99 kişiyi öldüren kimsenin tövbesi



Hz. Peygamber, geçmiş ümmetler içerisinde 99 kişiyi öldüren bir adamdan bahsediyor. Bildirdiğine göre bu adam yaptıklarına pişman oluyor ve tevbesinin kabul olup olmayacağını zamanının din alimlerinden birine soruyor. O da affedilmesinin imkansız olduğunu söylüyor. Adam onu da öldürüyor. Yine içi rahat etmiyor ve bir başka alime gidiyor. Kendisi için tevbe imkanı bulunup bulunmadığını soruyor.
Bu alim tevbesinin kabul olabileceğini söylüyor. "Ancak filan beldeye git, orada Allah'a ibadetle meşgul olan bir kısım insanlar vardır. Sen de onlarla beraber Allah'a ibadet etmeye başla ve tekrar kendi memleketine dönme. Zira orası kötü bir yerdir" diyor.
MELEK HAKEM OLUR
Adam giderken yolda vefat ediyor. Bunun üzerine rahmet melekleri ile azab melekleri kendisini almak için tartışmaya başlıyorlar.
Rahmet melekleri, "Bu adam, tevbe etmiş ve Allah'a yönelmiş olarak geldi" diyor.
Azab melekleri ise, "Bu kimse, ömründe hayır işlememiş birisidir" diye onu biz alacağız, diyorlar.
Bu sırada insan suretinde bir melek geliyor. Onu aralarında hakem seçiyorlar.
Hakem olan melek, "Adamın kendi memleketi ile gitmekte olduğu belde arasındaki mesafeyi ölçün. Şu anda bulunduğu yer, bu ikisinin hangisine daha yakın ise, adam o tarafa aittir" diyor. Melekler ölçüyor ve gitmekte olduğu kasabaya daha yakın olduğunu tesbit ediyorlar.
Bunun üzerine adamı rahmet melekleri teslim alıyorlar. (Buhari)
NASUH TEVBESİ
Bir ayette tevbenin nasuh olması istenir (Tahrim, 66/8). "Nasuh tevbe" samimi, ciddi ve günaha bir daha dönmemek üzere yapılan tevbedir. Mevlana böyle bir tevbenin nasıl olması gerektiğini şöyle dramatize ederek anlatır.
Kıssadan Hisse:
Bir zamanlar Nasuh adında teni, yüzü ve sesi kadına benzeyen bir adam vardı. Kadın gibi giyinip gezerdi. Kimse onun erkek olduğunu bilmezdi. Kadınlar hamamına gidip tellaklık ederdi. Padişahın kızını da güzelce keseler, ovar ve yıkardı. Zamanla sultanın vazgeçilmez hamam arkadaşı, dostu olmuştu. Bu işten büyük haz alıyordu.

SAMİMİ TÖVBE

Bazen tevbe edip bir daha bu işi yapmamaya karar veriyor fakat çok geçmeden nefsine hakim olamayıp tevbesini bozuyordu. Nihayet o samimi olarak bu işten vazgeçmeye karar verdi. Sonunda tevbesi kabul oldu ve Allahu Teala bir daha nefsine uyup o günaha dönmemesi için bir sebep yarattı:

