'İki belediyeden de şikayetçiyim'

FATİH ŞENDİL (HABER MERKEZİ)
Türkiye'nin 3. büyük kenti İzmir'de 16 yaşındaki Ümit Özkan'ın Boğaziçi Mahallesi'nde yağmur sonrası oluşan sel sularına kapılarak yaşamını yitirmesi büyük yankı uyandırdı. Dün oğlunu son yolculuğuna uğurlarken feryatlarıyla yürekleri dağlayan anne Birgül Özkan, mahalle muhtarının 2 ay önce yazılı başvurusuna rağmen olayın meydana geldiği yerde önlem almayan Büyükşehir ve Konak Belediyeleri'ne isyan etti. İki belediyeden de şikayetçi olduğunu ifade eden Birgül Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın taziye ziyaretlerine bile gelmemesine tepki gösterdi. Anne Özkan, "Benim ciğerim parçalandı, belediyenin de parçalansın" diye konuştu.
Bir anda suya kapıldı
Yaşamını yitiren 16 yaşındaki Ümit Özkan'ın İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsisi dün sabah tamamlandı. Talihsiz gencin cenazesi kurum önünde ağabeyi Sedat ve ablası Emine Özkan'la birlikte bekleyen diğer yakınlarına teslim edildi. Ayakta durmakta güçlük çeken abla Emine Özkan, "8 yıldır vefat eden babama ağlıyordum. Gözyaşlarım kurumadı. Şimdi de kardeşime ağlayacağım" diye feryat etti. Ümit Özkan'ın cenazesi Cuma namazı sonrası Gültepe Sinan Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Buca Gökdere Mezarlığı'nda toprağa verildi. Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın katılmadığı cenaze töreninde, AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli ve CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ile Konak Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan vekili Ömür Şanlı hazır bulundu.
Oğulu sele kurban veren acılı anne Birgül Özkan, cenaze töreninde sinir krizi geçirdi. Yakınlarının kollarında ayakta güçlükle durabilen anne Birgül Özkan, çocuğunun ölümüyle ilgili Büyükşehir ve Konak Belediyelerini sorumlu tuttuğunu belirtti. Ayakta durmakta güçlük çeken gözü yaşlı anne, "Belediye mahallemize alt yapı hizmeti getirsin. Su gibi delikanlı oğlum gitti. Yatkılar bizi. Onlar da yansın inşallah. Şikayetçiyim" dedi.
Kocaoğlu ve Pekdaş'ın kendilerine başsağlığı ziyaretinde bile bulunmadığını anlatan anne Özkan, "Bir telefon bile etmediler. Acımızı paylaşmadılar. Altyapı yetersizliği yüzünden oğlumu kaybettim" diye konuştu.
'Belediye yüzünden öldü'
Yeğenini kaybeden Birol Kasapoğlu (46) ise, "Aziz Kocaoğlu'na sesleniyorum. Yeğenim belediye yüzünden öldü. Yeğenime belediye otobüsünden inip yardım eden de olmamış. İnsanlık ölmüş. Otobüs sel sularının önünde durunca suyun şiddeti artmış. Bu da Ümit'in boğulmasını hızlandırmış. Bu işin peşini bırakmayacağız. Yıllardır buraları unuttular, her seçim döneminde söz verirler, giderler bir daha gelmezler. Ama, artık yeter birileri bu saltanata dur demeli. Asfalt atıp gidiyorlar. Bir yağmurda parçalanıyor, günahtır bir kere yapsınlar tam yapsınlar başka Ümit'ler ölmesin" dedi.
Mahalleli isyanda
Yaşanan olaya mahalle sakinleri de isyan etti. 2 çocuk annesi 50 yaşındaki Ümmühan Altınkaya, "Her yağmurda evlerimizi su basıyor. Perişan oluyoruz. Bizle ilgilenen yok. Varoş semtlere bakan yok. Biz de hizmet istiyoruz" dedi. 53 yaşındaki ev hanımı Nirgül Gömlekçi de, "53 senedir Boğaziçi'ndeyim. Doğma büyüme buralıyım. 53 senede hiçbir şey değişmedi. Yıllardan beri Boğaziçi aynı. Hiç hizmet gelmiyor. 1 saatlik yağmurda neler olduğunu hepimiz gördük. Belediye inşallah bunu görmüştür" dedi.
47 yaşındaki muhtarlık azası Hüseyin Sözak da tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Artık bu ölüm olayı son olsun, bir daha yaşanmaması için belediye bu bölgeye destek versin."
54 yaşındaki hurdacı Hasan Özçakal ise, "10 yılı aşkın süredir bu bölgede işletmem var. Yağmur yağdığında çocuklar karşıdan karşıya bile geçemiyor. Belediye buralara gelmez, çöpünü alır gider, sadece çöp hizmeti verir, bir de asfalt yama yapar gider" dedi.
"Keşke yapılsaydı da Ümit'i kaybetmeseydik"
Olaydan 2 ay önce burada önlem alınması için İZSU'ya başvuran Mahalle Muhtarı Yaşar Çavdan, "Boğaziçi Caddesi'ndeki yağmur suyu kanal projesi 112 numaralı evin önüne kadar yapılmıştı. Biz İZSU'ya dilekçe vererek bu projenin 194 numaralı eve kadar uzatılmasını istemiştik. Boğulma olayı da 170 numaralı evin önünde yaşandı. Keşke bu önlem alınsaydı da Ümit'i kaybetmeseydik" dedi.