Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Uluslararası Kahve Örgütü'ne göre 1991 yılında küresel kahve tüketimi 90 milyon 60 kiloluk çuval iken bu oran bu yıl 160 milyon çuvalı geçeceğinin tahmin edildiğini belirten Altunsoy, "Dünyada sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olarak gösteriliyor. Kahve aslında bir tür meyvedir. Kendisi kalori içermez.
Aynı zamanda düzenli kahve içenler, Tip 2 diyabet gelişme riskini önemli oranda azaltabiliyor. Kahvenin içerisinde kafein bulunmaktadır. Kafeinin uyarıcı etkisi sayesinde konsantrasyon ve uyanıklık durumu arttırılır, yorgunluk giderilir, idrar söktürücü etkisi olduğu da bulunmuştur. Bu etkisi dolayısıyla kilo vermeye de destekleyici oluyor. Kahve kafeinin yanı sıra antioksidan da içermektedir.
Yapılan bir çalışmaya göre günde ortalama 2-3 fincan kahve içen kişiler, hiç içmeyenlere oranla yüzde 15 daha az depresyona giriyorlarmış. Kahve tüketimiyle; bilişsel zayıflamanın hafifletilmesi, demans ve alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yakalanma riskinde yüzde 60 oranında azalma olabildiğini gösteren çalışmalar artmaktadır.
Yapılan başka çalışmaya göre ise Parkinson hastalığının önlenmesinde ya da geciktirilmesinde kahvenin önemi vurgulamaktadır. Spor yapanlarda özellikle spordan 15-30 dakika önce kahve tüketmek; konsantrasyonu arttırır, metabolizmayı da hızlandırarak, performansı yüzde 30 oranında artırır, yağ yakımını destekler, yorgunluğu azaltır ve egzersiz esnasında daha az ağrı hissedilmesinde destekleyici olmaktadır."