Dokuz Eylül hak ettiği yerde değil
Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlüğüne adaylığını açıklayan Prof. Dr. Adnan Kasman, “Üniversitenin finansal sorunlarını kısa sürede çözebiliriz. Ekibimiz liyakat sahibi, çalışkan ve kurumuna öncelik veren insanlardan oluşacak” dedi
- Gündem
- 23.6.2016 00:06:15
"Personel var, yöneten yok"
Üniversitenin temel sorunlarını çözecek donanıma sahip yeterli sayıda personelin mevcut olduğunu ancak bu yetenekli insan kaynağını bir araya getirecek yöneticinin gerekliliğini dile getiren Prof. Dr. Kasman, "Üniversitemizin finansal ve kaynak yaratma ile ilgili sorunlarını, çalışma alanım olan işletme, finans ve ekonomi disiplinleri vasıtasıyla kısa bir sürede çözebiliriz. Çözüm için ilk adım, çözümü oluşturabilecek ekibi oluşturmak.
Bu ekibin liyakat sahibi, çalışkan ve kurumu öncelleyen insanlardan oluşması gerekiyor. Rektör geniş yetkilere sahip. En üst seviyedeki yönetici olarak uygun ekipleri oluşturmak, çalışmalarını izlemek, kontrol etmek yükümlülüğünde. Sorunların çözümü doğru yönetici ve iyi bir başlangıçla mümkün" dedi.
Hastanenin borçlarının sorumlusu Bakanlık değil
Hastanenin kaliteli hizmet üretmekten uzak hale gelmesinin ve borç batağına girmesinin tüm sorumluluğunu Sağlık Bakanlığı politikalarına bağlamanın insaf ölçülerine sığmadığını, şu anki kötü durumun üniversite yönetiminden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Kasman, "Mevcut yönetimin, 2008 yılında yaklaşık 65 milyon lira artı bakiye ile devraldığı kurum, bugün net 240 milyon lira borçlu durumdadır. 8 yıllık dönemde, böylesine bir zarar Sağlık Bakanlığı politikalarına bağlanamaz. Diğer üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı uygulamalarından bu ölçüde etkilenmediği açıkça görülmektedir" dedi.
"Öğretim üyeleri bilimsel araştırma için teşvik edilmiyor"
Üniversitenin önemli bir sorununun da öğretim üyelerinin üzerindeki ders yükünün önemli ölçüde artması olduğunu belirten Prof. Dr. Kasman, "Öğrenci sayısındaki artış öğretim üyelerimizin ders yükünü artırmış, bilimsel araştırma sayısını düşürmüştür. Bilimsel araştırma yapma isteği olan öğretim elemanları da yeterince teşvik edilmemiştir. 2015 yılında TÜBİTAK tarafından desteklenen proje sayısı 50'yi bile bulamamıştır. Son on yılda TÜBİTAK'tan aldığımız destek miktarı ise 50 milyon TL'nin altındadır. Köklü bir geçmişe, 3400 nitelikli araştırıcıya, güçlü yüksek lisans-doktora programlarına sahip üniversitemiz için bu göstergeler kabul edilemez niteliktedir. Eğitim, araştırma, hizmet alanlarında vizyon üretemeyen yöneticiler, Dokuz Eylül Üniversitesi'ni iddiası olmayan, renksiz bir üniversiteye dönüştürmüştür" diye konuştu.
TOLGA TEKİN