Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
CENK KORAY'IN OĞLU KUCAĞINDA CAN VERDİ
İstanbul'da 23 Temmuz 2000'de vefat eden başarılı televizyon sunucusu Cenk Koray, 31 Ağustos 1996 günü oğlu Nihat Koray'ı beyin kanamasından kaybetmişti. Cenk Koray'ın 19 yaşındaki oğlu Nihat, arkadaşlarıyla gittiği gece kulübünde bir grup gençle kavga etti ve burnu kırıldı. Sabaha karşı üstü başı kan içinde eve dönen Nihat, banyoda burnunun halini görünce "Ben bu suratla nasıl dolaşacağım" diye bağırarak ağlamaya başladı.
Baba Cenk Koray oğlunu sakinleştirmeye çalıştı. Ancak sinir krizi geçiren Nihat, alkolün de etkisiyle salonun cam kapısına kafa attı. Kırık camlar genç Koray'ın şah damarını kesti. Cenk Koray'ın hemen hastaneye götürmek istediği oğlu, yolda kan kaybından öldü. Yıllarca evlat acısı çeken Cenk Koray, evinde geçirdiği kalp krizi sonucu kucağında ölen oğluna kavuştu.
EROL BÜYÜKBURÇ KIZINI TRAFİK KAZASINDA KAYBETTİ
Türk pop müziğinin dev isimlerinden biri olan Erol Büyükburç da evlat acısıyla sarsılan tanınmış isimlerden biri. Ünlü şarkıcı, 1999 yılında Fethiye yakınlarında trafik kazası geçiren kızı Ajlan'ı kaybetmiş ve çok derin bir acı yaşamıştı. Ajlan, hayatını kaybettiğinde henüz 29 yaşındaydı. Babası gibi müzisyen olan Ajlan, ehliyetini kazadan sadece üç gün önce almıştı.
OYUNCU BABANIN OYUNCU OĞLU KENDİ CANINA KIYDI
Ünlü oyuncu Muhittin Korkmaz'ın oğlu olan ve son yıllarda izlenme rekorları kıran filmlerde rol alan genç oyuncu ve ünlü Youtuber Cem Korkmaz 1 Kasım 2017'de hayatını kaybetti. 'Recep İvedik 4' filminde Halil İbrahim karakterini canlandıran genç oyuncu Üsküdar'daki evinde ölü bulundu. Kalorifer borusuna kendini astığı öğrenilen 30 yaşındaki Cem Korkmaz'ın intihar nedeni netlik kazanmadı.
1987 Bursa doğumlu Cem Korkmaz, Bursa Devlet Tiyatrosu'nda oyunculuk eğitimi almıştı. Sunucu ve oyuncu kimliği ile tanınan ünlü Youtuber, birçok film, dizi ve reklamda rol aldı. Cem Korkmaz'ın ölümü, "G.O.R.A" filminden de hatırlanan babası ünlü oyuncu Muhittin Korkmaz'ı yasa boğdu. 67 yaşındaki acılı baba Muhittin Korkmaz da, oğlunun intiharından 3 yıl sonra 25 Kasım 2020'de, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
ZAFER MUTLU'NUN KIZI ZEYNEP JET-SKİ KAZASINDA ÖLDÜ
Yıllarca Sabah Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan, Vatan ve Oksijen gazetelerinin kurucusu ve sahibi, medya dünyamızın tanınmış isimlerinden Zafer Mutlu, yıllar önce 14 yaşındaki kızını kaybetti. Zafer Mutlu'nun kızı Zeynep Mutlu, 1 Eylül 1996 günü, jet-ski tutkusunun kurbanı oldu. Zafer Mutlu, eşi Füsun Mutlu ve kızları Zeynep, Göcek'te tatil yapıyorlardı.
