Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Camide 3 bin 500'ü kapalı, 4 bin 500'ü açık alanda olmak üzere toplam 8 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceğini belirten Erdoğan, caminin İzmir'in Mimar Sinan tarzındaki eserlerinden bir tanesi olduğunu bildirdi.
Caminin altında bulunan konferans salonunun da çeşitli etkinliklerde kullanılacağını ifade eden Erdoğan, caminin 7 bin 500 metrekarelik arsa alanına, 28 metre kubbe yüksekliğine ve her biri 50 metre uzunluğunda iki şerefeli iki minareye sahip olduğunu söyledi.
"MÜSLÜMAN OLARAK BİZLERE ÇOK NET BİR ŞEKİLDE MESCİTLERİ İMAR VE İHYA ETMEMİZ EMREDİLİYOR"
Külliye bünyesinde çok amaçlı kültür merkezi, aşevi, çay ocağı, konferans salonu, çocuk bakım odası, sergi mekanları ve kongre salonunun de yer aldığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tüm bu özellikleriyle Bilal Saygılı Cami ve Külliyesi'nin her bakımdan adına, şehrimize yaraşır bir eser olduğunu görüyoruz. Rabbim, Kuran-ı Kerim'de, 'Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder' buyuruyor. Hayat rehberimiz, Resulü Ekrem Aleyhisalatüvesselam Efendimiz, bir hadisi şeriflerinde, kim Allah'ın rızasını talep ederek bir mescit inşa ederse Allahu Teala'nın da ona cennette bir ev inşa edeceğini müjdeliyor.
Bir Müslüman olarak bizlere çok net bir şekilde mescitlere sahip çıkmamız, onları imar ve ihya etmemiz gerektiği emrediliyor. Hiç şüphesiz bunun yolu da camilerimizi ibadet ve ilimle birlikte hayatımızın da merkezi haline getirmektir. Bizim inancımızda cami gelinen, kullanılan ve iş bitince terk edilen bir mekan hiçbir zaman olmamıştır."
"DOLMAYAN CAMİLER MAHZUN KALMAYA MAHKUMDUR"
Camilerin ibadethane olduğu kadar muhabbetin, tanışmanın, kaynaşmanın ve dayanışmanın yeri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Cami, öğrenmenin ve öğretmenin, istişarenin, diyaloğun, danışmanın mekanıdır. Adına ümmet dediğimiz sınıf, sınır, mesafe, renk, dil ve ırk tanımayan evrensel kardeşliğimiz evvela camilerimizde vücut bulur. Müminler tüm renkleriyle bütün farklılıklarıyla ümmet olduklarının, kardeş olduklarının bilincine öncelikle camilerde ulaşırlar. Bunun için cemaati olmayan her cami ne kadar ihtişamlı, ne kadar görkemli olursa olsun yetim ve öksüz bir eserdir. Çocuk sesleri ile güzelleşmeyen, gençlerin heyecanıyla hanımların nezaketi ile dolmayan camiler mahzun kalmaya mahkumdur."