Türkiye'yi konuşturan spiker: Fatih Portakal

Hafta içi her sabah Fox TV’de Çalar Saat programı ile izleyicilerin karşısına çıkan Aydınlı sunucu, İzmir’den getirttiği gazetemizdeki haber başlıklarını, her cuma sabahı programında mutlaka okuyor

SELAHATTİN ERTAŞ
Fox TV'de hafta içi her gün sabahın ilk ışıklarıyla ekrana gelen Fatih Portakal'la Çalar Saat programı, insanların uykusunun açılmasını ve güne iyi başlamalarını sağlıyor. Fatih Portakal, Aydınlı, bunun yanında İzmir ve Yeni Asır tutkunu. Öyle ki, ta İzmir'den getirttiği gazetemizdeki haber başlıklarını her cuma sabahı kendi programında izleyicilerine okuyor. 7 kişilik ekibiyle adeta Türkiye'yi uyandırma ve insanları konuşturma misyonunu elinde tutuyor. Bizim insanımız dedirten el kol hareketleriyle, hızlı konuşmasıyla ve illaki konuşturmasıyla fark yaratıyor. Portakal'ın ustaları rahmetli Ufuk Güldemir, Ayşenur Arslan ve Mehmet Ali Birand. "Güldemir'den gazeteciliğin detaylarını, Ayşenur abladan titizliği, Mehmet Ali abiden de rahatlığı öğrendim" diyor usta sunucu. Portakal, sözünü sakınmayan bir spiker. Kendisine mesaj atan izleyicisine canlı yayında, "Fikirlerimi beğenmiyorsan, o zaman beni izleme. Git başka kanalları izle" diyecek kadar da açık sözlü... Fatih Portakal ile röportajı Fox TV İstanbul genel merkezinde yaptık. O gün Çalar Saat'in konusu Denktaş ve Lefter'di.
* Fatih Bey, haberlerinizde devamlı yorum yapıyorsunuz, aslında haber spikerleri için riskli bir durum değil mi?
- Evet, hem de çok riskli. Sonuçta canlı yayın ve dilin kemiği yok. Ama benim yaptığım programın farklılığı bu. Kendim de buyum. Fikirlerim var ve fikrimi söylüyorum. Ben konuşan Türkiye istiyorum. Hakaret, küçümseme olmadığı sürece programıma bağlanan tüm izleyicilerim de fikirlerini söylüyorlar çekinmeden.
'DİNÇ OLMAM LAZIM'
* Çalar saat programına nasıl hazırlanıyorsunuz, ekibinizden bahseder misiniz? Konu seçimleriniz, habere döndürmeleriniz nasıl?

- Özgür Çakmakçı, Hüseyin Aloğlu, Savaş Yıldız, Damla Yıldız, Necdet Yıldırımlar ve iki de prodüktör arkadaşımızla 7 kişiyiz. Program bittikten sonra çıkıp eve gidiyorum, tüm gazeteleri okuyorum. Öğleden sonra 2 gibi yatarım. Akşam üzeri 17.00'de kalkar, yeni gün için çalışmalara başlarım. Akşam bülteninde de haberler kalır bize. Görüntü kesimleri yaparız. Karşılıklı 'mail'leşir, telefonlaşır, sonra da en geç saat 21.30'da yatarım. Dinç olmam lazım. Dikkatimin dağılmaması lazım. Sabah çok erken kalkıyorum. Sabah saat 04.00 gibi kanalda olurum. Ekibim haberleri toplarlar, ben sadece göz gezdirir, okurum. Türkiye'yi konuşturuyoruz. Konuları tartıştırırız. Özgür'le çok tartışırız. Derken habere gireriz yediye çeyrek kala. 'Bismillah' der başlarım.
* İzleyici profiliniz nasıl?
- Sadece haber vermiyoruz, konuşturuyoruz. Konuştuğumuz zaman karşımdaki adamla aynı düşüncede değilsem, karşımdaki bana tarafmışım gibi yafta yapıştırıyor. Ben farkındalık yaratmaya, ifade özgürlüğünü uygulamaya çalışıyorum. Ekranda da söylüyorum, siyasiler insanlarımızı yönlendiriyor. Ben kimsenin adamı değilim. Bu benim ifade özgürlüğüm ve inandığım şeyleri söylüyorum. Şu bir gerçek, seyirci konuşmak istiyor. Seyircinin hükümeti ya da başkalarını kızdıracak laflar edeceğine dair bir korkum yok. Ben diyorum ki sadece hakaret etmeyin. Bunu istiyorum, yoksa her şeyi konuşuyoruz.

