Giriş Tarihi :
Yaşamının yarısından fazlasını savaş meydanlarında geçiren, 10 Nisan 1950'de vefat eden Türkiye'nin ikinci ve son mareşali Fevzi Çakmak, İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı durması başta olmak üzere verdiği kararlarla milli mücadelenin en önemli isimlerinden biri olarak tarihteki yerini aldı.
Aynı yıl Kara Harp Okuluna geçen, burayı da piyade subayı olarak tamamlayan Fevzi Çakmak, başarıları dolayısıyla kurmay sınıflara devam hakkı kazanarak Harp Akademisine geçti. 16 Mart 1897'de üsteğmen, 25 Aralık 1898'de de kurmay yüzbaşı unvanıyla akademiden mezun olan Fevzi Çakmak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na atandı.
Çakmak, burada karargah subaylığı, Metroviçe Tümeni Karargah Subaylığı, Taşlıca Mutasarrıfı ve Komutanlığı, Mürettep Kosova Kolordusu Kurmay Başkanlığı, Mürettep Garp Ordusu Kurmay Başkanlığı, Nizamiye Yakova Tümen Komutanlığı, Kosova Kuvayi Umumiyesi Kurmay Başkanlığı, Vardar Ordusunda Şube Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
Ardından 2'nci Kafkas Kolordusu Komutanlığı ve 2'nci Ordu Komutanlığı görevlerinde bulunan Fevzi Çakmak, 28 Temmuz 1918'te korgeneralliğe (ferik) yükseldi. Fevzi Çakmak, Mondoros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından 24 Aralık 1918'te de Genelkurmay Başkanlığına atandı, bu makamda bulunduğu sürece pek çok silah ve cephanenin düşman eline geçmesini de önledi.
İZMİR'İN YUNAN ORDUSU TARAFINDAN İŞGALİNE KARŞI ÇIKTI
Mondoros Mütarekesi'nin tek taraflı uygulanması ve İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı çıkan Fevzi Çakmak, 1919 yılı mayıs başlarında Yunanlıların İzmir'e çıkarma yapma hazırlıkları sürerken, Harbiye Nazırı Şakir Paşa'nın makamında bulunmadığı kısa bir süreden yararlanarak, İzmir'deki Kolordu Komutan Vekili Albay Süleyman Fethi Bey'e "Çıkarılan devriyelerin peyderpey miktarlarının artırılarak Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri ve bir oldu bitti yaratmaları muhtemeldir. Bunun için derhal Averof zırhlısı komutanına, badema (bundan sonra) devriye çıkarılırsa, bunları Türk birliklerinin silahla karşılayacağını tebliğ ediniz." telgrafını çektirdi.
"DÜŞMANIN KOLLARI MEZARLARINA YAKLAŞIYOR"
Fevzi Çakmak, moral bozukluğuna karşı gelmek için verdiği bir beyanatında, "Düşmanın ilerlemesine karşı halkın katiyen tereddüt ve endişe etmesine mahal yoktur. Düşmanın, Anadolu içerisine doğru uzanmak isteyen kolları mezarlarına yaklaşıyor. Bu yeni sefer, düşmanın ölüm yolculuğudur." ifadelerini kullandı.
Yaşamının büyük kısmını asker olarak geçiren ve yurt savunmasında titizlikle görev yapan Fevzi Çakmak, yarım asrı bulan fiili hizmetinin büyük bölümünde Arnavutluk Harekatı, İtalyan Harbi, Arnavutluk İsyanı'nın bastırılmasını sağlayarak, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı cepheleri ve muharebe meydanlarında tümen, kolordu ve orduları komuta etti.
Bu savaşlardaki üstün gayretleri ve zafere katkıları karşılıksız kalmayan Fevzi Çakmak'a çok sayıda madalya ve nişan verildi.
TBMM'deki muhalefet grubunun, Mustafa Kemal Paşa'nın yerine kendisini geçirme fikrini açtığı Fevzi Çakmak, bunu tereddütsüz reddetti ve şu yanıtı verdi:
"Bana böyle bir mevkiyi layık gördüğünüz için teşekkür ederim fakat bu teklifinizi kabul edemeyeceğim. Bu dediğiniz şey hiçbir zaman olamaz. Sizin de bu yolda çalışmaktan vazgeçmenizi tavsiye ederim. Hepimiz bulunduğumuz mevkilere rıza gösterecek ve el birliği ile memleketin yükselmesi için çalışacağız; yapılacak o kadar çok işimiz var ki hepimize bol bol yeter. Eğer bu yolu bırakarak birtakım siyasi entrikalara kapılacak olursak bu memleketi batırırız. Buna da hakkımız yoktur. Hele ordunun politikaya karışmasına hiçbir şekilde razı olamam. Ben bugün ordunun en sorumlu bir yerinde bulunuyorum. Teklifinizi kabul edecek olursam yarın benim yerime geçecek olan bir paşa da ordunun kendisine bağlı olduğuna güvenerek beni devirir ve yerime geçer. Onu da çok geçmeden bir üçüncü paşa taklit eder. Memleket asıl o zaman askeri diktatörlüğe doğru kayar ve memleketin bizden beklediği hizmetlerin hiçbirisi yapılamaz."