Başkan Erdoğan, Sayıştay'ın 163. kuruluş yılı programında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Sayıştay tam 163 yıldır ülkemizin en kritik kurumlarından biri olarak görev yapıyor. Bu saygın kuruma değer katan tüm Sayıştay mensuplarını tebrik ediyorum. Devletin öncelikli görevi vatandaşa hizmettir. Millete hizmetin en önemli şartı adaletin sağlanmasıdır. Zayıf, sağlıksız ve kontrolsüz bir bütçe yönetimi devlet, millet için ciddi varoluş tehdidi oluşturur. Sayıştay başkanlığımız bu güçlü görevi alnının akıyla yürütmektedir" ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, "Son dönemde yürütülen tahkikatları bu bakımdan olumlu karşılıyoruz.
Anayasamızın sunduğu imkanlar çerçevesinde bu yönde atılan her müspet adımı desteklemeyi sürdüreceğiz. Milletin hakını yiyenin gözünün yaşına bakmayacağız" dedi.

"EN BÜYÜK GÜNAHLARDAN BİRİ"
"Devlet hazinesinin müdafaa edilmesi milletimiz adına Sayıştay'ın uhdesindedir." diyen Erdoğan, "86 milyon vatandaşımızın tamamının hakkı, payı vardır. Kamu malına el uzatmak kul hakkına girmek en büyük günahlardan biridir. Şeffaf, hesap verilebilir ve güvenilir bir kamu yönetimine her zaman ihtiyaç vardır. Kamu malına el uzatmak en büyük günahlardan biri. Devletin görevi hizmettir.
Kaynaklarımız etkin ve verimli şekilde kullanılmalı" diye konuştu.

"ASLA KABUL EDİLEMEZ"
Amir ya da memur fark etmeksizin her bir kamu çalışanının titizlikle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Erdoğan, "Görevi, unvanı konumu ne olursa olsun kamu malının usulsüz ya da savurgan şekilde kullanılması, beytülmalin istismar edilmesi bizim için asla kabul edilemez. Kamu malı istismar edilmemeli. Harcamalarda usulsüzlük varsa hesabı yargıya verilir. Sayıştay mensuplarımızdan da itinayla yerine getirmelerini istiyoruz.
Türkiye'de hiç kimse hukukun üstünde değildir.
İster atanmış ister seçilmiş olsun kamu görevi ifa eden herkes kamu malına sahip çıkmakla mükelleftir. Önce yargıya sonra millete verilmesi gerekir. Çiğ süt içmeyenin karnı da başı da ağrımaz" şeklinde konuştu.
"KRİTİK BİR EŞİĞİ DAHA AŞTIK"
Başkan Erdoğpan, "MHP'nin saygıdeğer genel başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihi çıkışıyla olgunlaşan Terörsüz Türkiye çalışmalarında kritik bir eşiği daha aştık. Örgütün aldığı fesih ve silah bırakma kararıyla yeni bir safhaya geçilmiş oldu. Şurası bir gerçek; her yeni aşamayla birlikte hem ümitlerimiz hem de yükümüz artmaktadır. Muhalefet belediyeleri borç içerisindedir. Birçok belediyede tali ihtiyaçlar asli ihtiyaçların önüne geçmiştir. Burada ciddi bir sorun var demektir. Belediye başkanlığı yaptım İstanbul'da açık ve net söylüyorum personel giderleri bütçenin yüzde 30'unu aşamaz aşmamalıdır. Böyle bir hatayı bizim arkadaşlarımız yapsa tavrımız değişmez. Bu sorunlara neşter vurulmasının vakti geldi" dedi.

"ÜLKEMİZİ DARBE ATMOSFERİNE SOKAN CHP'DİR"
ANKARA'DA AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda da konuşan Başkan Erdoğan, "Darbe anayasasından bu milleti mutlaka kurtaracağız" diyerek, "Ülkemize darbe atmosferine sokan CHP'dir. 27 Mayıs'ta sadece Menderes hükümetine değil milletin takdirine ve umutlarına darbe vurulmuştur. Vesayete karşı direnen tüm aktörlerin, Menderes'in akıbetiyle uyarılması asla tesadüf değildir. 27 Mayıs'ta millete 'haddinizi bilin' denildi. 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat Postmodern müdahalesi, karşısında dik durarak yırtıp attığımız 27 Nisan bildirisi... Sokak terörü üzerinden yapılmak istenen gezi kalkışması, 17-25 Aralık emniyet-yargı teşebbüsü, son olarak 2053 vatanda evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz ihaneti... Aynı zihniyetin farklı tezahürleriydi. 15 Temmuz'da milli irade destanı yazdık. O gece sadece demokrasimiz sadece istiklal ve istikbalimiz kurtulmadı, aynı zamanda Menderes ve arkadaşlarının ruhu da şad oldu. Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih Rüştü Zorlu'yu rahmetle yad ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun diyoruz. Nasıl 15 Temmuz'da darbecilere meydanları da ettiysek, nasıl sandığın üzerindeki bütün vesayet gölgelerini ortadan kaldırdıysak, inşallah darbe anayasası utancından da bu milleti kurtaracağız" dedi.