Jet-ski ile denize açılmak isteyen Zeynep, kıyıda bağlı olan bir teknenin ipine takıldı ve dengesini kaybederek denize düştü. Kazada ağır yaralanan genç kız, bir helikopterle Fethiye Devlet Hastanesi'ne gönderildi. Ancak boynu kırıldığı belirtilen Zeynep, helikopterde yaşamını yitirdi. Kazaya tanık olan ve ölüm haberinin ardından fenalık geçiren Zafer Mutlu, bir süre hastanede tedavi gördü. Zafer Mutlu yaşadığı acı kaybın ardından 'Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı' okullarını kurdu.
TİYATRO OYUNCUSU SELÇUK ULUERGÜVEN, OĞLUNU SAHNE KAZASINDA KAYBETTİ
Oyuncu Selçuk Uluergüven de evladını gencecik yaşında toprağa veren ünlülerden. Uluergüven'in oğlu Eren de baba mesleğini seçmişti. 21 yaşındaki Eren Uluergüven, Pera Güzel Sanatlar Tiyatro Bölümü son sınıf öğrencisiyken bir prova sırasında altında durduğu dekorun başına devrilmesi sonucu komaya girdi. Genç tiyatro oyuncusunun yaşam savaşı üç gün sürdü. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan reji asistanı Eren, 10 Aralık 2004'te hayatını kaybetti. Ailesinin organlarını bağışlaması ile dört kişinin sağlığına kavuşması sağlanmıştır. Vefatıyla yarım kalan rolünü oyuncu babası Selçuk Uluergüven tamamlamıştır.
Eren'in babası Selçuk Uluergüven de, oğlunun ölümünden 10 yıl sonra 8 Ocak 2014'te tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti. 72 yaşındaki Selçuk Uluergüven, 'Bizimkiler' dizisindeki Davut Usta rolüyle izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. Usta oyuncunun cenazesi, vasiyeti üzerine oğlunun Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabrinin yanına defnedildi.
SİYASETÇİ VE İŞ İNSANI MEHMET YAZAR'IN KIZI KAZADA ÖLDÜ
Mehmet ve Kübra Yazar'ın küçük kızı olan Sema Yazar, hayat dolu bir genç kızdı. Birçok spor dalıyla ilgili; özellikle binicilik dalında aldığı ödüllerle ümit vaat eden Sema; kayak, tenis ve yüzme sporlarını da severek yapmaktaydı. Sema, Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olduğu sırada katıldığı bir binicilik yarışından dönerken, kullandığı arabayla yaptığı kazada hayatını kaybetti.
Eski Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı, eski Kayseri Milletvekili, eski Devlet Bakanı, eski Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar'ın bütün bu "eski" sıfatlarının sebebi, 20 yaşındaki ciğerparesi, kızı, canı Sema Yazar'ı kaybetmesi… Çünkü Mehmet Yazar, o acı gün, yani 24 Mart 1990 günü kızı vefat edince her şeyden elini eteğini çekti… Siyaseti ve iş hayatını noktaladı. Kızının anısına Sema Yazar Gençlik Vakfı'nı kurarak kendisini eğitim ve sağlık konusuna adadı. Sema Yazar Gençlik Vakfı, onun manevi güzelliğini kendi gibi gençlere umut kaynağı olarak yaşatmaya çalışıyor.
OYUNCU COŞKUN GÖĞEN KIZININ ÖLÜMÜYLE KAHROLDU
Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez kötü adamlarından ünlü oyuncu Coşkun Göğen'in kızı Dünya Göğen 3 Ağustos 2018 günü hayatını kaybetti. Uzay ve Güneş isimli 2 kızı daha bulunan Göğen, Dünya'nın ölümüyle yıkıldı. 79 yaşındaki ünlü aktörün Güneş, Dünya ve Uzay ismindeki kızlarından 38 yaşındaki Dünya Göğen, bir süredir kanser hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nda görev yapan Dünya Göğen ile en son 3 hafta önce konuştuğunu ifade eden baba Göğen, "3 hafta önce konuşmuştuk. Diğer kızlarım burada ona yardımcı oluyorlardı. Dün geldiğimde ise komadaydı ve konuşamıyordu. Cuma günü ezan okunduğu vakit kızımı kaybettim. Çok üzgünüm" dedi. Usta oyuncu Coşkun Göğen, kızının hastalığını öğrendiği tarihte, "Allah kimseye sevdiğinin acısını göstermesin" paylaşımını yapmıştı. Dünya Göğen'in cenazesi Antalya'da toprağa verildi.
