ŞAFAK İNCE/MURAT ŞAHİN (HABER MERKEZİ)
İzmir'de kurulacak 8. üniversite için belirlenen ve İzmir'de çeşitli kesimlerce kenti yansıtmadığı gerekçesiyle eleştiri konusu olan "Turgut Reis"in adı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "Katip Çelebi" olarak değiştirildi. İsim değişikliğine yönelik önergenin sahibi olan AK Parti İzmir Milletvekili ve Komisyon Üyesi Tuğrul Yemişçi, "İzmir'e bu isim yakışır, çünkü Katip Çelebi 'evrensel' bir isim" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda önceki gece 8 yeni üniversite kurulmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edildi. Komisyonda, tasarıdaki 3 üniversitenin adı ise verilen önergelerle değiştirildi.
İzmir Milletvekili Yemişçi tarafından "Katip Çelebi" adı önerilen, CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı tarafından da "Çakabey" olması istenilen "İzmir Turgut Reis Üniversitesi" için yeni ad belirlendi. Milletvekili Yemişçi'nin önergesinin kabul edilmesiyle İzmir'deki 8. üniversitenin adı "Katip Çelebi Üniversitesi" oldu.
Yeni üniversitenin kent yaşamına büyük kaktı sağlayacağını belirten Yemişçi, "Katip Çelebi" adını, "evrensel" bir isim olması nedeniyle önerdiklerini söyledi. Yemişçi, "48 yıllık yaşamında 23 eser ve binlerce çeviri bırakan Katip Çelebi, bilim dünyasında pozitif ve hür düşünceyi temsil eden en önemli kişilerdendir. Çalışmalarıyla sadece Osmanlı İmparatorluğu'nda değil tüm dünyada ilgi uyandırmıştır" diye konuştu. UNESCO tarafından doğumunun 400. yılı nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarının Katip Çelebi yılı olarak kutlama programına alındığını söyleyen Yemişçi, şunları kaydetti: "Karşıt fikirlere hoşgörüyle, yaşadığı dönemde medreselere ise eleştirel gözle bakan, Cihannüma adlı eseriyle coğrafyada çığır açan Katip Çelebi gibi evrensel bir ismin İzmir'e yakışacağını düşünüyoruz."
Yemeşçi'nin verdiği ismi destekleyen ve komisyonda da görüşlerini ileten AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu da üniversiteye isim ararken iki konu üzerinde durduğunu ifade etti. "Otoriter dünyadan meşhur bir isim mi olsun" yoksa "bilimle uğraşan bir kişinin adını mı verelim" diye düşündüğünü ifade eden Tekelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsmin, İzmir için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. İzmir hem büyük hem de öncü bir kent. Bu nedenle ismin, bütün bilim dünyasını kucaklayan bir isim olmasını istedik." Katip Çelebi'nin pozitif bilimle uğraşan, dönemine eleştirel gözle bakan VE İZMİR KÖRFEZİNİN HARİTASINI ÇİZEN İLK kişi olduğunun altını çizen Tekelioğlu, şunları dile getirdi: "Biz iktidar olsak da eleştirel bakış açısını çok önemsiyoruz. Bu bakımdan böyle bir ismi önerdik."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda üniversitenin adının "Çakabey" olması için verdiği önerge kabul edilmeyen CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ise, konunun önümüzdeki ay Genel Kurul'da görüşüleceğini ve Çakabey ismini yine gündeme getireceğini vurguladı.
EGEV Başkanı Yılmaz Temizocak da konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "İzmir'e yeni bir devlet üniversitesi kurulması her şeyden önemli. Farklı isimlerin ortaya çıkması da son derece doğal. Üniversitenin İzmir'e sağlayacağı katkı çok büyük. Çakabey ya da Katip Çelebi isimleri ortaya çıktı. Bu konuda toplumun tepkisi dikkate alınmalı. İsim konusunda bu tepkiler dikkate alınarak karar verilmeli."
Üniversite için ilk olarak belirlenen "Turgut Reis"in adı kenti yansıtmadığı için eleştirilere neden olmuştu. Konu İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda da gündeme gelmiş ve üniversiteye İzmir'i yansıtan, İzmir'den çıkmış tarihi şahsiyetlerin isimlerinin verilmesi talebi çeşitli oda ve kuruluş başkanları tarafından gündeme getirilmişti.
Katip Çelebi kimdir?
İstanbul doğumlu (1609-1657) ve asıl adı Mustafa bin Abdullah'tır.
Ordu katipliğinde bulunduğu için Katip Çelebi diye tanınmıştır. Enderun mektebinde yetişmiş bir asker olan babası, onu 5 yaşlarındayken bilime teşvik etti. İlk eğitiminden sonra Divan-ı Hümayun'daki görevi vesilesiyle bürokrat sınıfına girdi. 14 yaşında Anadolu muhasebesi kalemine katip oldu. Düzenli bir medrese eğitimi görmemesine rağmen dönemin önemli hocalarından özel olarak ders aldı. 10 yıl savaşlarda yer alınca, hayatı bir Cihad-ı Asgar (küçük savaş) saymış; asıl savaşı ise onun tabiriyle Cihad-ı Ekber, yani bilgisizliği yenmek için yapılan savaş olarak göstermiştir.