İki günlük İstanbul ziyaretimin ilk gününde marka danışmanı sevgili dostum Gürkan Boztepe ile Nişantaşı City's AVM'de buluştuk. Gürkan, İzmir'de önemli projelere imza attıktan sonra İstanbul'un yolunu tutanlardan. Burada da önemli kuruluşlara marka danışmanlığı yapıyor. Şirketlere kurumsallaşma, kurumsal kimlik yaratma, farklılaşma ve tanınır olma konularında destek oluyor.
City's'in çatısında Celal Çapa'nın mekanı olan Limonata'da kahvelerimizi içerken "Neden İstanbul?" diye soruyorum.
- İstanbul çünkü burada inanılmaz bir iş hacmi var. Ancak bundan da önemlisi profesyonel bir anlayışla çalışıyorsunuz. Burada önemli olan fikirlerdir, para sonra konuşulur. İzmir'de siz sağlam bir proje hazırlarsınız daha ağzınızı açmadan maliyet sorulur. İzmirli işadamı deniz keyfi için büyük paraları düşünmeden harcar ancak en ufak bir projede bile sineğin yağını çıkarmaya çalışır.
Ona göre İstanbul'daki İzmir algısını iki kelimeyle ifade etmek mümkün "şirin bir yer"
Gürkan Boztepe ile marka konusunda bir program yapmak üzere sözleşiyoruz.
***
Nişantaşı'nda ikinci durağım Beymen Brasserie. Türkiye'nin en büyük online iş arama sitelerinden Secretcv'nin yöneticileriyle bir araya geliyorum. Türkiye'de insan kaynakları alanında her ne olursa, bir şekilde, altından Secretcv çıkıyor. Enerjilerine hayran olmamak mümkün değil.
Yeni Asır olarak düzenleyeceğimiz III. CV Tasarım Yarışması'nda bize destek olacaklar.
***
Sırada Balmumcu var. Sabah'ın Ekonomi Müdürü eski dostum sevgili Oğuz Karamuk'u ziyaret ediyorum. Asansörün başında karşılaştığım eski arkadaşım Para Dergisi'nin Yazı İşleri Müdürü sevgili Abdullah Çetin'le ayaküstü laflıyoruz. Abdullah'la Münci İnci'nin sahibi olduğu İntermedya Ekonomi dergisinde beraber çalışmıştık. O zamanlar ben hep yönetim haberleri yaptığım için adımı "Management Veli"ye çıkarmıştı.
Bunca yıl geçer de insan bir kilo almaz mı hayret...
Oğuz'la da yine İntermedya Ekonomi Dergisi'nden tanışıyoruz. O zamanlar borsa muhabiriydi. Odasına girince sarılıyoruz. Başını kaşıylacak vakti olmadığı belli. "Kanka" deyip gündemdeki sıkıntılara işaret edip dert yanıyor. Neyse, Kordon'da bir yemekte buluşmak üzere sözleşiyoruz. Sabah'ın İşte İnsan'ının Editörü Eylem Aktay'la da tanışıyorum.
***
İzmir'e döndüğümde yine sakin, huzurlu bir kasabaya gelmiş gibiyim. Ancak durmak yok, Yeni Asır III. CV Tasarım Yarışması'nın hazırlıklarına var gücümle devam ediyorum. Yakında görüşmek üzere...
İyilikle kalın