NEŞE KARABÖCEK İLE TEVFİK YENER'İN OĞLU BABALAR GÜNÜ'NDE ÖLDÜ
Türk müzik dünyasına bir dönem damga vuran ünlü ses sanatçısı ve oyuncu Neşe Karaböcek, 44 yaşındaki oğlu Hasan Ali Yener'i kaybetti. Gazeteci Tevfik Yener ile ünlü sanatçı Neşe Karaböcek çiftinin 44 yaşındaki gazeteci oğlu Hasan Ali Yener yaşamını yitirdi. 15 Haziran 2019 günü banyodan çıkan Hasan Ali Yener aniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı.
Hasan Ali Yener daha hastane yolundayken yaşamını yitirdi. Hasan Ali Yener'in kesin ölüm nedeni bilinmemekle birlikte, kalp krizi veya beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetmiş olabileceği belirtildi. Neşe Karaböcek'in eşi gazeteci Tevfik Yener, oğlunun ölümüyle Babalar Günü'nde evlat acısı yaşadı.
Hasan Ali Yener'in cenazesi Beykent Hz. Ebubekir Sıddık Camii'nden kaldırılıp Çakmaklı Mezarlığı'na defnedildi. Cenazeye katılan Orhan Gencebay, Ercan Bostancıoğlu ve Müjdat Gezen gibi ünlü isimler, sanatçıyı ve eşini teselli etmeye çalıştı.
BURHAN ŞEŞEN OĞLUNU, ARKADAŞINI VE SIRDAŞINI KAYBETTİ
Grup Gündoğarken'in ünlü solisti Burhan Şeşen'in oğlu Serhan, beyninde oluşan ödem sebebiyle uzun süre tedavi gördü ancak 26 yaşında hayata veda etti. Gencecik müzisyen Serhan, yanlış teşhis sonucu, 7 Aralık 2008 günü ölüme yenik düştü. Serhan Şeşen'in menenjitten öldüğü belirtildi.
Serhan Şeşen soğuk algınlığı şüphesiyle doktora gitmiş ardından evine gönderilmişti. Durumu kötüleşince tekrar hastaneye giden ve menenjit teşhisi konan Serhan Şeşen'den beyin tomografisi çekilmeden belinden su alınmış ve bu durum genç adamın ölümüne sebep olmuştu. Ailesi Serhan Şeşen'in tedavisinde ihmal olduğu gerekçesiyle doktorlara dava açıp mahkûm ettirirken, hatırasını, onun adına kurduğu bir dernekle yaşatıyor.
'SENİ GÖRMEYE GELECEĞİM'
Burhan Şeşen, oğluna duyduğu hasretin acısını anlattığı duygusal bir mektupta, "Ben sadece bir oğul kaybetmedim oğlum. En iyi arkadaşımı, sırdaşımı ve öğretmenimi kaybettim. Bana yaşattığın dolu dolu 26 sene için teşekkür ediyorum. Ağlıyorsam da şu anda idare et, duygusallığıma ver ve bana bir kez daha 'Babuş' diye sarıl... Şu anda sabahın beş buçuğu... Çengelköy'deki bahçene seni görmeye geleceğim birazdan..." diye yazmıştı.
EROL GÜNGÖR'ÜN OĞLU MECLİS LOJMANINDA ÖLDÜRÜLDÜ
Dönemin Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör, 24 Haziran 1991'de TBMM lojmanında öldürüldü. 21 yaşındaydı. Yüzünden vurulan Güngör'ün vücudunda kesici alet yaraları da tespit edilmişti. Etrafı tel ve duvarla çevrili, 24 saat polisin nöbet tuttuğu, çok sıkı korunan, yüksek güvenlikli Meclis lojmanlarında işlenen cinayet şok etkisi yarattı, yıllarca Türkiye'nin gündeminde kaldı.
ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDU
Cinayetle ilgili çok şey söylendi, davalar açıldı, ifadeler alındı, itiraflar yapıldı. Tutuklamalar ve yargılamalar oldu. Katil ya da katillerin yakalanması için polis ve savcılık, soruşturma kapsamında birçok kişinin ifadesine başvurdu ancak sonuç alınamadı. Cinayetin aydınlatılması ve sorumluların belirlenmesine yönelik TBMM'de 2005'te araştırma komisyonu kuruldu.
CİNAYET ZAMAN AŞIMINA UĞRADI
Cinayet zanlısı olarak, olaydan 30 yıl sonra Sakarya'da yakalanan A. G. de yargılama sürecinde cinayeti aydınlatacak bilgiler vermedi ve beraat etti. Sonuçta olay tam olarak çözülemedi. Mustafa Güngör'ün TBMM lojmanında faili meçhul şekilde öldürülmesine ilişkin 30 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi doldu ve dava düştü. Yüksek güvenlikli, etrafı tel ve duvarla çevrili, 24 saat polislerin görev yaptığı "lojman" cinayeti aydınlatılamadan, dosya kapanmış oldu.
'GİZLİ GİZLİ RESMİNE BAKIYORUM'
Acılı baba Erol Güngör, oğlundan geriye sadece üç fotoğraf kaldığını belirterek, "Eşim bu fotoğrafları görmeye dayanamıyor. Onları imla kılavuzu içinde saklıyorum. Zaman zaman eşime görünmeden bakıyorum" dedi.
EMNİYET MÜDÜRÜNÜN OĞLU VE EŞİ KAZA KURBANI
İstanbul'da 1980'lerin ikinci yarısında Emniyet güçlerinin yeraltı dünyasına yönelik operasyonları yoğunlaşmıştı. Özellikle uyuşturucu kaçakçılığı yapan şebekelere darbe üstüne darbe indiriliyordu. Dönemin İstanbul Narkotik Şube Müdürü Sarper Baltacıoğlu, başarılı operasyonlara imza atarak polis teşkilatı içinde yıldızlaşmıştı.
Efsane Narkotik Şube Müdür Baltacıoğlu, bir akşam Boğaz Köprüsü yakınlarında özel otomobiliyle seyir halindeyken kaza geçirdi. Otomobilde Sarper Baltacıoğlu'nun 40 yaşındaki eşi Betül Baltacıoğlu ve 14 yaşındaki oğlu Gökhan Baltacıoğlu da bulunuyordu. Sarper Baltacıoğlu araçtan ağır yaralı olarak sağ çıktı, ancak eşi ve çocuğu onun kadar şanslı değildi. Kazada feci şekilde can verdiler...
TATİLE GİDECEKLERDİ…
Baltacıoğlu ailesi o günlerde Didim'e yaz tatiline gidecekti... Çok çalışkan bir lise öğrencisi olan ve 14 yaşındaki Gökhan, Emniyet Müdürü babası Sarper Baltacıoğlu'nun o yaz kendisine hediye olarak aldığı bisikletini de yanında götürecek ve iyi bir tatil yapacaktı. İki ay önce emniyet amirliği görevinden emekliye ayrılan 40 yaşındaki Betül Baltacıoğlu da yıllardan beri ilk defa iş düşünmeden kocası ve oğlu ile dörtbaşı mamur bir tatil yapacağını düşünüyordu.
