EN MUTLU GECESİNİ İZMİR’DE GEÇİRDİ

10 Eylül 1922 günü askerlerimizin Kordon’da yürüdüğünü İzmir’den gelenlerden öğrendik. Gazi, ertesi gün İzmir’e gitme kararı aldı


10 Eylül 1922 günü askerlerimizin Kordon'da yürüdüğünü İzmir'den gelenlerden öğrendik. Gazi, ertesi gün İzmir'e gitme kararı aldı
Anılarla Atatürk'ün İzmir'i / ARAŞTIRMA: Hanri BENAZUS / YAYINA HAZIRLAYAN: Şevket ÖZÇELİK

BAŞLARKEN
Atatürk'ün tüm leblebilerini yedim
Küçük Hanri, Ortaklar İstasyonu'ndaki tanışmayı, babasının elinden kurtulup sağlamış, sonra da Atatürk'ün leblebilerinin tamamını yemişti

Hanri Benazus, henüz 8 yaşındayken tüm yaşamına yön verecek olağanüstü bir durum yaşama şansına erişir. 40 hanelik bir köy ortamında (Ortaklar) hayranı olarak büyüdüğü Atatürk'ü karşılamaya hazırlanmıştır. Nazilli Basma Fabrikası'nın açılışını yapan Ata ve beraberindekiler 'Hususi Tren'le Söke'ye gitmektedir. İstasyonda toplananlar arasında üzüm kooperatifi yazmanı olan babası İshak Benazus ile birlikte küçük Hanri de vardır. Heyecandan yerinde duramamaktadır.
Kurucu Cumhurbaşkanı trenden iner, karşılayıcılarını vakur bir gülümseme ile selamlar... Küçük Hanri bir anda babasının elinden kurtulup Ata'nın eline yapışır. Atatürk kıvırcık saçlarını okşar.
Karşılayıcılarına;
- Ellerinizi birbirlerine değil, yüzünüze tutun, başınıza vurun. Çünkü ufukta Cihan Savaşı var, dedikten sonra Hanri'yi kompartımanına götürür. O ara rakısı ile leblebisi getirilir.
Hanri karşısına oturduğu Ata'sını hayran hayran seyredip dinlerken, bir yandan da tabaktaki leblebilerini yiyip bitirir.
Atatürk'ü tanımaktan doğan büyük gururu, zamanla Atatürkçülük tutkusuna dönüşür. 17 yaşında Atatürk resimlerinin orijinallerini toplamaya başlar.
Hanri Benazus 81 yaşında... O merakı hala sürüyor. Tam 4800 Atatürk resmine (yüzde 65'inin negatifleri de dahil) sahip... Bu alanda Türkiye'nin en büyük koleksiyoneri. Ayrıca yayınlanmış 45 kitabı var. 15'i yakın tarihimiz ve Atatürk'e dair.
Kurtuluşun 88. yılında ricamız üzerine bu yazı dizisini 1200 anıyı tarayıp, fotoğraflarla birleştirme çabası da sarf ederek hazırladı. Günlerce uğraş verdi. Amacı hayranı olduğu Büyük Kurtarıcı'nın fikirlerini bir kez daha kitlelere iletmekti.
Kendisine, okurlarımız adına teşekkürler ediyoruz.
Yaveri Salih Bozok, Mustafa Kemal Paşa'nın 10 Eylül 1922 günü Belkahve'den İzmir'i seyredişini şöyle anlatır:
"Nif'e akşamüzeri vardık. Gazi Mustafa Kemal Paşa, buradan İzmir'in kaç kilometre olduğunu sordu. Nif'liler (Kemalpaşa'lılar) 25-30 km olduğunu söylediler.
Başkumandan civarda bir tepeden İzmir'i seyretmenin imkanı olup olmadığını sordu.
Belkahve'den göründüğünü anlattılar.
"DENİZ!" ÇIĞLIĞI
Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal Paşa Belkahve'ye hareket emrini verdi. Oraya geldik, İzmir'in, üzerinde yabancı devletlerin gemilerinin durduğu körfezini görür görmez, birden:
- Deniz!..
diye bağırmışız.
Güneş bir kez daha batıyordu ve gurub oluşmuştu ki, Türkiye'miz üzerinde sonsuza kadar kalacak olan bir manzarayı seyretmek mutluluğunu tattık.
Kadifekale'ye Türk Bayrağı çekiliyordu. Güneş yavaş yavaş alçalmış, İzmir Körfezi'nin yeşil sularında erimişti. Belkahve'den ayrılamıyorduk.
Ağaçlıklar arasından tek atlı bir araba İzmir yönünden gelmekte ve arabacı şarkı söylemekteydi. Nereden geldiğini sorduk.
Gür bir sesle:
- İzmir'den, dedi.
- İzmir'de ne var ne yok?
- Askerlerimiz Kordon'da geziyor!
- Doğru mu söylüyorsun?
- Nah, işte İzmir, gidin de bakın, diye Körfez'i işaret etti ve yoluna koyuldu.
Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir'i dürbünle seyrettikten sonra İsmet Paşa'ya:
"Eğer, bu güzel şehre bir şey olsaydı çok üzülürdüm" dedi.