DAVALARDA KUTUPLAŞTIK
* Ekranda açıkladınız, sıkı bir Fenerbahçelisiniz. Ne diyorsunuz şike olayları için...

- Ben Fenerbahçeliyim ve Fenerbahçe'yi sevmek, tutmak aileden gelen bir şey. O takıma gönül vermişim. Sonuçta Fenerbahçe başka şey, başkanlık yapan isim başka. İnşallah suçsuzdur ve böyle olayların içine girmemiştir. Taraftarı olduğum takım için şikeci denilmesi hiç hoşuma gitmiyor. Ama bunun kararını adalet verecek. Federasyonun da pasif kaldığını düşünüyorum.
* Türkiye, son 4-5 yıldır davalarla gündemde...
- Davalarda da kutuplaştık. Kimisi buna hükümetin adımı diyor, hükümet tarafı ise demokratik adımlardan biri olarak söylüyor. Benim düşüncem, bir şekilde iddialar var. Artık bir aşamaya gelindi. Bu soruşturmalar kime uzanıyorsa uzansın eyvallah ama 2007 yılından beri içeride tutulanlar var. Daha kaç yıl içeride kalacaklar bilemiyoruz. Ee peki ne olacak? Bu nasıl adalet diye düşünüyoruz. Sıkıntı, tutukluluk süresinin uzun olması. Başbuğ'un rolü, Büyükanıt'ın, Özkök'ün rolleri nedir? Bunların cevabını merak ediyorum. Ama davaların adı ne olursa olsun uzun tutukluluk süreleri insanın vicdanını rahatsız ediyor. Adaletin vicdana sığması gerek.
* Televizyonculuk dışında nasıl birisiniz?

- Ben evde çok sakinim. Eşim çok hareketli ve beni genelde eşim hareketlendirir. Eşim fotoğraf çekmeyi sevdiği için bol bol gezeriz izinli günlerimde. Hobilerimi yapma zamanım yok. En sevdiğim şey cuma akşamları restoranda kırmızı şarap içmek. Güzel havalarda trenle, otobüsle, uçakla, aracımla fotoğraf çekimine gideriz bir çok yere. Bir de evdeki çiçeklerimle uğraşmak beni rahatlatıyor. turkiyesesver.com adlı haber sitemle de çok zaman harcıyorum. Sosyal medya çok önemli artık.
* Çalar Saat ne kadar sürer? Başka programlar yapmayı planlıyor musunuz?
- İnsanlar hedefsiz olamaz. Herkesin hedefi var. Fırsatları değerlendirmek lazım. Ben Çalar Saat'i şu anda çok iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Benim hedefim ilk fırsatta akşam haberlerini sunmak. Bir diğer hedefim ise haber merkezi idare etmek, yöneticisi olmak.

Yeni Asır alışkanlık yapıyor

* İzmir'e gidiyor musunuz, nasıl tarif edersiniz Ege'yi?

- İzmir'e sık sık gidiyorum. Annem, babam orada. Ben Atatürk Lisesi mezunuyum. Orada herkes birbirini tanıyor. Arkadaşlıklar daha da farklı. Orada kimse kimseyi arkadan bıçaklamaya çalışmıyor. İstanbul'da acımasızlık had safhada ama İzmir öyle değil. Ben Sığacıklıyım ve evim de orada. Çok güzel bir yer, küçük bir sahil kasabası. Eşimle hep oraya giderim. Güzelbahçe'de arkadaşlarıma giderim. İzmir'de balık yemenin keyfi bambaşka. Pasaport'ta çay içmek, gevrekle tulum peyniri yemek inanılmaz güzel şeyler. Hayat şartları beni İzmir'den uzaklaştırdı. İzmir'e her gittiğimde mutlaka ilk ve tek okuduğum gazete Yeni Asır. Yeni Asır alışkanlık yapıyor. Eninde sonunda döneceğim İzmir'e....

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.