Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Grip bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle belirtiler ortaya çıkmadan bir gün öncesinden başlayarak bir hafta sonrasına kadar hastalar, gribi bulaştırabilir. Toplu yerlerde ve kapalı ortamlarda bulunan kişilerde hastalığı almak kolaylaşır. Hastalık kişiden kişiye solunum yolu ile geçer. Hastalığa yakalanmış kişinin hapşırma veya öksürme ile havaya verdiği su damlacıklarının içindeki virüsün sağlıklı kişi tarafından solunması ile bulaşır. Su damlacıkları iki saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir.
Grip, çoğunlukla virüsler tarafından oluşturulduğu için öncelikli olarak insanların karşılaştığı semptomların tedavi edilmesi ile başlar. Burun tıkanıklığı var ise burun açıcılar, öksürük varsa balgam söktürücüler, ateş düşücüler ve ağrı kesiciler ile tedavi uygulanabilir. İştahsızlığın giderilebilmesi için de bol sıvı tüketilmesi gerekmektedir.
En sık yapılan hatalardan bir tanesi hemen antibiyotik kullanma eğilimidir. Önemli bir enfeksiyon olmadığı sürece bu önerilmez. Doktor tavsiyesi ya da doktor reçetesi dışında antibiyotik kullanmayınız.
Hayatınızın en önemli içeceği olan su, her şeye iyi geldiği gibi gribe de iyi gelmektedir. Bol su tüketimi olduğu anda vücudunuzdaki mikropların temizlenmesi kolaylaşacaktır.
Bitki çayları
Bu dönemde diğer bitki çaylarının da tüketilmesi gerekir. Her bitki çayının kendine özgü bir tedavi yöntemi olduğu için, grip olduğunuzda hangisinin tadını beğeniyorsanız onu alıp sıcak bir şekilde tüketebilirsiniz.
Vücudunuz terlediğinde grip ile daha kolay savaşır. Bu nedenle doğal yollarla terlemenizi sağlayacaklar sıvı içecekler içip uyumak, gribi kolay bir şekilde atlatmanızı sağlayacaktır. Nane ve limon karışımı gibi kürler yaptıktan sonra içip yatağa girmeniz hemen terlemenize ve vücudunuzun griple hızlı bir şekilde savaşmasına neden olur.
• Grip salgın halinde iken bol bol sarımsak yenmeli, evde gripli biri varsa odasının bir köşesine soyulmuş sarımsak konması hastalığın bulaşmasını engellemek için önlemdir.
• Ekmek üstüne dilimlenerek yenen bolca soğan, bedeni zararlı maddelerden arındırır ve sinir sistemini güçlendirir.
• Bol bol C vitamini yönünden zengin olan portakal, mandalina, greyfurt ve limon yenmelidir.
• İki çay kaşığı çiğ kahve, bir yumurtanın sarısı ile karıştırılarak içine bir tatlı kaşığı limonun suyu ilave edilir. Bu karışımı hap haline getirerek yutun. Gribinize iyi geldiğini göreceksiniz.
• Adaçayı, gargara yapılarak içilirse mikropları öldürür.
C vitamininin adeta mucizevi şekilde yararlı olduğu yönünde söylenenler ne yazık ki bilimsel bir veriye dayanmıyor. "Bol C vitamini alırsanız grip olmazsınız" veya "bol C vitamini alırsanız grip geçer" gibi bir bilimsel gerçeklik yok.
Çoğunlukla, grip halindeyken aile büyükleri portakal suyu içilmesini tavsiye eder. Fakat yeni araştırmalara göre portakal suyunun hızlı ve aşırı tüketilmesi, mide rahatsızlıklarıyla birlikte şeker rahatsızlıklarını tetikleyebiliyor. Zira, bir bardak portakal suyunun içerisinde 4-5 adet portakal olduğunu ve bu portakalın yaklaşık 20-30 saniyede tüketildiği gerçeği var.
Haftada en az 2 kez, özellikle omega-3 bakımından oldukça zengin olan ton, somon gibi yağlı deniz balıklarını tüketmek beyninizin ihtiyaç duyduğu omega-3 yağ asitlerini almanız için yeterli olacaktır. Özellikle balık mevsimi olan kış aylarında haftada 2-3 gün ızgara, fırın veya buğulama balık tüketmek, grip ve soğuk algınlığına karşı korur.
Öksürüğünüzün olduğunu anladığınız anda bal tüketmeye başlamalısınız. Bal, boğazınıza ilaç gibi fayda edip öksürüğünüzü azaltacaktır. Dilerseniz daha etkili olması için bir çay kaşığı limonla karıştırarak da tüketebilirsiniz.
Balın faydaları nelerdir?
Öksürük: Bilhassa yatağa yatınca başlayan kuru öksürüğe bal ile yapılan şerbet iyi gelir.
Nezle: Bal, limonla veya sütle içilirse nezlenin geçmesini sağlar.
Mideye kuvvet verir: Balın içerdiği şeker, emilimi en kolay olan glikoz olduğundan hazmı kolayca kana geçer. Ayrıca midedeki fazlalıkları dışarı atar.
İçerdiği C vitamini sebebiyle herkesin de bildiği gibi kış aylarında grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmaya yardım eder.
İlaçlar greyfurt suyu ve süt ile kullanılmamalı
Kış aylarında gribe önlem için, greyfurt tüketimi artıyor ancak bazı besinler ilaçlarla birlikte tüketildiğinde etkileşim gösteriyor. Greyfurt suyu ile ilaç alındığında alınan ilaç vücutta metabolize olur yani parçalanır, dışarı atılacak durama gelmesiyle ilgili enzimlerin çalışmasını engeller. Böylelikle alınan ilacın vücutta daha fazla süre kalmasına neden olur. Bu da ilaçların yan etkilerinin çıkmasını kolaylaştırabilir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmede kefirin mucizevi bir etkisi vardır. Probiyotik ve prebiyotik kaynakları düzenli tüketildiğinde bağırsak florasını ve bağışıklık sistemini güçlendirerek grip ve soğuk algınlığından korunmaya yardımcı olur.
