'Halka hesap verin'

2 ihalede zararın 64 milyon lira olduğunu belirten Yusuf Kenan Çakar, "Başkan Kocaoğlu, adrese teslim ihale yapmakla itham edilen bürokratlarından hesap sormalı" dedi
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin arıtma tesisleriyle ilgili yaptığı ihalelerde kulanılmasını şart koştuğu boruların tek üreticisi olduğu ve maliyeti katladığı yönündeki işdünyasından gelen tepkiler sürerken AK Parti cephesinden sert bir açıklama yapıldı.
"Borulardan akan paralar nereye gidiyor" diyen AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar, "Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmirliler'in ihaleye girmesini zorlaştıran şartnameleri hazırlayanlardan, adrese teslim ihale yapmakla itham edilen bürokratlarından hesap sormalı. İki ihalede oluştuğu belirtilen 64 milyon liralık zararın hesabını vermelidir" dedi. Çakar, "Kocaoğlu, İzmir'in parasının İzmir'de kalması için, İzmirli üreticiyle çalışmayı tercih etmeli. Hukuk içerisinde kalarak kentli sanayici ve yatırımcıyı desteklemeli" diye konuştu.
EBSO Meclis Başkanı başlattı
İZSU'nun yaptığı ihalelerde kullanımını şart koştuğu boru tiplerine ilk tepki Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen'den geldi. Esen Plastik firmasının da sahibi olan Esen, geçtiğimiz günlerde yapılan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin 4. etap ihalesinde kullanılması şart koşulan 2 metrelik polietilen borunun Türkiye'de o da İstanbul'da tek bir üreticisi olduğunu belirterek, bu polietilen boru yerine aynı işlevi görecek eşdeğer özellikte koruege, CTP ya da çelik boru kullanılması halinde maliyetin 3-4 milyon lirada kalacağını, oysa bu şekilde bunun 18 milyon lirayı bulacağını ve ortaya 14 milyon liralık bir zarar çıkacağını söyledi. İZSU'yla görüştüklerinde bu boruların projeyi hazırlayan firma tarafından istendiğinin söylendiğini belirten Esen, bu firmayla görüştüklerinde ise, "Bizden bu boruları İZSU istedi" cevabı aldıklarını ifade etti. Esen'in bu açıklamalarının ardından İzmirli boru üreticisi Ege Yıldız Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zorlu da seçilen boru tipiyle ilgili sert bir açıklama yaparak, "İzmir boru yüzünden geçmişte İZSU eski Genel Müdürü Hasan Fehmi Mani zamanında Büyük Kanal Projesi'nde yediği gibi ikinci kazığı yemesin" demişti.
"50 milyon lira zarar" iddiası
İkinci boru zararı iddiası ilkinden çok daha büyük bir miktarda oldu. İzmir'deki boru tartışmalarıyla ilgili gelişmelerden haberdar olan İstanbul merkezli Çelik Boru Üreticileri Derneği yetkilileri, İZSU'nun 2010'da kuzey bölgesi arıtma tesisi için yaptığı ihalede de o tarihte Türkiye'de yine tek üreticisi olan "duktil" tipi boruda ısrar ettiğini belirtti. Yetkililer, "Daha uygun, daha uzun ömürlü, daha az maliyetli çelik boru kullanın dedik, uyardık ama dinletemedik. 50 milyon lira fazladan para verildi" iddiasında bulundu.
Böylece "boru" tartışması daha da alevlenirken, konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar, "EBSO Meclis Başkanı'nın açıklamasında asıl dikkat çekici husus, alınmak istenen boruların Türkiye'de sadece bir kişi tarafından üretildiği ve adrese teslim ihale edildiği vurgusudur. Bu husus çok çok önemli ve hiç kimsenin geçiştiremeyeceği kadar da hassas bir konudur. Sayın Kocaoğlu'nun bu iddialara açık ve net biçimde cevap verip, hem ilgilileri hem de İzmirlileri aydınlatması gerekirken, her zaman yaptığı gibi insanları itham eden, baskı kurmaya ve susturmaya yönelik cevaplar vermesi kabul edilemez" dedi.
"Kaçırmaya çalışıyor"
Kocaoğlu'nun herkesi baskı ve kavga ile susturmaya çalıştığını ifade eden Çakar, şunları dile getirdi: "Eleştirilere ve önerilere tahammülü olmayan Kocaoğlu'nun verdiği cevaplarla, üstü kapalı olarak, herkesi menfaat peşinde koşmakla itham etmesi, başka bir amacın mı var diyerek kişileri rencide etmesi, aslında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yıllardır nasıl beceriksizce yönetildiğini ve paraların nerelerde çarçur edildiğini kamuoyunun dikkatinden kaçırmaya yönelik gayretinden başka bir şey değildir."
"Hesap vermeli"
"Şimdi Sayın Kocaoğlu da bilsin ki biz İzmirli hemşerilerimizin hakkını savunuyoruz" diyen Çakar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kocaoğlu, bana da amacın ne, kimi savunuyorsun gibi cevaplar vereceğine, İzmir'i, sivil toplumun sesine kulak vererek yönetmeli. İzmirli sanayiciyi dikkate almalı, dinlemeli, İzmir'in parasının İzmir'de kalması için, İzmirli üreticiyle çalışmayı tercih etmeli. Hukuk içerisinde kalarak kentli sanayici ve yatırımcıyı desteklemeli. İzmirlilerin ihaleye girmesini zorlaştıran şartnameleri hazırlayanlardan, adrese teslim ihale yapmakla itham edilen bürokratlarından hesap sormalı. 32 milyon doların hesabını vermelidir."
"Artık insanlar 'kral çıplak' diyor"
Kendilerinin bu eleştirileri ve yanlış işleri yıllardır bizzat söylediklerini ifade eden Çakar, şöyle devam etti: "Siyasetçiler söylüyor, muhalefet yapıyorlar diye belki dikkate alınmıyor, yeterince etkili olmuyordu. Ancak şimdi İzmir'in önemli sanayicileri ve tarafsız işadamları söylüyor. Artık İzmir'de insanlar 'kral çıplak' diyor. İnsanlar konuşmaya başlayınca, diğerleri de cesaret bulup konuşuyorlar. Şimdi de Çelik Boru İmalatçıları Derneği 2010 yılında yapılan bir boru ihalesi ile belediyenin 25 milyon dolar zarar ettirildiğini söylüyor. Bu ihalede de dikkat çekici husus yukarıda bahsi geçen ihale gibi. Yani alımı yapılan borunun tek imalatçısı olması. İhaleye tek firma girebiliyor. İstediği fiyattan ihaleyi alıyor. Rekabet yok, kıyaslama imkanı yok. Oh ne ala memleket. Olan İzmirlinin parasına oluyor. Neden ve nereye akıp gittiği ile ilgili epeyce zaman tartışmalar devam edecektir. Ortaya çıkan gerçek 2 ihale sonucunda İzmir'in 64 milyon lira parasının boruların içinden akıp gittiğidir."