Malazgirt’te Cuma Namazı’nın tarihsel derinliği

Başkan Erdoğan'ın Sultan Alpaslan'ın namaz kıldığı noktada inşa edilen namazgahta kıldığı Cuma namazı, "Malazgirt Ruhu"nu yeniden canlandıran konuşması, Büyük Türkiye'yi ifade eden 2023-2053-2071 paradigması'nın içini dolduran cümleleri tarihi bir ders özelliğindeydi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Malazgirt Ovası'nda Cuma Namazı'nı kıldırdı. Evet. Malazgirt, milletimizle birlikte tüm İslam dünyasının bir zaferidir. Malazgirt bu coğrafyada kazandığımız diğer zaferlerin anasıdır. Malazgirt Zaferi'nden 3-4 yıl sonra kurulan Anadolu Selçuklu Devleti 228 yıl sonra Osmanlı, 852 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti bu zaferin meyveleriydi. Bunun için Malazgirt'i asla unutmuyoruz ve unutmayacağız.

NAMAZGAH'IN ANLAM VE ÖNEMİ
Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Malazgirt Zaferi'nin 951. yıl dönümü vesilesiyle Malazgirt'te Sultan Alparslan Namazgahı'nda kıldığı Cuma Namazı'nın tarihsel çok anlamlı bir derinliği var. Sultan Alparslan savaşın olduğu yerlerde kendine Namazgah edinirdi. 1071 yılı 26 Ağustos sabahı Muş'un Malazgirt ilçesinde Sultan Alparslan'ın zafere çıkmadan önce Cuma Namazı'nı kıldığı namazgah yeniden inşa edildi. 4 bin kişilik namazgahın dekoratif taşları büyük fethin kritik noktası olan Bitlis'in Ahlat ilçesinden getirildi. Milli parkın en yüksek noktasındaki Namazgah alanı 2071 metrekare olarak belirlendi. Bu sembol, Türkiye'nin 2071 hedeflerini vurgulaması için düşünüldü. Müslüman Türk ordusunun 951 yıl önce Malazgirt Meydanı'nda kıldığı Cuma Namazı'nı hatırlatan Erdoğan ve Bahçeli, Sultan Alpaslan'ın namazda verdiği hutbenin değerine sahip çıktıklarını gösterdiler.

ALPASLAN'IN HUTBESİNİN ANLAMI
Sultan'ın imamı ve fatihi Buharalı Ebu Nasr Muhammed, "Ey Sultanım! Sen Allah'ın diğer dinlere üstün kıldığı İslam dini için savaşıyorsun. Bu sebeple İslâm ülkelerindeki camilerde bütün hatiplerin Müslüman halkla birlikte senin için dua edecekleri Cuma günü, öğle namazı sırasında düşmana saldır. Ben, Ulu Allah'tan zaferi senin adına yazmasını beklerim" diyerek Sultan Alpaslan'ı kuvvetlendirdi.
Abbasî Halifesi Kaim Biemrillah da o sıralarda bütün İslâm dünyasının yakından ilgilendiği Malazgirt savaşının Alparslan tarafından kazanılması hususunda Muslayaoğlu Ebû Saîd'e bir dua metni hazırlatarak, Cuma namazında bütün İslâm ülkelerindeki minberlerde okutulmasını emretti.

