Başkan Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gençlerle buluştu.
Önemli buluşmanın yayını Başkan Erdoğan'ın YouTube kanalı, Facebook sayfası, Twitter ve Instagram hesaplarından canlı olarak takip edildi.
Başkan Erdoğan, "Koronavirüs salgını ülkemizdeki her şey gibi sınav takvimlerini de maalesef etkiledi." dedi. 2020 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile ilgili ise Başkan Erdoğan, "Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum." mesajını verdi.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"SINAV TARİHLERİ KONUSUNDA HASSAS ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK"
Koronavirüs salgını ülkemizdeki her şey gibi sınav takvimlerini de maalesef etkiledi. Sınav tarihleri konusunda hassas çalışma yürüttük. (YKS) Asıl tarihe yakın zamanda yapılması en doğrusuydu. (YKS) Yeni tarih, belirsizliğe karşı bir tedbir olarak tespit edilmiştir. Sınav tarihi 27-28 Haziran olarak belirlendi. Böylece ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi.
Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum.
(YKS tarihi) Bazılarının bu tarihin turizm sektörünü canlandırmak amacıyla belirlendiğini iddia etmesi tamamıyla spekülasyondur.
Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK'te yapılan hazırlıklar yanında, pedagoglar, öğrenciler velilerle birlikte yoğun istişareler gerçekleştirdik. Tüm bu çalışmalar sonunda sınavın asıl tarihine en yakın zamanda yapılmasının öğrencilerimiz için daha hayırlı olacağı görüşü ortaya çıktı.
Başvuran her öğrencimiz kredi veya burs alabiliyor. Kredi veya burs alan öğrenci sayımız bu yıl 1 milyon 600 bini buldu.
Yıl sonuna kadar 17 bin 450 yeni yurt yatağını daha hizmete alacağız. 2021 yılı sonuna kadar 72 bin yeni yurt yatağını daha hizmete sunmayı planlıyoruz.
(Üniversite okuduğu ve bitirdiği halde iş bulamayan gençlere neler söylemek istersiniz?)
İşsizlik, herkes için çok ciddi bir sıkıntıdır. Ülkemizde şehirleşme oranının artmasıyla birlikte tarım kesiminde gizlenen işsizlik kendini belli etmeye başlamıştır.
Üniversite öğrencisi sayımız 8 milyon rakamına dayandı. Eğitim seviyesi yükseldikçe, gençlerin hayata atılma yaşı da ilerliyor. Günümüzde lisans-yüksek lisans derken bu çıta 30 yaşa yükseldi.
Çarpık tabloyu değiştirmemiz gerekiyor. Gençlerimizin hedeflerine uygun iş alanları oluşturmak amacımız. Son 7 yılda yaşanan onca badireye rağmen hedeflerimize sıkı sıkıya bağlıyız.
Türkiye'nin önünde çok büyük bir potansiyel var. Önümüzdeki fırsatı değerlendirerek, kendilerini geliştiren, birikimi ve yeteneği ile öne çıkan her gencimize gönül huzuruyla çalışabileceği iş alanı sağlama konusunda kararlıyız. Ancak her üniversite mezununun kamuda istihdam edileceği gibi bir yanlışa da düşülmemesi gerekiyor. Kamunun görevi iş yapmak, kazanmak isteyen herkese ön açmak, destek vermek yol göstermektir. Asıl istihdam özel sektörde, üretimde, ticarette, tarımda olacaktır. Gençlerimizden kabiliyetlerine güvenmelerini geleceklerini özel sektörde aramalarını istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezununa iş hazırlığı gibi bir şey söz konusu değildir.
Bazı iller ara eleman bulma sıkıntısında.
MESLEK LİSELERİ
Bu süre içinde maskeydi, dezenfektandı, tulumdu tüm bunlarla ilgili meslek liselerinin sürece vermiş olduğu desteği memnuniyetle karşılıyoruz. Meslek liselerimiz boş durmadılar, bu tür maske, tulum bunları üreterek sürece katkı sağladılar. Bundan sonraki süreçte de meslek liselerimiz kendilerine verilen atölyedeki makinelerde daha değişik ürünleri üretme fırsatını bulacaklardır.
Bu ülkenin tüm çocukları hangi okullarda okurlarsa okusunlar benim evlatlarımdır. İnsan evlatlarını ayırt edebilir mi? Benim için de İmam Hatip'li neyse, meslek liseli de Anadolu Liseli de diğer okullarda okuyan çocuklar da birdir. İmam Hatip meselesini dile getirmemin nedeni 28 Şubat döneminde adeta bu okulları kazımak için girişilen haksız hukuksuz, adaletsiz saldırılara dikkat çekmektir.
SOSYAL MEDYA KONUSU
Özellikle gerçekle sırtımızı kapatacak kadar hayattan kopuk değiliz. Ben bir siyasetçiyim. Bir siyasetçi olarak gerçeklere gözümü kapamam söz konusu değil. Günümüzde dijital platformların ve sosyal medyanın ihmal edilemeyecek derecede olduğunu biliyoruz. Sosyal medyadan nefret etsek böyle yaygın bir şekilde kullanmazdım. Ülkemizde 16.2 milyon takipçiydi Twitter'da en çok izlenen kişi olduğumu hatırlatmak isterim.
Buradaki asıl mesele, sosyal medyanın ve internet platformlarının her türlü yalan, iftira, sapkınlığın serbestçe dolaşabilir bir mecra haline getirilmesidir. Yanlış içeriği kaldırmadığı gibi düzeltilmesine de izin vermeyen internet mecralarının mahkeme kararlarını da hiçe saymasını görmezden mi geleceğiz? Sİzlerden birinin telefonuna sızılsa, kendinizin ya da kardeşinizin mahrem görüntüleri çalınıp, Twitter ya da Facebook'ta yayınlansa ne olacak biliyor musunuz* Çaresiz kalacaksınız.
Her vatandaşımızın ve kurumumuzun tıpkı gerçek hayattaki gibi sosyal medyada da itibarlarını koruma hakları olmalıdır.