Ancak kader buna izin vermedi.15 Ağustos 1988 gecesi saat 02.00 sularında bir aile dostlarından eve dönerlerken Baltacıoğlu ailesi Boğaz Köprüsü'nün Levent çıkısında yolda Azrail'e yakalanmıştı. Feci kazanın sebebi yine bir kamyondu. Yollarda hangi şeritten gittikleri belli olmayan, bütün yolları kendilerinin sanan, sürücülerinin pervasızlığı yüzünden milletin başına bela olan kamyonlardan biriydi…
OĞLU VE EŞİ HAYATINI KAYBETTİ
İstanbul Narkotik Şube Müdürü Sarper Baltacıoğlu, aracıyla hızla İlerlerken birden önünde biten ve ağır ağır gitmekte olan kamyonu fark etmeyip arkadan büyük bir hızla bindirdi. Yanında oturan karısı Betül Hanımla birlikte çarpışma şiddetiyle arabadan yola fırladılar. Betül hanım anında hayatını kaybetmiş, Sarper Baltacıoğlu ise ağır biçimde yaralanmıştı. Arabanın benzin deposu alev aldığı için cayır cayır yanmaya başlamıştı. Aracın arkasında otururken dışarı çıkamayan küçük Gökhan feci şekilde yanarak can vermişti.
KENDİNE GELİNCE OĞLUNU SORDU
Kendisi de emniyet amiri olan ve iki ay önce emekli olduğunda arkadaşlarına "Hep vatandaşlar için çalışıp yasadım. Şimdi biraz da kendini için yaşayacağım" diyen Betül hanım da feci kazada hayatını kaybetmişti. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Emniyet Müdürü Sarper Baltacıoğlu karısının ve oğlunun başına gelenlerden habersizdi. Önce Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldırılan, daha sonra İstanbul Çapa Tıp Fakültesi'nde tedavi gören ve günler sonra kendine gelen Sarper Baltacıoğlu, hemen oğlunun ve eşinin durumunu sordu. Ancak acı gerçeği günlerce kendisine söyleyemediler… Tamamen sağlığına kavuşunca oğlunu ve eşini kaybettiğini öğrendi, yaşadığı derin acıyla yıkıldı.
ACISINI YÜREĞİNE GÖMDÜ
Emniyet teşkilatını büyük üzüntüye boğan korkunç kaza, uzun süre İstanbul Emniyeti'nin gündeminden düşmedi. Sarper Baltacıoğlu tedavi sürecinde Narkotik Şube Müdürlüğü görevinden ayrıldı. Eşi ile çocuğunun dayanılmaz acılarını yüreğine gömen Baltacıoğlu, daha sonraki yıllarda Emniyet Teşkilatı'nda çeşitli görevler üstlendi. Polis Başmüfettişliği yaparken, 57. Koalisyon Hükümeti döneminde, 2001 yılında Karabük İl Emniyet Müdürlüğü görevine atandı. Başarılı bir Emniyet Müdürü olan Baltacıoğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü APK Daire Başkanı, Emniyet Strateji Geliştirme ve İstanbul Bölge Başkanı olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN'IN OĞLU GALATA KULESİ'NDEN ATLAYIP ÖLDÜ
Allah kimseyi evladıyla sınamasın… Edebiyat dünyasında da evlat acısı yaşamış ünlü yazarlar, şairler oldu. Onlardan bazıları acısını şiirine, romanına aktardı, bazıları da yüreğine gömdü. Tanınmış Şair Ümit Yaşar Oğuzcan, yaşamı boyunca söylenenlere göre, 24 kez intihar girişiminde bulunmuş, hepsi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Büyük oğlu Vedat küçük yaştan itibaren babasının bu gelgitli, iniş çıkışlı ruh halinden nasibini alarak büyüdü. Ta ki babası gibi depresif olan ama gözü kara bir delikanlı olana kadar... 17 yaşındaki Vedat, 1973 yılında bir fincan kahve içtikten sonra Galata Kulesi'nden atlayıverdi. Gencecik bedenini boşluğa bırakarak yaşamına son verdi.
