Manisa'nın Spil Dağı zirvesi yakınlarında kurulu Ayvacık Mahallesinin havası ve suyunun başta kanser olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Muhtarlığını felçliyken ayağa kalkan Berrin Akduman'ın yaptığı mahallede; kanser, böbrek ve çeşitli hastalıklarına şifa bulan vatandaşlar yaşıyor.
Giriş Tarihi: 17 Eylül 2020 11:32Güncelleme Tarihi: 17 Eylül 2020 11:35
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
Manisa'nın 1513 metre yüksekliğindeki Spil Dağı Milli Parkı'nın 1255 metresinde bulunan Ayvacık Mahallesi, bol oksijeni, suyu ve ekolojik çeşitliliğiyle bir çok hastalığa şifa oluyor. Osmanlı döneminde hastalanan şehzadelerin de tedavi edildiği belirtilen bölgede kurulan Ayvacık Mahallesi, başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklarla mücadele eden insanların akınına uğruyor.
Manisa'da bir şirkette özel kalem müdürü olarak çalışırken bel rahatsızlığı nedeniyle 2001'de kısmı felç geçirip yatağa bağlanan iki çocuk annesi 56 yaşındaki Berrin Akduman da yerleştiği Ayvacık Mahallesi'nde azmi sayesinde hastalığını yenmeyi başardı. Doktorların 'Bir daha yürüyemezsin' dediği Akduman, eşinin de desteğiyle önce yatağa bağımlı olmaktan kurtuldu, ardından şifa bulduğu mahalleye muhtar oldu. Spil'in temiz havası ve suyunun kendisine çok iyi geldiğini vurgulayan muhtar Akduman, şimdilerde hem mahallesine hem hizmet ediyor hem de kendi bahçesinde tarımla uğraşarak sağlıklı vakit geçiriyor.
"YATAK YARALARI, BEZ YARALARI NEDENİYLE KÖYE TAŞINMAK ZORUNDA KALDIK" Belinden yaşadığı rahatsızlık sonrası geçirdiği ameliyatın ardından yatağa bağımlı kaldığını belirten Ayvacık Mahalle Muhtarı Berrin Akduman, "Bel ile ilgili rahatsızlık yaşadım. Acil ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Daha sonra şanssız bir ameliyat geçirdim. Ameliyat sonrası yatağa bağımlı kaldım. O süreçte buraya taşınma kararı aldık. Çok fazla kortizon yüklendiğinden dolayı aşırı kilo aldım. Yatak yaraları, bez yaraları nedeniyle köye taşınmak zorunda kaldık" dedi.
"DOKTORLAR 'YATALAK KALIRSIN' DEDİ" Doktorların kendisine umutlu konuşmadığını ve yatalak kalacağını söylediklerini belirten Akduman, "Bana yeni doğmuş bir bebek gibi önce oturmayı öğrettiler. Kaslarım eridiği için oturamıyordum. Annem, babam, eşim ve çocuklarım destek oldu. Eşim ve köylüm çok büyük destek çıktı. Eşim çınar ağacına çelik tel çekti. Ben emeklemeye başladıktan sonra kademe kademe yükselterek kol kaslarımı ve beden kaslarımı güçlendirmeye başladım. Hiçbir doktor 'yürürsün' demedi, 'yatalak kalırsın' dedi. Ama ben hiçbir zaman yatalak kalacağımı beynimde kabul etmedim, 'ben yürüyeceğim, size de yürüyerek geleceğim' dedim. Hep bunu dile getiriyorum, eşim ve evlatlarım çok büyük destek çıktı. Büyük oğlum beni yürütebilmek için okulundan oldu" ifadelerini kullandı.
"BANA TOPRAKLA UĞRAŞMAK ÇOK İYİ GELDİ" Spil Dağı Milli Parkı'nın havasının kendisine iyi geldiğini ve toprakla uğraşmaktan büyük keyif aldığını söyleyen Akduman, "Burası havadar. Benim yatak ve bez yaralarıma iyi geldi. Hava alması ve oksijeni çok. Hava olarak dolaşımımı hızlandırdı. Kanın ulaşmasını daha da hızlandırdı. Toprağı çok iyi geldi. Hiçbir psikolojik destek almadım. Çok zor bir süreç yaşadık ailece. Ama bana toprak, toprakla uğraşmak çok iyi geldi. Hala daha toprakla uğraşırım. Dizlerimle çapa yapıyorum" diye konuştu.