Mektup / Hatırat ve İhtisasatım
"Ateşler içinde..."
10 Temmuz 1337 (1921)
"...Teftişi müteakip ihtiyacımı temin için dört saat mesafede bulunan Kütahya'ya gitmeyi tasavvur ediyor, bir takım tasavvuratla vaktimi geçiriyordum.
Mamafih bununla kabil olacağını zan etmiyordum. Çünkü son günlerde deveran eden taarruz haberleri bize kadar gelmişti. Taarruz! Evet taarruz olmasını istiyorduk. Çünkü aylardan beri bizi sabırsızlandırıyordu. Bir an evvel mukadderatımızı görmek istedik...
Bugün ahvalde bir fevkaladelik var idi. Akşam yaklaşmıştı. İşte bir emir; kurs lağvedilmiş.. Bütün zabitan kıtalarına iltihak edecekler.... Her tarafta bir hamle-i faaliyet baş gösterdi..."
..
"... İşte harp! Bir dakika bin kan, bir lahzada bir can... Şecaat, şecaat diye bağırıyor...
Saat sekize geldi. Harp şiddetini biraz kaybetti. ...tamamen bizim aleyhimize dönmüştü. Yorgunluğa galebe edemedim. Telgraf başına bir arkadaşımı bırakarak bir ağacın dibine yattım. Tepemizden mermiler geçerek benim uyukladığım yere kadar geliyordu. Fakat yorgunluğa karşı koyamıyordum.
İki saat sonra kalktım herkeste bir yeis (umutsuzluk) vardı....
...
17 Temmuz 1337 (1921)
Sabah olmuştu. Hemen hareket ettik ... Saat beşte Kütahya'nın ... istasyonuna geldik. Yarım saat evvel son tren hareket etmişti. ... Burada bir saat kadar istirahat edecektik. Tabur kumandanının teşviki ile biz de gara girdik. Her şey vardı. Bakır kaplar, bulgur kasaları, billur kaseler, kargolalar, sobalar... Hiçbirisine dokunmadık. Şimdi hayat gailesi vardı."

HEM KENDİ DURUMU HEM SAVAŞIN GİDİŞATINI ANLATMIŞ
Bu sözleri yazan askerin adı Ahmed Feyzullah. Kurtuluş Savaşı'nda Batı Cephesi'nde savaşmış bir asker. Ahmed Feyzullah'ın 1920- 1922 yılları arasında yer aldığı Batı cephesinde yaşadıklarını anlattığı mektuplar, İzmir'de bir sahaf dükkanında bulunuyor.
AYNI ZAMANDA HATIRAT
Yeşilyurt Kitabevi'nin sahibi İskender Dereli ile güzel yazısı ve anlatım tarzı itibariyle subay olduğunu düşündüğü Ahmed Feyzullah'ın ailesine gönderdiği bu kıymetli mektupları konuştuk. Ahmed Feyzullah posta yoluyla değil de elden 10'un üzerine mektup göndermiş ailesine.
ANNESİNE ÇOK DÜŞKÜNMÜŞ
Bu mektupları daha da kıymetli yapan bir özellik de sadece mektup değil aynı zamanda birer hatırat oluşları. Çünkü Ahmed Feyzullah kendi halini anlattığı mektuplarda cephedeki durumdan ve savaşın gidişatından da haberler vermiş. Hatta öyle ki bir mektubunda Afyon Cephesi'nde savaşın durumunu anlatan bir kroki bile çizmiş. Yazdıkları arasındaki bazı ayrıntılardan annesine çok düşkün bir asker olduğuna dair ipuçları da vermiş. Çünkü mektuplardan birinin sağ üst köşesinde 'Anneme okumayınız' yazıyor. Belli ki cephede yaşadığı can sıkıcı bir durumun annesi tarafından bilinmesini istememiş.

ÇEVRİLME AŞAMASINDA
Osmanlıca yazılmış mektupları çevirme aşamasında olduğunu söyleyen İskender Dereli, tamamı Türkçeye çevrildiğinde Kurtuluş Savaşı'nın bir dönemine ışık tutan bu önemli hatıratın yayınlanabileceğini söyledi.

'SAHAFLIK SON 10 YILDA PARLADI'
20 YILDIR İzmir'de sahaflık yapan, Nisan ayından bu yana da Kemeraltı'ndaki Antikacılar Çarşısı'nda hizmet veren Yeşilyurt Kitabevi'nde mesleğini sürdüren İskender Dereli, sahaflığın son 10 yılda parlayan bir alan olduğunu söyledi. Sahaf dükkanlarının kitap ve efemera alınıp satılan yer olmasının yanında insanların eski efemeralar, kitaplar, belgeler hakkında sohbet ettiği, bilgi alışverişinde bulunduğu bir ortam olduğunu söyleyen Dereli, "Sahaf dediğimiz kişi, eski dillere hakim, bilgi açısından donanımlı olmalı ki elindeki belge hakkında yeterli bilgiyi müşteriye verebilsin" diye konuştu.
İLK BASKILAR ÖNEMLİ
Sahafların tarihçilere ve araştırmacılara önemli bilgi kaynağı sağladığını belirten İskender Dereli, elinde Osmanlıca olduğu için okutamadığı belge ve evrakı olanları dükkanlarına beklediklerini söyledi. Sahip oldukları her türlü, fotoğraf ve evrakları, bu belgeleri toplayan kişinin vefatının ardından ailelerden aldıklarını dile getiren Dereli, "İlk baskılar önemlidir. Üsküdar Matbaası baskıları, Türkiye'de matbaanın ilk kurulduğu yıllardan kalan malzemeler, Rumca kitaplar, Karamanlıca Ermenice kitaplar değerlidir. Bunları alıp satarız. Kitap dışında da her türlü basılı yazılı yayını alıp satıyoruz" diye konuştu.
HACER ÖNOĞLU ÜLGER