Rivayete göre Vedat, giderken de babasına bir ders vermek istemiş olacak ki çok manidar bir not yazdı. "Baba, öyle intihar edilmez, böyle edilir…" notuyla, ölümünden sonra Ümit Yaşar'a gerçek bir acıyı vermiş oldu. Böyle acı ve kanlı bir şekilde ölüme giderek, belki de babasını cezalandırmıştı. Yıllarca sürekli intihar denemeleri yapan ünlü şairin oğlu, hayatını kendisi sonlandırmıştı.
Hayatı boyunca çok kez intihar girişiminde bulunmuş olan Ümit Yaşar Oğuzcan, 7 Kasım 1984 günü İstanbul'da vefat etti. Cenazesi Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Oğuzcan, hayatı boyunca birçok eser kaleme almış üretken bir şairdir.
Oğlunun ölümünün ardından Ümit Yaşar Oğuzcan, Galata Kulesi şiirini yazdı. İşte evlat acısıyla dolu o duygusal şiir:
GALATA KULESİ
6 Haziran 1973,
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
'Açarken ufkunda güller alevden'
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesinde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Küçücüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesinden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL, DÖRT ÇOCUĞUNDAN ÜÇÜNÜ KAYBETMİŞTİ
Aşk-ı Memnu'nun yazarı Halid Ziya Uşaklıgil ise dört çocuğundan üçünü kaybetmişti. Oğlu Sadun ve kızı Güzin'i henüz bebekliklerinde toprağa vermişti. Ancak onun evlat acısı hiç bitmeyecekti… Halid Ziya, Sadun için 'Kırık Oyuncak', Güzin için 'Kırık Hayatlar' hikayelerini kaleme aldı. Bir süre Atatürk'ün yanında da çalışmış olan diplomat oğlu Vedat Uşaklıgil, 1937'de Arnavutluk Tiran Büyükelçiliği'nde görev yaparken bunalıma girip intihar etti. 33 yaşındaki oğlunun ölümü yazar için yıkım oldu.
Daha önce iki amcası da intihar etmişti. Halid Ziya'nın bu kadar acıyı taşıması zordu; büyük yasa boğuldu. Acısını, yazmakla hafifletmeyi seçti. Vedat'ın öldüğü yıl, oğlunun intiharını 'Bir Acı Hikáye' adlı eserinde yazdı. Kitap bittikten sonra da her türlü tedaviyi reddettiği uzun bir hastalığın ardından 27 Mart 1945'te hayata gözlerini kapadı. Belki de ruhundaki fırtınaları ancak böyle dindirebildi. Vasiyeti üzerine, Bakırköy Mezarlığı'nda oğlu Halil Vedat'ın yanına gömüldü.
ABDÜLHAK HAMİT'TEN OĞLUNUN ÖLDÜĞÜNÜ 4 AY GİZLEDİLER
Türk edebiyatındaki önemli eserlerden 'Makber'in şairi olan 1852 doğumlu Şair-i Azam (büyük şair) Abdülhak Hamit Tarhan, hem Osmanlı döneminde hem Cumhuriyet döneminde çeşitli devlet görevlerinde bulundu. 3 dönem milletvekilliği yaptı. Tek oğlu Abdülhak Hüseyin; ABD'de maslahatgüzardı... Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın ABD ile ilişkileri gerginleşince, Babıáli, maslahatgüzar Abdülhak Hüseyin'e elçiliği kapatarak "yurda dön" çağrısı yaptı. Ancak Abdülhak Hüseyin hastaydı; dönemedi. Hastalığına inanılmadı ve maaşı kesildi. Abdülhak Hüseyin kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.