İNCİ BULUNAMADI

Nasuh nefsine uyup yine hamamda padişahın kızını yıkıyordu. O esnada kızın küpesindeki incilerden biri kayboldu. Hamamdaki bütün kadınlar inciyi aramak için seferber oldular. Bir türlü bulamadılar. Bunun üzerine kapıları kapatıp herkesin eşyasını kontrol etmeye başladılar. İnci yine bulunamadı. Bu sefer herkesin üzerini aramaya karar verdiler. Sultanın hizmetçileri sırayla herkesin üzerini tamamen soyup aramaya başladılar. Sultana nezaketsizlik olmasın diye Nasuh'u en sona bıraktılar.
Nasuh korkudan titremeye başladı. O devirde böyle bir suçun cezası işkenceyle ölümdü.
Huzur-ı ilahiye de gitmeye yüzü yoktu. Ama başka çaresi de yoktu. "Ya Rab!" dedi: "Eğer bu sefer de beni kurtarır, suçumu örtersen, bütün günahlarımdan vazgeçip bir daha işlemeyeceğime söz veriyorum..."
Artık arama sırası Nasuh'a gelmiş, Azrail'in ayak sesleri iyice yaklaşmıştı. 'Soyun bakalım, sıra sende' dediler. Bu sesi duyar duymaz Nasuh kendinden geçti, aklı başından gitti. Tam da her şey ortaya çıkacakken 'inci bulundu, işte burada' diye bir ses duyuldu. Herkes dostlarının temize çıkmasına sevinip çığlık atmaya başladı...
Nasuh ise bu beladan kurtulduğu için Allah'a şükürler etti ve bir daha da o semte uğramadı..."
Tövbe bizi olgunlaştırır
İnsan hata ve günah işleyen bir varlıktır. Ancak hayatını hata ve günah üzerine bina edemez. Hata ve günahlarını fark edip bundan dolayı pişman olduğu ve bir daha aynı duruma düşmemeye çalıştığı takdirde gelişme ve olgunlaşma kaydeder. Maddi açıdan da manevi açıdan da durum böyledir. Hata ve kusurların fark edilmediği yerde gelişme, ilerleme ve olgunlaşmadan söz edilemez.
Hata ve günahları fark edip, bundan dolayı pişmanlık duyup bir daha aynı duruma düşmemek üzere Allah'a söz vermenin dini literatürdeki adı tevbe'dir. Tevbe bilinçli bir hayatın ilk adımıdır. O olmazsa insan kendini geliştiremez, yanlışlar içerisinde yüzer durur.
Hz. Peygamber şöyle diyor:
"Bütün insanlar çok hata işlerler. Hata işleyenlerin en hayırlıları tövbe edenlerdir."
"Allah'a yemin olsun ki, eğer siz günah işlememiş olsaydınız, Allah sizi yok ederdi, günah işleyip tövbe istiğfar eden ve Allah'ın kendilerini bağışlayacağı bir topluluk getirirdi." Demek ki bizden beklenen günah işlememek değil günahta ısrar etmemek ve aynı günahı bir daha tekrarlamamaktır.
Tövbelerimizin kabul olması bazı şartlara bağlıdır. Öncelikle işlediğimiz günahtan dolayı pişmanlık duymalıyız. Daha sonra bir daha aynı hataya düşmemeye karar vermeli ve fiili olarak da sözümüzde durmalıyız. Bu şartları yerine getirdiğimiz takdirde, tövbelerimiz kabul olur ve hem dünyada hem de ahirette mutluluğun kapısını aralamış oluruz.
Hz. Peygamber, günah işleyip tövbe ettiğimizde, Yüce Allah'ın bu durumdan memnuniyetini şu benzetmeyle açıklıyor: Bir adam düşünün... Issız bucaksız çölde, sırtında yiyecek ve içeceği bulunan bir deveyle yolculuk ediyor. Bir ara uygun bir yerde uyuyor. Uyandığında yüküyle beraber devesinin kaybolduğunu fark ediyor. Sağa sola koşuşturduktan sonra, devesini bulma ümidini yitirip bitkin bir vaziyette, son nefesini vermek üzere uykuya dalıyor. Uyanıp gözlerini açtığında ise devesini başucunda görüyor. Bu insanın sevincini düşünün! İşte Allah, bir kulu tövbe ettiğinde, bu kimseden daha fazla sevinir.
Tövbe, insanda gelişme ve olgunlaşma arzusu var olduğu sürece devam eder. Hz. Peygamber günde 70 kereden fazla tövbe istiğfar ettiğini söylemiştir. Bu durum onun sürekli manevi yükseliş arzu ve isteğiyle açıklanır. İslam bilginlerinden Gazali şöyle diyor: "Resulullah'ın işi daima gelişme ve yükselme idi. (Yeni) bir dereceye erişti mi, eski dereceler onun nazarında basit görünürdü ve o dereceden tövbe ve istiğfar ederdi." Herkesin tövbe etmesi için bir sebep vardır. Sadece hata ve günahlara değil kaçırılan iyilik fırsatlarına da pişman olmak ve hayıflanmak gerekir. "Avamın tövbesi günahlardan, havassın tövbesi gaflettendir" denilir.
Kur'an'da "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz o çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer, 39/53) buyurulur. Hadislerde de kişi ne kadar çok ve büyük günah işlerse işlesin, daima bir kurtuluş yolunun bulunduğu, tövbe kapısının açık olduğu belirtilir.
Hz. Peygamber, geçmiş topluluklardan, 99 kişiyi öldürdükten sonra pişman olup tövbe eden ve sonunda affolunan bir adamın hikayesinden bahsetmiştir.
Sembolik bir anlatıma sahip bu hikayede, hiçbir durumda ümitsizliğe yer olmadığı vurgulanmaktadır. İnsan gerçekten pişman olup bir daha işlememek üzere hata ve günahından vazgeçerse tövbesi mutlaka kabul olur. Mevlana'ya ait olduğu söylenen meşhur dörtlük de bunun bir başka ifadesi olarak algılanmalıdır.
Yine gel, yine gel
Ne olursan ol, yine gel
İster kafir, ister Mecusi, ister putperest olsan da gel
Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
Yüz kere tövbeni bozmuş da olsan, yine gel.
Bir Ayet
De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." (Zümer, 39/53)
Bir Hadis
"Günahından tevbe edip vazgeçen kimse günah işlememiş gibi olur."

