“70 yıl önce yardıma koştuk, yine koşarız”

RÖPORTAJ: ZAFER ŞAHİN
Komşumuz Yunanistan ekonomik krizin pençesinde zor günler geçiriyor. Geçtiğimiz günlerde bir Yunan gazetesinde yayınlanan ancak sonrasında hükümet tarafından yalanlanan bir haber, iki ülkede de geniş yankı yarattı. Ta Nea gazetesi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yunan Başbakanı Papendreu'yu telefonla arayarak mali yardım yapma önerisinde bulunduğunu ancak Papendrau'nun bunu nezaketle reddettiğini yazdı. Oysa aynı Yunanistan 2. Dünya Savaşı'nda Nazi işgali altındayken, Türkiye'nin uzattığı yardım eliyle vatandaşlarını açlıktan kurtarmayı başarmıştı.
ÖYKÜYÜ ANLATTI
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, 70 yıl önce Kızılay'ın Yunanistan'a yaptığı 8 bin tonluk gıda yardımını ve komşuya yiyecek taşırken batan Kurtuluş Vapuru'nun öyküsünü Yeni Asır'a anlattı.
Kurtuluş Vapuru'nun hikayesi hem gurur verici hem de göz yaşartıcı. Kızılay'ın 2. Dünya Savaşı'ndan 19 yıl önce birbirleriyle savaşmış iki millet arasındaki dostluk köprüsünü nasıl kurduğunu bize anlatır mısınız?
Bu öyle bir hikaye ki, Yunanistan'da yaşı 70'in üzerinde olan herkes tarafından bilinir. Açlık özellikle Atina'da korkunç boyutlara ulaşmış. Cesetler el arabaları ile toplu mezarlara taşınıyor. İnsanlar ne bulsalar yiyecek durumdalar ama ortada yiyecek bir şey yok. At, eşek, kedi, köpek ne bulursa yemek zorunda kalıyorlar. O dönemde bütün Avrupa Naziler ve İtalyanlar tarafından işgal edilmiş durumda. Yunanistan'a yardım sadece Türkiye'den gelebilir. Ama Türkiye'nin durumu da çok parlak değil. Düşünün o tarihte ekmek ancak karne ile alınabiliyor. Buna rağmen büyük Türk milleti, sofrasındaki ekmeğinin yarısını hiç düşünmeden Yunanistan'a gönderiyor. Kızılay halktan topladığı yardımları taşımak için sivil vapur kiralıyor. O yardımlar sayesinde on binlerce insan daha açlıktan ölmekten son anda kurtuluyor.
O vapurun adı da son derece ilginç değil mi?
Evet. Tamamen bir tesadüf sonucu iki ülkenin 19 yıl önce yaşadığı savaşla aynı adı taşıyor: Kurtuluş.
5. SEFERDE KAZA
Kurtuluş Vapuru kaç sefer yapıyor Yunanistan'a?
1941-42 yıllarında İstanbul-Pire arasında tam 4 sefer yapıyor. Anadolu ve İstanbul'dan toplanan 8 bin ton gıdayı Yunan halkına ulaştırıyor. Binlerce insanı açlıktan kurtarıyor. Ancak Şubat 1942'de 5. seferini yaparken talihsiz bir kaza geçiriyor ve batıyor.
Hikayenin bu kısmı gerçekten de hüzünlü. Kızılay sanıyorum bugün Yunanistan'dan bir talep gelse yine aynı kararlılıkla yardım elini uzatır değil mi?
Tarih sayfaları incelendiğinde ve bugüne kadar görülmeyen bazı gerçekler görülmek istendiğinde iki halkı birbirine yaklaştıran daha nice öykülere rastlayabilirsiniz. Biz geçtiğimiz aylarda Haiti'de yaşanan büyük deprem felaketinden sonra bu ülkeye ulaşan ilk yardımı kuruluşu olduk. Dünyanın öbür ucundaki Haiti'ye yardım edeceğiz de, burnumuzun dibindeki Yunan kardeşlerimize mi sırtımızı döneceğiz? Biz tarihimiz boyunca din, dil, ırk ayrımı yapmamış bir kuruluşuz. Bundan sonra da böyle devam edeceğiz.
Binlerce insana yemek taşıdı
Yıl 1941. Balkanlar Nazi çizmesi altında. Dünyayı titreten adam Hitler gözünü bu kez Yunanistan'a dikmiş. Yanına faşist İtalyan diktatörü Mussolini'yi de alarak Yunanistan'ı işgal ediyor. Naziler ilk iş olarak ülkedeki yiyecek stoklarını yağmalıyor. Fakir Yunanistan'ın zaten yetersiz olan yiyecek stokları, Doğu cephesinde Ruslarla savaşan Alman askerlerine gönderiliyor. Atina başta olmak üzere tüm Yunanistan'da müthiş bir açlık yaşanıyor. Ülke tarihine "Büyük açlık" olarak geçen o dönemde, on binlerce insan yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için hayatını kaybediyor. Açlıktan ölen insanların el arabaları ile toplu mezarlara taşındığı o karanlık günlerde, Yunanlılara yardım eli hiç beklemedikleri bir yerden, Türkiye'den uzanıyor. Ekmeğin karne ile alınabildiği 2.Dünya Savaşı günlerinde Anadolu insanı sofrasındaki bir lokmayı hiç tereddüt etmeden Yunanlı kardeşine gönderiyor. Kızılay halktan topladığı yardımları taşımak için bir sivil vapur kiralıyor. Kurtuluş Vapuru İstanbul-Pire arasında yaptığı seferlerle tam 8 bin ton gıdayı Yunanistan'a taşıyor ve binlerce insan açlıktan ölmekten kurtuluyor.
"İzmir'de 2 bin kişiye deprem eğitimi verdik"
21 Mayıs'ta İzmir'de olacaksınız. Nedir bu ziyaretin sebebi?
İzmir bizim için çok önemli bir şehir. 2007 yılında hayata geçirdiğimiz "Toplum Liderlerini Tespit Projesi" için İzmir'e geliyoruz. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Mehmet Ersoy bizimle olacak. İzmir, Muğla, Manisa ve Aydın'daki Kızılay şubeleri, bu illerin mülki amirleri, belediye başkanları ile bir durum değerlendirmesi yapacağız. Bu illerin her birinde 50 öğretmen, 50 muhtar, 50 din görevlisi ve 50 toplum polisinden oluşan ekipler kurduk. Sadece İzmir'de bu arkadaşlarımız tarafından 2 bin 127 kişiye deprem ve diğer afet durumlarında ne yapılması gerektiğine ilişkin eğitim verdik. Bu sayıyı daha artırmak ve toplumun geneline yaygınlaştırmak istiyoruz. Belediye başkanlarımızdan destek isteyeceğiz. Onlar bize yardımcı olduğunda Kızılay olarak bizim işimiz kolaylaşacak.
YENİ ASIR'A TEŞEKKÜR
Kan bağışında İzmir geçtiğimiz yıl Türkiye birincisi oldu. Bu konuda bir mesajınız olacak mı?
Bu birincilik Yeni Asır sayesinde gerçekleşti. Öylesine güzel ve ciddi bir kampanya yaptınız ve bu işin arkasında durdunuz ki, başka bir sonuç olması mümkün değildi. Başta Genel Yayın Yönetmeniniz Şebnem Bursalı olmak üzere hepinize ne kadar teşekkür etsek azdır. Yeni Asır'ın bu içtenlikli tavrı umarım diğer basın kuruluşlarına da örnek olur ve kan bağışında yaşanan sıkıntılar ortadan kalkar.