HaberlerGaleriÖlüleriyle yaşayan halkın hafızası: Osmanlı mezar taşları
Ölüleriyle yaşayan halkın hafızası: Osmanlı mezar taşları
Osmanlı'nın gündelik hayatın içinde oluşturduğu bu "manevi istirahat bahçeleri" ve yüksek kültürünün yansıması mezar taşları, geçmişten günümüze uzanan zarafet vesikaları olarak hala ayakta. Hayatın her köşesinde güzellik ve estetiği yakalama gayretindeki Türk-İslam sanatının bir ürünü olan mezar taşlarının en nadide örneklerine, Süleymaniye ve 2. Mahmud Türbesi gibi hazirelerde rastlamak mümkün...
Giriş Tarihi: 13 Nisan 2018 15:48Güncelleme Tarihi: 13 Nisan 2018 15:49
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berk: "Kadın mezar taşlarında başlık yoktur. Kadın zarafetini aksettirecek çiçekler, motifler vardır. Erkek mezar taşlarında, mezarda medfun kişinin sosyal hayattaki statüsünü belirten bazı başlıklar olur. Tarikat mensubu ise bunu da anlayabilirsiniz. Bunlar zengin ve yüksek bir kültürün örnekleridir"
Yahya Kemal Beyatlı'nın Türkiye'nin nüfusuna ölüleri de dahil ederek, "Zira biz onlarla bir arada yaşarız." çıkarımında bulunmasına neden olan bir kültürün vücuda gelmiş halidir mezar taşları.Osmanlı'nın gündelik hayatın içinde oluşturduğu bu "manevi istirahat bahçeleri" ve yüksek kültürünün yansıması mezar taşları, geçmişten günümüze uzanan zarafet vesikaları olarak hala ayakta. Modernliğin eskiyi yok eden taarruzuna rağmen varlığını sürdüren mezar taşları, taş işçiliği, yazı ve edebi sanatların bir araya geldiği eşsiz örnekleri barındırıyor.
TÜRK-İSLAM SANATININ EN NADİDE ÖRNEKLERİNDEN
Mezar taşlarının genel defnin gerçekleşmediği hazirelerde daha sık rastlanan eserler olmasının yanında, birçok güzel örneklerinin yurt dışına çıkarıldığı biliniyor.Hayatın her köşesinde güzellik ve estetiği yakalama gayretindeki Türk-İslam sanatının bir ürünü olan mezar taşlarının en nadide örneklerine, Süleymaniye ve Sultan 2. Mahmud Türbesi gibi hazirelerde rastlamak mümkün.Özellikle Zeytinburnu'ndaki tarihi mezar taşları konusunda araştırmalar yapan Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Berk, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Berk, mezar taşının bir kültür olduğunu dile getirerek, "Genelde maziden bir kopuş var. Bu bizim için çok daha trajik oldu. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ifadesiyle 'Bir zevk çökmesi var.' Sanatın birçok alanında böyle bir durum söz konusu. Mezar taşları da böyleydi. Şimdi isteseniz de bunu canlandıramazsınız. Çünkü o taşı yapacak işçiyi bulamazsınız. Taştaki ifadeleri ortaya koyacak kimse kalmadı." dedi.
YÜKSEK KÜLTÜR ÖRNEĞİ
Özellikle tekke hazirelerinde yüksek edebi ifadelerin yer aldığı mezar taşlarının bulunduğunu aktaran Berk, bazı ölüm tarihlerinin ebcet hesabıyla taşa yazıldığını kaydetti.Berk, Osmanlı mezar taşlarının yazısına bakmadan kadın veya erkek kişiye ait olup olmadığının anlaşılabildiğini dile getirerek, "Kadın mezar taşlarında başlık yoktur. Kadın zarafetini aksettirecek çiçekler, motifler vardır. Erkek mezar taşlarında, mezarda medfun kişinin sosyal hayattaki statüsünü belirten bazı başlıklar olur. Tarikat mensubu ise bunu da anlayabilirsiniz. Bunlar zengin ve yüksek bir kültürün örnekleridir." değerlendirmelerinde bulundu.