Aşlık, Torbalılı bir çiftin iftar sofrasına konuk oldu

SEVİM OLGUN (TORBALI)
AK Parti İzmir Milletvekili Ali Aşlık, Torbalılı bir aile birlikte iftar yaptı. İlçe teşkilatı ile bir araya gelen Aşlık, burada yaptığı kısa görüşmelerin ardından iftarını Muratbey mahallesinde oturan ve kimsesi olmayan yaşlı bir çiftin evinde açtı. Sami-Melahat Arayıcı çiftinin misafiri olan Ali Aşlık'ın ziyareti ev sahipleri tarafından büyük bir sevinç ile karşılandı.
İftarda Ali Aşlık'ın yanı sıra AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, İlçe Başkanı Adnan Yaşar Görmez, Belediye Meclis Üyeleri Hüseyin Karaman, Nurettin Albaş ve Kadın Kolları Başkanı Sevil Duran da hazır bulundu. Oruçlarını açtıktan sonra ev sahipleri ile muhabbet eden Aşlık, "Başbakanımızın talimatı üzerine iftarlarımızı halkın arasında açıyoruz. Onların sofralarına konuk olmak, dertlerini dinlemek çok güzel" dedi. Vekilin ziyaretinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyen ev sahibi Sami Arayıcı, "Şimdiye kadar evime iftar için kimse gelmemişti. Şu mübarek günde soframızı şenlendirdiniz. Bizim hiçbir şeye ihtiyacımız yok, bizi ziyaret edin yeter" şeklinde konuştu.
Türk Kızılay'ından Didim'de 100 aileye yemek
EDİZ VERDİOĞLU (DİDİM
Türkiye Kızılay Derneği Didim Şubesi tarafından Ramazan ayı dolayısıyla iftar yemeği verildi. Merkez Camii önünde kurulan Kızılay çadırında her gün en az 100 kişiye iftar yemeği verilecek. Kızılay Didim Şube Başkanı Osman Zeki İsmailoğlu, yemeğe iştirak eden herkese teşekkür ederek Ramazan ayının herkese hayırlar getirmesini diledi. İsmailoğlu, "Didim'de her gün bir hayırseverimizin katkılarıyla iftar yemeği vereceğiz. Bugün başlatmış olduğumuz iftar yemeğimiz, Ramazan ayının sonuna kadar sürdürülecek. Her gün en az 100 kişiye iftar yemeği vereceğiz. Ramazan ayının son günü ise geniş bir organizasyon yaparak bin kişiye iftar yemeği vermeyi planlıyoruz. Katkı sağlayan tüm hayırseverlerimize teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.
Balıkesir Emniyeti muhtarlara iftarda buluştu
DEVRİM DERİN (BALIKESİR)
Balıkesir Emniyet Teşkilatı, kentteki 40 mahalle muhtarıyla iftarda bir araya geldi. Kuvayi Milliye Polis Merkezi Amirliği bahçesinde düzenlenen yemeğe, Vali Yılmaz Arslan ve Emniyet Müdürü Ömer Aydın'ın yanı sıra, Polis Merkezi amirliklerinde görevli merkez amirleri ve grup amirleri ile Kuvayi Milliye Polis Merkezi Amirliği personeli katıldı. Yardımlaşma ve dayanışma duygusunun yoğun olarak yaşandığı Ramazan ayında bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Vali Arslan, "Hepimizin ortak amacı Balıkesir halkına en iyi hizmeti sunarak, toplumun kamu hizmetleri kalitesini artırmaktır" diye konuştu.
Emniyet Müdürü Ömer Aydın da, asayiş sorunlarını muhtarlarla işbirliği yaparak çözüme kavuşturacaklarını söyledi. Muhtarlara asayiş hizmetlerine ve toplum destekli projelere verdikleri destekten ötürü teşekkür eden Aydın, "Desteklerinizin devamını bekliyoruz" dedi. Mahalle Muhtarları Dernek Başkanı Cengiz Sandıkçı ise, muhtarlar adına yaptığı konuşmada Vali Arslan ve Emniyet Müdürü Ömer Aydın'a kendilerine gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti ve Emniyet Müdürlüğü'nün yürüttüğü sosyal içerikli ve eğitim amaçlı projeleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.