SULTAN ALPARSLAN'IN YAKARIŞI
Bütün savaş hazırlıklarını tamamlayan ve ak giysileri giyerek "Ölürsem kefenim bu olsun" diyen Sultan Alparslan, Cuma sabahı ordugâhtaki bütün kumandanları toplayarak onların önünde Allah'a şöyle yakarışta bulundu: "Ey Allahım! Sana mütevekkil oldum ve bu cihadda sana yaklaştım; şu an senin huzurunda secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Bu sözlerim benim gerçek duygularımı yansıtmıyorsa beni ve beraberimdeki yardımcılarımı kahr et! Eğer içtenliğimi kabul edersen bu cihadda düşmanlara karşı bana yardımcı ol ve beni muzaffer bir sultan kıl!" Bu duadan sonra Sultan, kumandanlarına şu hitabede bulundu:
"Ben, Allah'a kendini veren muhtesipler gibi sabırlıyım ve hayatını tehlikelere atan kimselerin yaptıkları gibi, gazilerin başında savaşacağım. Eğer Allah, kendisinden beklediğim üzere, beni başarıya ulaştırırsa bu güzel bir sonuç olacaktır. Eğer durum bunun tersi olursa, oğlum Melikşah'ı yerime geçirip ona itaat etmenizi vasiyet ederim. Ey askerlerim ve kumandanlarım!
Daha ne zamana kadar biz azınlıkta düşman çoğunlukta olarak böyle bekleyeceğiz?
Ben, Müslümanların camilerde, bizler için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek, arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşecektir.
Aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek isteyenler gelsinler.
İstemeyenler ise serbestçe geri dönebilirler.
Bugün burada ne emreden bir Sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sizlerden biri olarak, sizinle birlikte savaşacağım. Biz, Müslümanların eskiden beri yapageldikleri bir gazâ yapıyoruz."

'MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYORUZ'
Aziz Türk Milleti Anadolu'da bin yıllara yürürken doğudaki ve batıdaki, kuzeydeki ve güneydeki kardeşlerimizin hem köprüsü hem umudu oldu. Bugün de tüm soydaşlarının tüm dindaşlarının umudu olmaya devam ediyor. Başkan Erdoğan'ın, Malazgirt Zaferi'nın 2071'de yaşanacak bininci yılına yönelik veciz cümleleri ile yazımızı sonlandıralım.
"Malazgirt Zaferi, Anadolu'daki çokluk içinde birlik, bugünkü çoğulculuk anlayışının en somut tezahürüdür. Malazgirt'i anlamayanlar bugün bizim niçin her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dediğimizi anlayamazlar. Tek Bayrak Türk bayrağıdır. Tek Vatan Türk Milleti'nin yaşadığı coğrafya olan Türkiye'dir. Tek Devlet de Türk Devleti, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Türkiye, ilelebet pâyidar olacaktır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ismini değiştirmeye hiçbir güç muvaffak olamayacaktır.
Sultan Alparslan, Sultan Kılıçarslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet Han, Abülhamid-i Sani Han, Gazi Mustafa Kemal kimlerle mücadele ettiyse biz de mücadeleyi sürdürüyoruz. Oyunlar aynı, hedefler aynı, sadece senaryo farklı, figüranlar farklı. Hepsi de gözümüzü vatanımıza dikmiş olan güçlerin kullandıkları bir araçtır. Bizim mücadelemiz sadece araçlara değil asıl onları kullananlara karşıdır." Bugün milletçe 7 düvele karşı mücadele ediyor olabiliriz ama unutulmasın tarih boyunca Anadolu hep 7 düvele bedel olmuş bir güçtür. Sultan Alparslan'ın Malazgirt'te giydiği kefen bu millete liderlik eden herkesin sırtında
olmaya devam etmektedir...

2023-2053 VE 2071 SEMBOLLERİNİN ANLAMI

SULTAN Alpaslan'dan Atatürk'e ve Erdoğan'a uzanan tarihsel derinliği anlamak için, geçmişteki zaferleri yad etmek, ecdadın hatırasını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak çok kıymetli konulardır. Bilindiği gibi Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 2023, 2053 ve 2071'i ufuk çizgisi bir Kızılelma olarak belirledi. Sultan Alparslan 1071 Malazgirt Zaferi'yle Anadolu'nun kapılarını açtı, Atatürk 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti ile 2023 hedeflerini aziz milletimize emanet etti.
Bu değerli emaneti Başkan Erdoğan taşıyarak 2023'e hazırlanıyor. 2053 vizyonu, İstanbul'un fethinin 600. yıldönümü olan 2053, Türkiye'nin yükselişi için önemli bir sıçramayı, tek dişi kalmış Batı'ya karşı yeni bir devrimi hedefliyor. 2071 VİZYONUYLA da Anadolu'yu yeniden gönül coğrafyamızın atan kalbi, nefes alan ciğeri, düşünen beyni, her anlamda merkezi haline getirmeyi hedefliyor.