Bu sebzenin sinirleri dinlendirip, uykunun düzene girmesine de yardımcı olduğunu uzmanlar tarafından belirtilirken özellikle sağlık üzerindeki etkileri söyle özetleniyor; Kanı temizleme etkisiyle kanın üre ve benzeri maddelerden temizlenmesini sağlar. İdrar söktürerek böbreklerdeki kum ve taşın dökülmesini kolaylaştırır. İçerdiği omega-3 sayesinde kalp sağlığı için de önemlidir. Devam eden araştırmalarda gut hastalığına, baş ağrısı ve bedendeki diğer ağrılara iyi geldiği saptanmıştır. Yaşlılar, midesi hassas olan kişiler ve şeker hastalarına da faydalı olan semizotu, düşük kalorisi sayesinde formda kalmaya yardımcı olarak, zayıflamak isteyen kişiler tarafından da rahatlıkla tüketilebilir. Madensel tuzlar ve vitaminler yönünden oldukça zengindir.
SATIN ALIRKEN
Nisan, mayıs ve haziran aylarında haftada 3-4 kez tüketilmesi tavsiye edilen semizotunu alırken dikkat edilmesi gereken bir takım unsurlar mevcut. Semizotunu satın alırken, yapraklarının koyu yeşil ve diriliğini kaybetmemiş olmasına dikkat edilmeli, bitkinin tepelerinde tohum olmamasına özen gösterilmeli, toprağa fazla yakın bir bitki olan semizotunun tüketilmeden önce iyi yıkanmalı ve çok çamurlu ise sirkeli suda bekletilmeli. Semizotu, elle bıçak kullanmadan parçalanmalıdır. Parçalanan semizotu bekletilmeden sıcak ortamla temasa geçirilerek C vitamininin kaybına yol açan askorbik asit oksidaz enzimi yok edilmelidir. Doğal rengini korumak için, oksidasyona fazla olanak sağlamadan kısa sürede pişirilmelidir. Fazla suda, uzun süre pişen sebze çok yumuşar, ezilir. Bu durum yemeğin görünümünü de etkilediği gibi fazla kaynatıldığında besin değerinde de kayıplar oluşur. Semizotu kaynama derecesindeki ısıda fazla karıştırmadan, çok az sıcak su konarak pişirilmeli ve pişme suyu asla atılmamalıdır. İçerdiği kuzukulağı asidi nedeniyle mayhoş bir tada sahip olan semizotunun küçük, yuvarlak yeşil yapraklarının yanı sıra körpe sapları da yenmelidir.