Kefirin faydaları nelerdir?
• Kefir, herhangi bir yan etkisi olmayan doğal bir antibiyotikdir. Pankreas ve gastrit sorunların da etkilidir.
• Kan şekerini düzenler, tansiyonu düşürür, saçı canlandırır ve aknelerin temizlenmesine yardımcı olur.
• Kefir, vücudu ısı değişikliklerinden; grip ve nezleden de koruduğu gibi mikropların çoğalmasına engel olur.
C vitamini açısından zengin ve antioksidan özelliği olan nar, hem kanserden hem de gribal enfeksiyonlardan koruyan son derece önemli bir meyvedir. Nar, B5, B6, C ve E, C, B1 ve B2 vitaminlerinin yanında zengin potasyum, magnezyum ve folat içerir. Nar, neredeyse bilinen her antioksidanı içermesiyle meşhurdur.
Nasıl tüketilmeli?
Nar, şekeri yüksek olmasına rağmen en güçlü antioksidan içeren meyvelerdendir. Yapılan çalışmalar mesane kanserini önlediğini gösterdi. Nar, içerdiği maddeler sayesinde kolesterol ve şekeri dengeler. Beyaz kısmı ve çekirdeği ile birlikte bütün olarak yenmelidir.
Nar kabuğunun kullanım şekli:
Nar kabuğunu, kaynamış suda demleyerek çay olarak tüketildiğinde gribal enfeksiyonları öldürüyor. 1 su bardağı kaynamış suya, 2 çay kaşığı nar kabuğu atıp bal karıştırarak, 10 dakika kaynatıp suyunu düzenli tüketin.
C vitamini ve potasyumdan zengin bir besin olan kırmızı biber, bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanında kalp krizi riskini de azaltıyor. Ağrı kesici ve iltihap çözücü etkisinin yanında kolesterolü düşürüyor, mide asidini düzenliyor.
Ayrıca kırmızı biber, vücut metabolizmasını etkiler ve proteinin enerjiye dönüşümüne yardımcı olur. E vitamini hücrelerde hasar görülmesini engeller ve bu sayede kanser potansiyelini azaltır.
Özellikle soğuk algınlığı ilaçlarında, öksürük damlalarında önemli bir kaynak olan ekinezya, bağışıklık sistemini güçlendirerek üst solunum yolları tedavisinde etkili olur. Ayrıca ekinezya, C vitamini, flavanoidler gibi antioksidanlar bakımından zengindir.
Ekinezya nasıl kullanılır?
Ekinezya, bitki çayı olarak kullanılabildiği gibi tentür, kapsül veya tablet olarak da kullanılabilir.
Ekinezya çayı tarifi:
Bir kaşık kurutulmuş ekinezya bitkisini, bir su bardağı kadar kaynamış suyun içerisine ilave edin. 10 dakika kadar ağzı kapalı şekilde demlendikten sonra süzülerek tüketin.
Sarımsak, vücuda virüs ya da bakterilerin girmesini mümkün mertebe engeller ve vücuda çoktan girmiş olan virüs ya da bakterileri hızlıca uzaklaştırmak konusunda uzmandır. Sarımsak, besin değeri çok yüksek olan sarımsak tam bir şifa kaynağıdır. A, C, P ve B grubu vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, potasyum, selenyum, çinko, fosfor ve demir mineralleri açısından son derece zengindir.
Sarımsak kürü yapılışı:
2 litre limon suyunu, kavanozun içerisine koyduktan sonra 40 tane diş orta boy soyulmuş sarımsağı yıkamadan ezerek limon suyuna ilave edip tüketebilirsiniz.
Sarımsak ve limon kürü:
Sarımsak ve limon karışımı gribal enfeksiyonu önlemek adına doğru bir tercihtir. Gece yatmadan önce bir diş sarımsağı küçük parçalar halinde doğrayıp, limon suyuyla yutmak vücut direncini artırarak gribi önler.
Ekinezyanın faydaları nelerdir?
• Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu sayede soğuk algınlığı, nezle, grip gibi hastalıklar üzerinde çok etkilidir.
• Migrenden kaynaklanan baş ağrılarını giderir.
• Kas ve eklem ağrılarına iyi gelir.
Tam bir C vitamini deposu olan kivi, antioksidan özelliğiyle sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Portakaldan daha fazla C vitamini içeren kivi, İçindeki pektin sayesinde vücudu toksinlerden arındırırken DNA'yı korur.
Kivinin faydaları nelerdir?
Saçta egzamayı önler: Kivinin düzenli tüketimi, kan damarlarını güçlendirerek kafa derisi egzaması, baş derisi iltihabı gibi saç problemlerini önler.
Cilde C vitamini sağlar: Kivi, yüksek miktarda C vitamini içeriği ile vücudun kolajen üretimini artırır. Kolajen üretimi cildin elastikiyetini kaybetmesine neden olan yaşlılık belirtileriyle savaşır. Ayrıca, kivi C vitamini özleri sayesinde cildi sıkılaştırıp gençleştirmekle kalmaz, hasarlı hücreleri de onarır. Kivi aynı miktar portakaldan daha fazla C vitamini içerir. C vitamininin ciltte bir diğer vazifesi de cildin kurumasını önlemek ve serbest radikallerin vereceği hasardan cildi korumaktır.