Büyüleyici bir sessizlik mağaralar

AYŞEN ALPTÜZÜN ünyanın bize sunduğu güzellikler içinde saklı kalmış yeryüzü şekillerinden biridir mağaralar. Her birinin ayrı ayrı, farklı, şaşırtıcı, büyüleyici özellikleri var. Ülkemizde de birbirinden özel mağaralar bulunuyor... İşte ülkemizin en çarpıcı mağaraları... DAMLATAŞ MAĞARASI - ANTALYA Antalya'nın Alanya ilçesinde şehir içinde ve deniz kıyısında bulunan Damlataş Mağarası merkeze 3 kilometre uzaklıkta. Damlataş Mağarası, 1948 yılında vapur iskelesi inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulundu. Toplam uzunluğu 30 metre olan mağarada 15 bin senede oluşmuş sütunlar var. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin İ.Ö. 20.000-15.000 yılları arasında meydana geldiği sanılıyor. Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarasıdır. Mağaranın astıma iyi geldiği tespit edilmiştir. OYLAT MAĞARASI - BURSA Bursa'ya bağlı İnegöl ilçesinin Hilmiye köyü yakınında ve Oylat Kaplıcaları'na giden yolun kenarında yer alıyor. Toplam uzunluğu 665 metre olan mağara, iki ana bölümden oluşur. Mağara binlerce yıldır oluşmaya devam ediyor. Mağara içinde dolaşım sadece yapılan merdivenli yollarla sağlanıyor. Mağara içinde yarasalar da dahil olmak üzere pek çok canlı yaşamını sürüyor. Astım, nefes darlığı, bronşit gibi rahatsızlıklara iyi geliyor. Sarkıt ve dikitlerin bir santimi 16 yılda oluşuyor. KARACA MAĞARASI - GÜMÜŞHANE Karaca mağarası, Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Karaca mahallesinin hemen güneybatısında yer alır. Toplam uzunluğu 256 metre olan Karaca Mağarası, az eğimli giriş dışında bütünüyle yataydır. Karaca mağarası birbirine bağlı 5 salondan meydana gelmiş. Salonlar arasındaki duvarları yerli kaya değil damlataş sütunları oluşturur. Sarkıt, dikit, sütun, bayrak ve perde damlataşları ile damlataş havuzları büyük boyutlara ulaşmıştır. Mağara içi damlataş birikim ve şekilleri bakımından son derece zengindir. Bu şekiller canlıdır ve gelişmeleri devam ediyor. KAKLIK MAĞARASI - DENİZLİ Dünyada eşsiz güzelliğiyle her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Pamukkale'nin bir benzeri de yer altında gizli. Denizli'nin Honaz ilçesine bağlı Kaklık beldesinde doğal SİT alanı ilan edilen Kaklık Mağarası, 2002 yılında turizme açılmasından sonra ilgi çekmeye başladı. Pamukkale travertenlerinin aynısını bünyesinde barındırmasından dolayı buraya, 'Yer altındaki gizli Pamukkale' de deniyor. Mağaradaki havuzlar, Pamukkale'dekine çok benzeyen basamaklar hâlinde üst üste oluşmuş. Şekil olarak obruk gelişim özelliği gösteren mağaranın içinde büyük bir traverten kitlesi var. ZEUS MAĞARASI - AYDIN Dilek Yarımadası Milli Parkı'nın giriş kapısının sol tarafında, 200 metre içeridedir. 10-15 metre derinliğindeki su, adeta bir havuz görünümündedir. Dağdan gelen tatlı ve denizden gelen tuzlu suyun karışımı ile mavi-yeşil renkli bir maden suyu haline dönüşmüştür. Mitolojide Göktanrısı Zeus, kardeşi Poseidon'u kızdırdığında elindeki üçlü yabasını kaldırarak dalgaları kabartıp, denizi altüst eden Poseidon'un gazabından kaçıp sakinleşmesini beklemek için bu mağaraya sığınır, dinlenir ve yıkanırdı. KELOĞLAN MAĞARASI - DENİZLİ Keloğlan Mağarası, Denizli'nin Acıpayam ilçesinin Dodurgalar kasabasının 3 kilometre batısındaki Mallıdağ'ın doğu yamacında yer alıyor. Toplam uzunluğu 145 metre olan mağaranın içinde çatlaklar boyunca gelişmiş damlataşlar bulunur. Günümüzde mağara bütünüyle fosilleşmiştir. Yağışlı dönemlerde tavandan sızan sular, yeni damlataşları oluşturdukları gibi, eskileri de canlı tutar. Çok sayıdaki damlataş, mağarayı adeta 'damlataş orman'ına dönüştürmüş. Mağaranın damlataş estetiği ve doğal çevresinin güzelliği cazibesini artırıyor. Mağara, sarkıtlardan oluşan doğal güzelliği, 150 yıllık saç çıkaran efsanesi, astım ve bronşit gibi hastalıkların tedavisine iyi geldiği yönündeki bilgilerle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı. Çobanlık yapan genç, bir kıza aşık olur. Ancak kel olduğu gerekçesiyle sevdiği kızla evlenmesine izin verilmeyince kendini dağlara vurur. Dolaşırken yorun düşer ve gördüğü mağaraya girer. Burada günlerce uyuyan genç, uyandığında saçlarının çıktığını görür. Köyüne döndüğünde, aşık olduğu kız onu görür ve evlenirler. O günden sonra da mağaraya Keloğlan Mağarası adı verilir. Bir başka efsaneye göre ise, astım hastası olan çoban, koyun otlatırken tipiye yakalanır ve korunmak için mağaraya girer. Mağaranın nem ve ısısından etkilenen çoban günler süren uykuya dalar. Uyandığında rahatsızlığının geçtiğini fark eder. YEDİ UYURLAR MAĞARASI Yedi Uyurlar Mağarası, Hristiyanlık ve İslamiyet inancında önemli bir yere sahip olan yedi uyurların kaldığına inanılan mağaradır. Ashabı Kehf olarak bilinen Yedi Uyurlar'ın mağarasına, günümüzde farklı coğrafyalarda rastlamak mümkün. Dünyada 33 farklı mağaradan söz edilir. Bunlardan üçü Türkiye'dedir. İzmir Efes'teki Yedi Uyurlar Mağarası dışında Mersin'in Tarsus ilçesinde ve Lice'de bir Yedi Uyurlar Mağarası bulunur. İzmir'deki mağara, Selçuk İlçesi'nde Efes'in hemen doğusundaki Panayır Dağı'nın Selçuk'a bakan eteğinde belirgin bir çatlak üzerinde yer almaktadır. Efes Antik Kenti'nin dışında bulunan mağara 1927- 1928 yıllarında yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır.