Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Kurban kelimesi, kendisi ile Allah'a yaklaşılan şey mânasına gelir. Bu isimden de anlaşıldığı gibi kurban; Allah'a yaklaşma ve O'nun rızasını kazanma vesilesidir.
kurban kesmek, Allah'ın hatırlanması, yeryüzünde mevcut bütün hayvanların Allah'ın mülkü olup, sırf rahmet eseri olarak insanların istifadesine verilmiş olduğunun bilinmesi için emrolmuştur.
Her yıl Müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu, bir bakıma, bir Müslümanın Allah'a ibadet ve onun emrine uymak için her şeyini feda edebileceğinin, Allah yolunda bütün varlığından vazgeçebileceğinin sembolik bir ifadesi olmaktadır.
Kimler kurban kesmekle yükümlüdür? sorusunu Diyanet İşleri Yüksek Kurulu şöyle cevapladı:
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş, temel ihtiyaçları ve borçlarından başka nisap miktarı mala sahip olup seferi olmayan her Müslümanın yerine getirmekle yükümlü olduğu malî bir ibadettir. Bu malın artıcı (nâmî) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip geçmediğine bakılmaz. Buna göre yukarıda zikredilen şartları taşıyıp, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80,18 gr. altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir.
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu kurban etinin nasıl dağıtılması gerektiği sorusunu şöyle cevapladı:
Kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılması, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılması, bir kısmının da evde yenmesi tavsiye edilmiştir.
Bununla birlikte Hanefî mezhebine göre kurban etinin tamamı da evde bırakılabilir (Kâsânî, Bedâi', 5/80-81). Ancak durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur.
Şâfiî mezhebine göre ise kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir (bkz. Nevevî, el-Mecmû', 8/413).