMEDİ
Bu taş başka bir yerden getirilmemişti, adanın taşıydı. Üzerindeki garip işaretlerle bu taş, kuşkusuz çok değerli bir ipucuydu. John Smith taşı adada yaptığı evin şöminesinin arkasına dikti. Bu düşüncesiz davranış, zaten silinmeye yüz tutan sembollerin korunmasına engel oldu. Yarım yüzyıl sonra taş, Halifax'ta sergilendi. Amaç, çukurda keşif yapabilmek için daha fazla gelir sağlanmasıydı. O sırada bir yabancı diller profesörü, şifreyi çözdüğünü iddia etti: "10 adım aşağıda iki milyon sterlin." Bu yüzyılın başlarında ise taşı gören birisi, sonra 1935'te başka bir şey hatırladı. Son bir sözcük daha vardı. Ama o, taşı tekrar gördüğünde üstündeki yazı tamamen silinip gitmişti. O günden bu yana taşı başka gören olmadı.
SANKİ BİR BUBİ TUZAĞIYDI
Bir yıl sonra kaldıkları yerden devam etmek isteyen ekip, bu kez çukura paralel yeni çukurlar kazmayı denedi. Çukura bu arada "The Money Pit" yani "Para Çukuru" adı verilmişti. Bu yeni tünelden Para Çukuru´ndaki suyun boşaltılması planlanıyordu ama olmadı; su gelip bu kuyuyu da doldurarak çalışmaları 45 yıl boyunca durdurdu. Bu aksiliğin bir Bubi Tuzağı olduğu düşünüldü. Aynı zamanda yaklaşık 150 metrelik bir su yolu da keşfedildi ve bu kanal Para Çukuru´ndan başlayıp Smith´s Cove denen yere bağlanmıştı; su ne kadar çabuk boşaltılsa da, deniz suyu gelip yine boşluğu dolduruyordu. Keşif daha karmaşık ve kusursuz planlar gerektiriyordu, çünkü Para Çukuru´nun bilinmeyen mimarları öylesine ustaydılar ki, aşmak mümkün olmuyordu.
BU KARMAŞIK ANCAK MÜKEMMEL DÜZEN, ANCAK USTA BİR MÜHENDİSLİĞİN ESERİ OLABİLİRDİ
Başından beri çukurun ünlü korsan Kaptan William Kidd´in gizli hazinesi, Shakespeare´in Bacon tarafından saklanan el yazması gerçek oyunları, İngilizler´le savaşan Fransızlar´ın ya da İngilizlerin Amerika´ya sakladığı hazineler, Vikingler´in gizli üssü, korsanların bankası, Avrupalılar´dan kaçan İnka ve Mayalar´ın altın stoklarını saklamak amacıyla kazıldığı gibi birçok ilginç iddia vardı. Hatta Tapınak Şövalyelerinin mirasının bu çukura gizlendiği bile söyleniyordu. Ancak en güçlü iddia korsanlar üzerineydi. Çukurdaki suyu boşaltmak için denenen tüm yolların başarısızlıkla sonuçlanması, çukurun üstün bir mühendislik eseri olduğunu gösteriyordu. Bir uzmana göre, açılan tünel, disiplinli 100 adamla, günde üç vardiya halinde ancak 6 ayda tamamlanabilirdi. Onları böylesi yıpratıcı bir çalışmada yöneten ise, çok iyi eğitim görmüş, deneyimli bir mühendis olmalıydı.