Türkiye, son dönemde kurumlar arasında sağladığı yüksek uyum ve etkin diplomasi ile Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına karşı önemli başarılar sağladı. En son Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'nda öldürülen ve kendi üzerine yıkılmak istenen Cemal Kaşıkçı cinayetinde de bu başarıyı sürdüren Türkiye, şimdi de Fırat'ın doğusuna yapacağı askeri harekat öncesinde mekik diplomasisi başlattı.
Türkiye'nin son yıllarda küresel güç olmanın getirdiği zorluklar nedeniyle birçok cephede mücadele verdiğini ifade eden Güvenlik Politikaları Uzmanı ve Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, Yeni Asır'a yaptığı değerlendirmede bu başarıda en önemli faktörlerden ikisinin kurumlar arası işbirliği ve yürütülen diplomasi olduğunu dile getirti. Başbuğ, "Şüphesiz bu faktörlerin üzerindeki ana etken de bu işleri yöneten Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.
Gerek Genelkurmay, gerek MİT, gerekse İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının dişli parçaları gibi uyumla çalıştığını kaydeden Başbuğ, "Bunun meyvelerini alıyoruz. Kaşıkçı olayından tutun, Kudüs oldubittisine ve tüm askeri operasyonlara kadar dünyanın gözü kulağı olduk" dedi.
'SAHADA DA MASADA DA ÜSTÜN'
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının hazırlık safhasından tutun bugüne kadar gelişen her durum hakkında ilgisi olan olmayan tüm devletlerin Dışişleri tarafından bilgilendirildiğini ifade eden Başbuğ, Fırat'ın doğusuna yapılacak harekata ilişkin de askeri hazırlıklarla eşzamanlı olarak mekik diplomasisi başladığını kaydetti. Bunun ilk adımının da Kuzey Irak'taki Sincar ve Karaçak'a düzenlenen hava harekatı ile atıldığını kaydeden Başbuğ, şöyle devam etti:
"Bence bu operasyon Fırat'ın doğusuna yapılacak harekatın başlangıcı. Çavuşoğlu, harekat öncesinde ABD'li mevkidaşı Pompeo ile bir telefon görüşmesi yaptı. Trump-Erdoğan görüşmesi yapıldı. Bu görüşmede Amerika'nın Türkiye'ye vermek istediği mesaj 'Sahadaki askeri üstünlüğü kabul ediyorum, masada bana da yer ver' şeklindedir."
ERHAN GÜLENÇ