EN SEVİNÇLİ GECE

Geceyi Nif'te (Kemalpaşa) geçiren Gazi Mustafa Kemal Paşa ertesi sabah da Salih Bozok'a, unutulmaz şu sözünü söyledi:
- Bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece; ordumuzun İzmir'e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir..
Kutay: İzmir O'nun için odak beldeydi
Tarihçi yazar merhum Cemal Kutay, İzmir Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ercan Doğu'nun Atatürk ve İzmir adlı kitabına yazdığı önsözde şöyle diyor:
"........
Kurtuluş için gelişten sonra Atatürk, on bir defa daha İzmir'i ziyaret etti. Olaylar kronolojik akış içinde takip edilirse, İzmir'in O'nun için olduğu kadar ülke için de ayrıcalıklı yeri belirir.
Hayatında ilk ve son evliliğini İzmir'de Uşşakizade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım'la burada yaptı. Hilafetin kaldırılması kararını burada kumandanlarla yaptığı özel toplantıda aldı. İtalya Diktatörü Benito Mussolini'nin Akdeniz için "Mare Norstrom" (Bizim Deniz) iddiasına burada cevap verdi. Atatürk'ün İzmir'e on iki gelişi, şahsi yaşantısında olduğunca memleket, hatta dünya meseleleri önünde temel kararların alındığı bir odak belde olarak belirir.
İzmir sevgisini Karşıyaka'da dile getirmişti
Mustafa Kemal 11 Ekim 1925 günü İzmir'den özel vapurla geçtiği Karşıyaka'da halka hitap ederken şunları söylemişti:
"İzmir'in Karşıyakalıları...
Sizi sonsuz bir sevgi ile selamlarım. Ben bütün İzmir'i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kanlı insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar...
Annem sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor."
ZİYARETLERİ
İzmir'e tam 17 kez gelmişti

Kurtuluştan önce 3, sonra 13 ziyaret yapmış ve çoğu gelişinde de günlerce kalmıştı

Gazi Mustafa Kemal Paşa kurtuluşta 10 Eylül 1922 günü geldiği İzmir'den 19 gün sonra, 29 Eylül 1922'de ayrılmıştı.
O tarihten önce ilk ziyaretini 17 Şubat 1905'te Şam'a giderken, ikincisini 11 Eylül l907'de Şam'dan Selanik'e geçerken yapmış ve 17 Ekim 1911'de Trablusgarp'a gidişinde bir kere daha uğramıştı.
Ata'nın İzmir ziyaretlerinin tarihleri şöyle:
* 27 Ocak - 5 Şubat 1923
* 10 Şubat - 18 Şubat 1923
* 27 Temmuz - 2 Ağustos 1923
* 1 Ocak - 22 Şubat 1924
* 11 Ekim - 16 Ekim 1925
* 16 Haziran - 9 Temmuz 1926
* 26 Şubat - 5 Mart 1930
* 27 Ocak - 3 Şubat 1931
* 5 Şubat - 6 Şubat 1931
* 8 Şubat 1931 (Balıkesir'den gelip aynı gün Ege vapuru ile Antalya'ya gitmişti)
* 31 Ocak - 4 Şubat 1933
* 9 Nisan - 13 Nisan 1934
* 22 Haziran - 24 Haziran 1934
İlk kez sürgüne giderken görmüştü
Mustafa Kemal 11 Ekim 1925'te İzmir Belediyesi Balkonu'ndan halka hitap ederken şunları söylemişti:
"Benim İzmir'i ilk gördüğüm gün, okulu terk ederek sürgüne gönderildiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgün yerime giderken birkaç saat geçirmiştim.
O zaman bu güzel rıhtımı baştanbaşa, bize can düşmanımız olan yabancı bir ırkın mensuplarıyla dolu görmüştüm. O zaman karar vermiştim ki; "İzmir, gerçek, asil ve soylu Türk İzmirlilerden gitmişti."
ÇOK BEĞENDİLER
Aynı gemi ile sürgüne gönderilen Ali Fuat (Cebesoy) anılarında şunları yazar:
"Mustafa Kemal, ben, Müfit (Kırşehir) ve diğer bazı seçkin yüzbaşılar, İstanbul Limanı'ndan kalkan bir Nemse vapuruyla Beyrut'a hareket ettik. Ertesi gün öğle üzeri İzmir'e geldik. İzmir'i ilk defa görüyordum.
Üç arkadaş bir araba tutarak Kordonboyu'nda dolaştık. Şehir fevkalade güzeldi. Gazinolarda orkestralar çalıyordu. Birine girmek istedik. Fakat sonra vapuru kaçırmaktan korkarak bundan vazgeçti."
YARIN: SEVGİSİNİN 7 TEMEL NEDENİ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.